‘Devletin koruması gerekirken biz kendimizi korumaya mecbur kalıyoruz’
Şiddet artar, şiddetin dozu vahşileşirken ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlar da artıyor. Kadınların hikayeleri ise hiç değişmiyor!

Melek İpek kendisine işkence eden, sistematik şiddetine ve tecavüzüne maruz kaldığı Ramazan İpek’i öldürdüğü gerekçesiyle tutuklandı. Kadınlar günlerdir dayanışma mesajları yayımlayarak İpek’in serbest bırakılmasını talep ediyor.

Melek’in serbest bırakılmasını talep edenlerden biri de Melek ile yaşamları benzeyen Name Öztürk. Name Öztürk de tıpkı Melek İpek gibi evlendiği günden beri sistematik olarak şiddet gördüğü eşi Kazım Aydemir’i ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlardan. Bir buçuk yıl önce tahliye olan Name Öztürk, Melek İpek’in yaşadıklarına ve tutuklanmasına öfkesini Ekmek ve Gül’e anlattı: “Bu adaletsizlik. Melek cezaevine değil, çocuklarının yanına gönderilmeliydi. Tutuksuz yargılanmayacağını biliyordum çünkü mevcut hukuk sistemi bunu düşündürmeye zorluyor. Ben çıkalı 1 buçuk sene oldu ama hâlâ düşünüyorum; yargıtay ne karar verecek, yine mi aynı şeyleri yaşayacağım diye endişe içindeyim. Hukuka güvenemiyoruz. Önüne geçemediğimiz şeyler yaşıyoruz. Melek de şiddetten kurtulmak için birçok yolu denemiş. Bu olay baştan ben geliyorum demiş ki bizim hayatımız da böyledir zaten. Hep ‘Ben ne zaman öleceğim’ diye düşünürüz. Ama bazen hayat böyle bir noktaya getiriyor, hayatta kalmayı başarabiliyoruz. Ama hayatta kalmanın bedelini de ağır ödüyoruz, hem psikolojik hem fiziksel hem de hukuken bedeli ağır oluyor. Aslında devletin biz kadınları koruması gerekirken biz mecbur kalıyoruz kendimizi korumaya. Bunun sonucunda da biz cezalandırılıyoruz. Ne kadar umutsuzlukla karşılaşırsak karşılaşalım yine de umutluyum, umuyorum ki Melek serbest kalacak. Kadın hareketi de Melek İpek’in yanında olduğu için daha da umutluyum.” ÖZGÜRLÜĞÜMÜN RENKLERİNİ KIZ KARDEŞLERİMDEN ALDIM 

BAŞKA BİR KADIN ŞİDDET GÖRDÜĞÜ İÇİN RAMAZAN İPEK HAKKINDA KORUMA KARARI ALDIRMIŞ

Melek İpek’in avukatı Ahmet Onaran’ın Melek İpek’in serbest bırakılacağına dair umudu yüksek: “Tutukluluğa itiraz ettik. Soruşturma derinleşti. Maktulün kişiliğine, profiline ilişkin yeni bilgiler girdi dosyaya. Bunlardan biri, bir başkasının maktul hakkında koruma kararı aldırmış olması. Melek o kadar çok korkutulmuş ki koruma kararı aldıramamış ama başka bir kadın şiddet gördüğü Ramazan İpek hakkında koruma kararı aldırmış, maktulün ceza geçmişini de ekledik dosyaya.”

KADINLARIN ŞİDDETTEN NEDEN KURTARILMADIĞINI KONUŞMALIYIZ

Melek ile yaşamı benzeyenlerden biri de Fikriye Özbek. Yakın zamanda Adana’da işkence gördüğü kocasını öldürmekten tutuklandı, “kasten adam öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor. Fikriye Özbek’in avukatı Sevil Aracı, hayatta kalmak için tek çaresi öldürmek zorunda olan kadınların yaşadıklarına ilişkin şöyle başlıyor konuşmasına: “Bütün olaylarda gördüğümüz kadınların uzun bir şiddet hikayelerinin olması. Bu Çilem Doğan’da da böyleydi, Fikriye ve Melek’in geçmişinde de şiddet var. Uzun süre yaşadıkları şiddet nedeniyle hem psikolojik olarak yıpranmışlık hem de artık kurtuluştan tamamen umudu kesmiş olmakla ya da bir anda olan bir şeyle bu sonuca varıyor olaylar. Burada asıl konuşmamız gereken mesele bu kadar uzun süre şiddet gören kadınların neden kurtarılamadıkları. Kimisi defalarca başvuruda bulunmuş oluyor, bunu kadın cinayetlerinde çok görüyoruz. Dosyalarında onlarca koruma kararı oluyor ya kendisi ölüyor ya da öldürmek zorunda kalıyor. Bu noktaya kadar devletin müdahale etmiyor oluşu, koruma sağlayamamış olması ya da şiddetsiz bir hayat vadetmemesi asıl problem. Bunu çözmeye yönelik olumlu bir adım da göremiyoruz. Şiddet gören kadınların hâlâ çok karşılaştığı bir şey karakollardan geri gönderilmeleri. Bunların engellenmesi lazım ve kadınların kendi yaşamlarını kurabilecekleri olanaklar sağlanmalı. Gidecekleri yer, çocuklarının ve kendilerinin geleceklerine ilişkin güven sağlanmalı. Çözümsüzlük bu sonuçları getiriyor.” Fikriye Özbek röportajı için tıklayın.

MAHKEMELER KADINLARIN ÇARESİZ KALIŞLARINI GÖRMÜYOR

Yargının kadınların mağduriyetini görmezden geldiğini söyleyen Aracı, “O kadının yıllardır yaşadığı şiddettin boyutlarını, neden bu sonuca sürekliğini mahkemelerin araştırması lazım. Çoğu zaman görülmüyor bu, görüldüğü dönemler de istisna aslında. Çoğunda ağır cezalar çıktı bu davalarda. Fikriye’nin davasında mahkemeden araştırılmasını istediğimiz birçok şey kabul edilmedi. Maktulün uzun sabıka kaydı vardı ve Fikriye bu yüzden çok korkuyordu. Bu sabıka kaydının araştırılmasını istedik ama kabul edilmedi. Biz kendi imkanlarımızla ulaştık, böylece dosyaya eklettirdik. Sürekli birilerini darp edip yaralamış, serbest bırakılmış ve kadını da korkutmuş çünkü herkese yapabildiği bir şiddet var ortada. Yargı bu olaylara üstten yaklaşıyor ve başka çaren olmadığına inanmak istemiyor. Benim gördüğüm yargılamalarda bu böyleydi. Kadınların gerçekten de başka çaresinin kalmadığı, öldürme kastıyla değil de kurtulma, canını kurtarma saikiyle hareket ettiği bu kadar açık olan olayları kabul etmiyor genelde mahkemeler. Biraz bu çaresizliğin kabul görmesi gerekiyor. Fikriye’nin davasını kadınlarla izleyeceğiz. Fikriye de çok mağdur edilmiş bir kadın, tahliye edilmesi gerekiyor. 22 Ocak Cuma günü Adana Adliyesinde 09.30’da tüm Türkiye kamuoyundan bu davaya dayanışma bekliyoruz. Fikriye’nin de Melek’in de tahliye olması için dayanışma ve kamuoyu tepkisini büyütmek şart” diyerek tüm kadınları dayanışmaya çağırıyor.

HAYATTA KALMAK VE ŞİDDETTEN KURTULMAK İÇİN ÖLDÜRMEK ZORUNDA KALAN KADINLAR…
Nimet Akgün: Kızına ve kendine şiddet uygulayan eşini öldürdü

Ankara’nın Mamak ilçesinde 75 yaşındaki Nimet Akgün kendisine ve kızına şiddet uygulayan eşi Ali Akgün’ü öldürdü. Nimet Akgün: “Bana ve kızıma sürekli şiddet uyguluyordu. Ben de dayanamadım öldürdüm” dedi.

Fotoğraf: DHA

Melek İpek: İşkence, cinsel saldırı ve sistematik şiddete maruz bırakan kocasını öldürdü
Antalya'da evli olduğu Ramazan İpek tarafından işkence gören Melek, Ramazan İpek'i av tüfeğiyle öldürdü ve tutuklandı. Melek İpek: “Çocuklarım da şiddet görüyordu, korktuğum için şikayet edemedim. Çocukları öldürmekle tehdit ediyordu. Olay günü aynı evin içindeyken ‘boşanmak istiyorum’ diye mesaj attım. Çocuklarla yatmaya hazırlanıyorduk. Av tüfeğiyle odaya girerek ‘Seni öldüreceğim’ dedi. Çocuklarımı hemen arkama aldım. Kendisine ‘Yapma ne olur’ diye yalvarmaya başladım. Eşimin kararlı olduğunu ve ateş edeceğini anladım. Elimle çocukları yatağın üzerinde doğru ittirdim. Diğer elimle de tüfeğin namlusunu tuttuğumda kurşun benim yan tarafımdan cama isabet etti. Tekrar yalvardım, yakardım. Bir daha ateş etmedi. Tüfeğin dipçik kısmıyla başıma ve vücuduma vurdu. Gördüğüm şiddet sonrası bayıldım. Kendime geldiğimde ellerim kelepçeliydi. Eşim sabah uyandı, kahvaltı yapmadan gitti. Odadan çıkarken kelepçenin anahtarını, bıçağını ve silahın birisini alarak gitti. Öncesinde çocuklarıma, ‘Geldiğimde annenizi de sizi de öldüreceğim, evden dışarı çıkmayın’ dedi. Büyük kızımla toka gibi şeylerle kelepçeyi açmaya çalıştık, açamadık. Olayda kullandığım tüfeği akşam içeri eşim koymuş. Eşim bağırarak içeri girdi. Direkt benim bulunduğum odaya geldi. Kapıyı sert şekilde açtı. O sırada bulunduğum odada silahı gördüm. Ellerim kelepçeli silahı koltuğumun altına aldım. Elim tetiğe ulaşamıyordu. Beni görünce ‘Beni mi öldüreceksin?’ dedi. Elimden silahı almaya çalışırken silah patladı.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Name Öztürk: Kurtulmak için elimden geleni yaptım

Name Öztürk, sistematik şiddet gördüğü 8 yıllık eşi Kazım Aydemir'den boşandı. Aydemir, çocuğunu görme bahanesiyle eve gelerek Name Öztürk'e cinsel saldırıda bulundu. Saldırıya uğrayan Öztürk, kendisine silah doğrultan ve ölümle tehdit eden Aydemir'i öldürmek zorunda kaldı. 3 yıl boyunca tutuklu kalan Öztürk, 15 Mayıs 2019’da tahliye edildi. Name Öztürk: “Ben tasarlayarak yapmadım, sadece kurtulmak için elimden geleni yaptım. Çok agresif biriydi, kimse onunla baş edemiyordu, kimse elini taşın altına koymadı. Karşı koymasaydım ölmüş olabilirdim, o zaman arkamda kalan iki çocuk için ‘yazık oldu’ diyeceklerdi.” ÖLMEK YA DA ÖLDÜRMEK SEÇENEK OLMAMALI 

Fotoğraf: DHA (Arşiv)

Nevin Yıldırım: Erkeklere bol keseden dağıtılan indirimler uygulanmadı
Nevin Yıldırım, Isparta'nın Yalvaç ilçesinde 2012 yılında kendisine 3 yıl boyunca tecavüz eden Nurettin Gider'i öldürüp kafasını keserek köy meydanına attı. Olaydan sonra doğum yaptı. Bebeğin babasının Nurettin Gider olduğunu belirlendi. Yıldırım hakkında “tasarlayarak canavarca hisle kasten öldürmek” suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi. Yıldırım’ın avukatlarının yaptığı itirazlar sonucunda savcı, 13’üncü celsede, ilk iddianamedeki “canavarca hisle” ibaresini çıkarttı ve “tasarlayarak kasten öldürmekten” ağırlaştırılmış müebbet istemiyle mütalaa verdi. Karar duruşmasında Yıldırım’a müebbet hapis ceza verildi. Karara itiraz edilerek dosya Yargıtay’a gönderildi. Ancak itiraz reddedilerek müebbet hapis cezası onandı. Yıldırım, hâlâ Isparta E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuluyor. Nevin Yıldırım duruşmalar boyunca hiç konuşamadı, erkek yargı neden konuşamadığını hiç sorgulamadı. Kadına yönelik suç işleyen erkeklere bol keseden dağıtılan indirimlerden hiçbiri Nevin’e uygulanmadı... NEVİN YILDIRIM NEDEN SUSTU

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Yasemin Çakal: Çocuğuyla cezaevine girdi…

Yasemin Çakal, kendisine sistematik şiddet uygulayan eşi Özkan Kaymaklı’yı 2014 yılında öldürdü, tutuklandı. Gördüğü şiddet karşısında Kaymaklı hakkında defalarca polise şikayette bulunan Çakal, ailesinden yardım istemiş ve eşinin kendisini ölümle tehdit ettiğini belirtip bir süre sığınma evinde kalmıştı. Çocuğuyla birlikte cezaevine giren Çakal, 18 yıldan 24 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın 15’inci duruşmasında “korku ve heyecan altında işlediği suça ceza verilmesine yer olmadığı” gerekçesiyle 4 Temmuz 2017’de tahliye edildi. Çakal, daha sonra ailesi ve Özkan Kaymaklı’nın ailesi tarafından tehdit edilerek saldırıya uğradı, yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Öyle demişti Çakal: “Ben kadınlara, avukatlarıma borçluyum özgürlüğümü. Onlar sayesinde bugün buradayım. Müebbet alabilirdim...” BENİ ÖZGÜRLÜĞE KADINLAR KAVUŞTURDU

Fotoğraf: DHA

Çilem Doğan: ‘Başka seçeneğim kalmamıştı’
Adana’da yaşayan Çilem Doğan, kendisini fuhşa zorlayan ve şiddet uygulayan eşi Hasan Karabulut’u 8 Temmuz 2015’te öldürdü. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Doğan, mahkeme heyeti başkanının şerh koymasına rağmen “tahrik ve iyi hal indirimi” ile 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Doğan, son savunmasında “Şu adliye koridorlarında yüzüm mor şekilde çok dolaştım koruma kararları için. Başka bir seçeneğim kalmamıştı” dedi. Birçok kentte Doğan’ın serbest bırakılması talebiyle kadınlar eylemler düzenledi. Avukatının adli kontrol tedbiriyle tahliye talebinde bulunduğu Doğan, 50 bin TL kefaretle tahliye edildi. Dosya, Yargıtay’a gönderildi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Aylin Mamuk: Yüreği ağzında yaşayan kadınlardandı…

Aylin Işık, İstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi’nde 17 Aralık 2017 tarihinde kendisine sistematik şiddet uygulayan eşi Cihangir Işık’ı öldürdü. İfadesinde evlendiği günden itibaren şiddete maruz kaldığını belirten Mamuk, olay günü eşinin kendisini öldürmekle, kardeşi ve annesine ise tecavüz etmekle tehdit ettiğini söyledi. Tutuklanan Işık hakkında hazırlanan dosyada, “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Karar duruşması öncesi bir mektup kaleme alan Işık, “Yüreği ağzında yaşayan tüm kadınlardan” destek istedi. Yüzlerce kadın, mahkeme günü adliye önünde buluşurken binlercesi de farklı kentlerde destek eylemleri gerçekleştirdi. 14 Mayıs 2019’da görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti, Mamuk’a “eşe karşı kasten öldürme” suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mamuk’un ifadelerindeki şiddet ve tehditleri “tahrik” sayan heyet, cezayı 18 yıla indirdi. Daha sonra da “sanığın geleceği üzerindeki olası etkilerini” dikkate alan heyet, cezayı 15 yıla indirdi. CANINA TAK EDEN AYLİN’İN HİKAYESİDİR...

Gülşen Bilgi: 30 yıl hapsi isteniyor
İstanbul’da eşi Vedat Bilgi tarafından fiziki ve psikolojik şiddet gören Gülşen Bilgi, boşanmak istedi. Boşanma talebi kabul edilmeyen Bilgi, 18 Temmuz 2020'de Vedat Bilgi tarafından işyerinde saldırıya uğradı. Kendini savunan Gülşen Bilgi, Vedat Bilgi’yi öldürdü. Tutuklanan Gülşen Bilgi için Savcı “kasten öldürme” ile yargılama talep etti. Hâlâ tutuklu olan Bilgi, 30 yıl hapis cezasıyla yargılanıyor.

Manşet fotoğrafı: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Haftanın öne çıkanları | Kadın cinayetleri tablosu...

Editörlerimizden Elif Turgut soruyor, Sevda Karaca değerlendiriyor.

Cinsel şiddete maruz kalan mülteci kadınlar kuruml...

Mülteci kadınlar, ayrımcılığın ve cinsel şiddetin en ağırına maruz kalırken resmi kurumların kendile...

Sevgi Tekin göz göre göre öldürüldü!

Sevgi Tekin, ayrılmak istediği Gökhan Ağtaş tarafından katledildi. Sevgi daha önce defalarca şiddete...