Bornova’da işçi kadınlar şiddete karşı yol kesti: Örgütlü gücümüzle mücadele edeceğiz
Genel-İş İzmir 7 No’lu Şube üyesi işçi kadınlar, 25 Kasım’a giderken yol kapattı, ‘yoksulluğa, savaşa, sömürüye karşı mücadelemiz var’ şiarıyla yürüyüş düzenledi.

Genel-İş İzmir 7 No’lu Şube üyesi işçi kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında bugün “yoksulluğa, savaşa, sömürüye karşı mücadelemiz var” şiarıyla yürüyüş düzenledi.

Mustafa Kemal Caddesi’ni trafiğe kapatan kadınlar, Cumhuriyet Meydanı’na oradan da iş yerleri olan Büyükpark’taki Bornova Belediye binası önüne yürüdü. Yürüyüşte sık sık, krizin yükü patronlara, kadınlar işe çocuklar kreşe, kadınlar savaş istemiyor, iş ekmek özgürlük, kadın yaşam özgürlük” sloganları attı. Kadınların yürüyüşüne çevrede bulunanlarda alkış ve ıslıklarla destek verdi.

Belediye binasından sallandırdıkları pankartla yoksulluğa, savaşa ve şiddete karşı örgütlü mücadeleye devam edeceklerini ilan eden Genel-İş 7 No’lu Şube Kadın Komitesi adına Şube Başkanı Özgür Genç açıklama yaptı.

“Tek adam rejimi seçimlerden sonra ilan ettiği orta vadeli program, kalkınma planları ve bütçe tasarımıyla işçi ve emekçilere daha çok sömürü, daha çok baskı, daha çok hak gasbı vaat ederken anayasa değişikliği ve medeni kanunda yapılmak istenen değişiklerle kadınların eşit yaşam haklarına göz dikti. Eğitimde gerici politikalarla iktidarını tahkim, kindar-dindar ve itaat eden nesiller peşinde. En gerici güçlerle birleşen “Kadının yeri evidir.”, “kutsal annelik”, “Kadının görevi çocuk doğurmaktır.” cümleleriyle somutlanan AKP iktidarının kadın politikası; kısmî, uzaktan, geçici esnek çalışma biçimleri öne sürülerek ve sermaye ile uyumlaştırılarak kadın emeği daha ucuz, güvencesiz, geçici hale getirilmek isteniyor. “OVP” ve “Kalkınma Planları”yla beklenen enflasyon oranında zam, kıdem tazminatının gaspı, emekçilerin omzundaki vergi yükünün artışı, özelleştirmelerin yanı sıra sömürünün daha da katmerlendiği bir emek rejimi inşa ediliyor. İktidar nezdinde kadınlar ancak ailenin parçası olduğu, çocuk doğurduğu ve aile içinde kapitalizmin devamı için rol oynamaya ikna olduğu sürece makbul sayılıyor.

Uygulanan sermaye yanlısı ekonomi politikaları sonucu açlık, yoksulluk, sefaletle karşı karşıya kalmıyoruz; çocuklarımızın gençliği, geleceği yok olup giderken kadına yönelik şiddet de tırmanıyor. Bu yılın ilk dokuz ayında 234 kadın vahşice katledildi. Yine bu yılın ilk dokuz ayında 136 kadın iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Çalışma hayatında yaratılan bu karanlık, yani vahşi sömürü, iş cinayetleri, güvencesizlik, borçluluk ve örgütsüzlük inanç istismarıyla birlikte hayırsever özne formülü (sadaka kültürü) ile kapatılıyor. “Sosyal haklar” ve “sosyal devlet” gibi kavramların yerini kadınları aile ve erkeğe daha bağımlı hale getiren vakıfların ve tarikatların saha çalışmaları alıyor.” 

‘HAKLARIMIZ BİR BİR YOK EDİLİYOR’

AKP’nin 2002’den beri kadınların yaşam haklarını, devlet tarafından korunma haklarını, eşit ve özgür bireyler olarak ve laik bir sistemde yaşamlarını sürdürme haklarını tek tek yok ettiğini söyleyen Genç, “Son 21 yıl, kadın haklarının yağmalandığı, kazanımların bir bir geriye atıldığı, tacizlerin ve kadın cinayetlerinin Cumhuriyet tarihinin en yüksek boyutlarına ulaştığı karanlık bir dönem olarak şimdiden tarihteki yerini aldı. Kadına yönelik şiddette cezasızlığın hüküm sürdüğü, laikliğin bütünüyle yok edildiği bir tablo yaratıldı. AKP iktidarı şimdi ise anayasa değişikliği, aile hukukunun yeniden yapılandırılması adı altında kadınlara yönelik saldırı dalgasını sürdüreceğini ilan etti. 6284 sayılı “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” yasası, nafaka düzenlemesi, boşanma mevzuatı başta olmak üzere mevcut haklar; iktidarın ve gerici müttefiklerinin, tarikatların, cemaatlerin, vakıfların, diyanetin de dahil olduğu güçlerin hedefinde yer alıyor. Eşitlik, özgürlük, insan hakkı adına anayasal düzen içinde ne kadar hakkımız varsa bir bir yok ediliyor.” dedi. 

Kadınlar için daha çok sömürü, şiddet ve taciz anlamına gelen savaş politikalarında da ısrar edildiğinin altını çizen Genç, “Silahlanmaya ayrılan bütçe kadınlara ayrılmıyor. AKP, Filistin’deki işgal ve soykırıma sözde tepkilerle ülke içindeki tabanını konsilide etmeye çalışırken, kadın ve çocuk demeden insanları katleden İsrail ile ikili anlaşmaların sayısını artırıyor. İki emperyalist blok arasında Orta Doğu’daki bu çatışma ortamından siyasal ve ekonomik rant elde etme peşinde katliamlara göz yumuyor” şeklinde konuştu. 

‘İŞÇİ SINIFI OLARAK ÖRGÜTLÜ GÜCÜMÜZLE MÜCADELE EDECEĞİZ’

Dünyada ve Türkiye’de işçi ve emekçi kadınların mücadelelerine de dikkat çeken Genç, “Cumhuriyetin 100. yılında tıpkı Mirabel kardeşler gibi sömürü, yağma ve katliam rejimine karşı eşitlik, özgürlük, insanca yaşam mücadelesini yükselteceğiz. Bugünü doğuran mücadeleyi hatırlayacağız! Umutsuzluğu birlikte yok edip, cesareti birlikte örgütleyeceğiz! Savaşa, şiddete, eşitsizliğe, yoksulluğa ve kadın düşmanı politikalara karşı başta biz işçi kadınlar olmak üzere bütün bir işçi sınıfı olarak örgütlü gücümüzle mücadele edeceğiz” dedi. Genç son olarak, toplu iş sözleşmesine ekledikleri şiddete karşı koruma maddelerinin eksiksiz uygulanmasını, her işyerine kreş ve Bornova’ya sığınma evi açılmasını, ILO 190’ın imzalanması, İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın uygulanmasını istedi. 

‘KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI AYAKTAYIZ’

Ardından Bornova belediyesi kadın aile müdürlüğü çalışmasıyla bir araya gelen kadın örgütleri ve demokratik kitle örgütleri adına İş yeri Temsilcisi Berrin Burakçı Bağış açıklama yaptı.Sosyal politikalar bakanlığına seslenen Bağış, Nahide Opuz davasını hatırlatarak “Opuz davası, AİHM’in şiddete karşı vatandaşını korumadığı gerekçesiyle bir devleti mahkum ettiği ilk davadır. Nahide Opuz ‘Eve geldim yemek yoktu’ gerekçesiyle şiddet görmüştü bu cümle sözleşmeye toplumsal cinsiyet rolleri şiddete gerekçe olamaz şeklinde girdi. Bugün hâlâ biz dünyanın dört köşesinde kadınlar, sistematik bir şekilde süren kadına yönelik şiddete karşı ayaktayız. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına sesleniyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. İstanbul sözleşmesini uygulayın” dedi. Ardından Uğur Mumcu Kültür Merkezinde işçi kadın fotoğraf sergi açılışı yapıldı.


Fotoğraflar: Nuray Öztürk/Ekmek ve Gül


İlgili haberler
Bursa'da Kelebekler Zamanında filimnden notlar: 'Y...

Bursa'da Uludağ Üniversitesi öğrencisi genç kadınlar 25 Kasım öncesinde, Mirabel Kardeşleri anlatan...

Genel-İş üyesi kadın işçiler talepleri için sokakt...

Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1,2,3,4 No’lu Şube üyesi kadınlar Kadıköy'de, Genel-İş İzmir 2 ve 9...

Boğaziçi Üniversitesinde 25 Kasım açıklaması: 'Hak...

Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi kadınlar, Hisarüstü Mahallesinde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Ul...