‘Biz işçiler, vatandaşlar bu ülkeyi çok daha iyi yönetiriz’
Kader bir tekstil işçisi. Uzun yıllardır çalıştığı iş yeri onu kısa çalışma ödeneği ile izne göndermiş. Bu süreçte asgari ücret alıyor. Asgari ücretle geçinmenin mümkün olmadığını söylüyor.

Kader 35 yaşında Esenyurt’ta yaşayan bir tekstil işçisi. Uzun yıllardır çalıştığı iş yeri onu kısa çalışma ödeneği ile izne göndermiş. Bu süreçte de anlaştığı parayı değil, asgari ücret alıyor. Çayları doldurduktan sonra ‘Çaya da zam gelmiş, geçen markete gittim” diye başlayan sohbetimiz geçim sıkıntısı üzerinden devam ediyor. Ne aldığı 300-500 lira fazla parayla ne de asgari ücretle geçimin mümkün olmadığını söylüyor bize.  

“Normalde bana asgari ücretin biraz üzerinde bir ücret ödüyorlardı ama KÇÖ nedeniyle asgari ücret ödüyorlar. Şu süreçte benim için çok büyük bir kayıp. Evim kira, aileme de para gönderiyorum. Zaten 10 yaşından beri çalışıyorum, 25 sene olmuş düşün. Bizim sektörde çalışanların çoğu mağdur, çıkardığı ürün sayısına bakılır. Maaşıma zam istediğim zaman ‘Sen ne iş yapıyorsun ki’ diyorlar. Yaptığımız iş patronun gözünde gelmiyor. Ben genç bir kadınım, her ay biraz kenara para koymam lazım ama gel gör ki kafa kafaya zor yetiştiriyorum. Diğer aya borçlu giriyorum. 1999 yılında da asgari ücrete çalışıyordum ama o sene 16 tane çeyrek altın biriktirmiştim hiç unutmam. Aldığım para zaten eve gelmeden bitiyor. Kira, elektrik, su.. Tek başımayım, doğru düzgün elektrik yakmıyorum, tüketim bedeli 15 lira yazıyor ama 70 lira fatura ödüyorum. Niye? Çünkü bilmem ne vergisi, bilmem ne bedeli bizim sırtımızda. 5-6 ay önce ödediğim faturanın 2 katını ödüyorum artık. Asgari ücret 5 bin lira olsa ne olacak, cebimde durmuyor ki. Bu kadar vergi varken, zam varken hiçbir anlamı yok. Vallahi Cumhurbaşkanı olmadan, milletvekili olmadan biz işçiler, vatandaşlar olarak bu ülkeyi çok daha iyi yönetiriz.”

‘İNSANLAR SEFALETTEN ÖLÜYOR’

Çalışma Bakanı ve AKP Denizli Milletvekili’nin ‘Yoksulluk yok’ ve ‘Kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller’ sözleri üzerine konuşmaya devam ediyoruz. Kader öfkeleniyor biraz, çay bardağını sehpaya bırakıp “Koltuğa oturana bir haller oluyor. Yoksulluk kelimesi çok iyi kalıyor bu yaşadıklarımızın yanında bence. Bu resmen sefalet, açlığın dibinde insanlar. Bakan Selçuk’a soruyorum, ben asgari ücret alıyorum. Ayda 30 gün çalışıyorum, eve geliyorum 800 lira kira, faturalar derken para filan kalmıyor. Peynir mi alayım, yumurta mı alayım? Ne yiyeyim? Hadi benim çocuğum yok, çocuğu olanlar ne yapacak? Her şey Hükümetin elinde, yönetemiyorlar bu kadar basit. O kadar borçlu bir ülkeyiz ki, topraklarımız çok verimli, çok zengin ama her şey satıldı her şey! İşçi bitmiş, tarım yapan bitmiş, doktor bitmiş, öğretmen bitmiş herkesi tükettiler. Kendilerinden başka herkes sefalet içinde yaşıyor. Bırakın ahmetin mehmetin partisini, vatandaşın refahını bir düşünün artık. Olan işçiye, bizlere oluyor ya. İnsanlar kovidden değil, sefaletten yokluktan ölüyor, intihar edenlere baksanıza, her gün neredeyse biri intihar ediyor. Biri çocuğuna pantolon alamıyor diye, biri açlıktan, biri faturasını borcunu ödeyemediğinden intihar ediyor. Bunu biz tercih etmedik, bize layık görülen bu.”

Fotoğraf: DHA

İlgili haberler
Pandemi sürecinde yaşadıklarını aktaran tekstil iş...

Bursa'dan işçi kadınlar pandeminin yaşamında yarattığı çıkmazları anlatıyor.

Bir üniversitelinin tekstil atölyesinde iki günü:...

‘Tekstil atölyelerinde günlükçü olarak genellikle öğrenciler ve işsizler çalışıyor. İnsanlar kendi m...

Bangladeş: Tekstil işçileri işten çıkarmalara karş...

Bangladeşli tekstil işçisi kadınlar Ashulia sokaklarında işten atmalara karşı yaptıkları eylemlerin...