2008 yılında Hayat Televizyonu’nda başlayan kadın programı Ekmek ve Gül kadınların 100 yıllık Ekmek ve Gül mücadelesi deneyiminden besleniyor.
Neredeyse her ilde Ekmek ve Gül adıyla bir araya gelen kadınlarla büyüdük, bu birliklerden işçi, işsiz, memur, öğrenci, sanatçı kadınların birikimleriyle çıkan aylık bir dergiyi de yanımıza kattık.
Fabrikalara, mahallelere, atölyelere, evlere, kadın derneklerine, kadınların olduğu her yere uzanan Ekmek ve Gül, kadınların birlikteliği ve dayanışmasıyla web portal olarak yoluna devam ediyor. Web portalımız bir haber sitesi olmaktan öte, kadın kadına dertlerimizi paylaşacağımız, hayatın her anında bize benzer başka kadınların bir tık yakınımızda olduğunu hissedeceğimiz, kadın dayanışmasıyla yaşamı güzelleştireceğimiz, bilgileneceğimiz ve dünyayı değiştireceğimiz bir mecra.
Ekmek ve Gül nasıl bir televizyon programıydı? Türkiye'de diğer kadın yayınlarından ayırd eden nedir Ekmek ve Gül’ü?
Hayat Televizyonu henüz bir fikir çekirdeği iken bu televizyonun esas sahibi olanlarla yani işçiler, emekçiler, kadınlar, akademisyenler, gençlerle tartışırken “nasıl bir televizyon yayıncılığı yapmalıyız?” sorusuna verdiğimiz yanıtların en temel ortak noktalarından biri “kadınları aşağılamayan, etiketlemeyen, yargılamayan, kalıplara sokmayan ama bununla da yetinmeyerek kadınların birbirine ulaştırabileceği sesin daha güçlü duyulabilir hale gelebilmesi için bu sesi aynı zamanda örgütleme kapasitesi de olan bir yayıncılık” oldu. Yani sadece “alternatif bir kadın programı olsun”la yetinmeyen, - haber bültenlerinden sinema programına, emek programlarından seçtiği belgesellere kadar- tüm yayıncılığında bu esasla yayın yapan bir televizyon fikri...
Ekmek ve Gül ise bu toplam içinde “program gibi olmayan bir program olarak” tartışıldı baştan beri.
Ekmek ve Gül programı henüz başlamamışken farklı farklı yerlerde kadınlarla bir araya geliyorduk. Öncelikle “başarmamız gereken şeyin” ne olduğunu anlamak, “birlikte başaracağımız şeyin paydaşlarının” fikrini almak için... O buluşmalardan birinde bir arkadaşımız şöyle demişti. “Kadınların birbirini merak edişini kadınların birbirine sahip çıkışı haline getirebilirsek olur bu iş!” Biz de tam olarak bu cümleyi iş edindik!
Kimlerle birlikte bu zamana getirdik Ekmek ve Gül’ü?
Ev kadınları, işçi kadınlar, öğretmenler, sağlık, büro, belediye emekçileri, yaşam alanı savunucuları, öğrenciler, akademisyenler, kadın hareketinin deneyimlerine sahip kadınlar, esnaf kadınlar, yazarlar, tiyatrocular, sanatçılar... Daha en başta her kesimden kadınla yaptığımız buluşmalarda Ekmek ve Gül’ün “nasıl”ını tartışırken gördük ki kimse sadece kendi durduğu yerden vermiyor bu sorunun yanıtını... Kadınları sıfatlara sığdırmadan, yerleri önceden belirlenmiş kalıplara sokmadan çok güzel önerilerle kafamızı açmışlardı. O zaman demiştik ki “biz de kadınları ve kadın yayıncılığını kalıplara sokmadan yapmalıyız bu işi.” Nitekim öyle de oldu. Bir televizyon programının hele hele de kadın programı diye adlandırılan gündüz kuşağı programlarının kalıplarına sığmayan, kendine özgü bir ses ve söz yaratabilme başarısı gösteren, hazırlığıyla, sunumuyla, çekimleriyle en uzağımızdaki kadını bile içine alabilecek zenginlikte ve esneklikte bir program olmayı başardı Ekmek ve Gül. Ekmek ve Gül’ü kendi kürsüsü olarak gören her kadının bir şekilde katkı sunabildiği, sunuculuğunu yapmaktan tutalım, kameramanlığına, muhabirliğinden, konukluğuna kadar her şeyi yapabildiği bir mecra oldu.
Ekmek ve Gül neyi başardı?
Eğer bir başarı söyleyeceksek o, Ekmek ve Gül'ün, parçası olan kadınların kendi yerelinde, mahallesinde, sokağında, okulunda, iş yerinde başka kadınların da hayatını değiştirmesine bir araç olmuş olmasıdır.
Biz kadınların kendilerini yalnız hissetmeyecekleri, birbirilerinden öğrenecekleri, birbirleriyle haberleşebilecekleri ama aynı zamanda da bir araya gelmesini kolaylaştıracak bir araç işlevi de görecek bir mecra yaratmış olduk Ekmek ve Gül’le. Bugün memleketin pek çok yerinde Ekmek ve Gül grupları olarak bir araya gelen, çözmek istedikleri dert neyse onu çözmek için harekete geçen onlarca kadın var. Kimi zaman kentsel dönüşüme karşı, kimi zaman eğitim sorunlarına, kimi zaman bir şiddet davasını takip etmek için, kimi zaman kampüste yaşanan cinsiyetçiliğe karşı tartışmalar yapabilmek için kadınlar Ekmek ve Gül grupları olarak biraraya geldi. Biz, onların yaptıkları tartışmaların, eylediklerinin, söylediklerinin göstereni olduk. Ekmek ve Gül'ün kadınlara ne yapacaklarını söyleyen değil, kadınların ne kadar önemli, ne kadar hayati işler yaptıklarını gösteren bir mecra olması da buradan kaynaklanıyor.
Ekmek ve Gül'ün alamet-i farikalarından biridir; bir mahallede bazen sokağı kapatarak bazen bir kahvedeki iskambil oyununu bozarak, bazen bir evde bazen bir okulun öğretmenler odasında kadınlarla buluşmak.
Sadece “kadınlara özel” görünen konularda değil, memleketin her meselesine dair kadınların söyledikleri sözleri yansıtmak... Bunda, yani bu buluşmaları artırmaktaki ısrarımız çok kıymetli deneyimleri yarattı, pek çok ön yargıyı yıktı, kadınların daha önce hiç dile getirme fırsatı bulamadıkları fikirlerini başka kadınlarla buluşturmaya vesile oldu.
Ekmek ve Gül’ün yayımlandığı Hayatın Sesi televizyonu olağanüstü hal gerekçesiyle kapatıldı. Şimdi bir web portalla yola devam ediyoruz.. Bu enerjiyi nereden bulduk?
Biz menzilimizi memleketin dört bir yanında kadınların bir araya gelip yaşamlarında değiştirmek istedikleri ne varsa onun için harekete geçtiği Ekmek ve Gül gruplarıyla belirledik hep. Ekmek ve Gül, cep telefonunu, çocuğunun kamerasını, komşusunun bilgisayarını kullanarak programa ve dergiye haber yapmak, görüntü çekmek, röportaj yapmak için 50 yaşından sonra "teknoloji" ile haşır neşir olan kadın muhabirler ağı ile koca bir ağaç oldu.
Bugün, nerede kadınlar sokağa çıksa, nerede kadınlar bir şeyi değiştirmek için bir araya gelse, nerede kadınların gündemine giren bir mesele olsa, nerede kadınların üstünden bir mesele tartışılsa Ekmek ve Gül oradadır. Halen oradadır. Televizyonu kapatılsa bile oradadır.
Çünkü Ekmek ve Gül bizzat o kadınların kendisidir. Direnişteki kadın işçinin cep telefonuyla çekip gönderdiği röportajdır, bir “haber” yakalayan kadının “ben okuma yazma bilmem ama anlatmak gerek diye sesimi kaydedip gönderiyorum” diye paylaştığı ses kaydıdır, bir ev toplantısında Ekmek ve Gül için ne yapabiliriz sorusu tartışılırken hemen o an bize telefon edip “Bak dinle, bunları öneriyoruz, not alın” diye dinletendir.
Biz, birbirinden umudu kesmenin salık verildiği karanlık günlerde bir arada olmanın, birbirinden haberdar olmanın, birbirine sahip çıkmanın ne anlama geldiğini, neyi değiştirdiğini gösteren bir şey başardık.
Bu başarının arkasında kadınlar var.
Buradan beslenen bir yayıncılığın bir gecede çıkarılan bir KHK ile “oldu bittiye” getirilip mazi olması düşünülemezdi zaten. Programı nasıl yapıyorduysak, dergiyi nasıl çıkarıyorduysak, televizyonumuz kapatıldıktan sonra da “Eee, şimdi napıyoruz” sorusuna da öyle yanıt verdik. Bu işin arkasındaki kadınlara sorarak, onlar bize nasıl bir yol haritası çiziyorsa o yolda yürümeye çalışarak. Televizyonun kapatıldığının ertesi günü tartışmaya başladık, illere gittik, 2008 yılından bu yana Ekmek ve Gül’ün ama az ama çok bir parçası olan tüm kadınlara fikirlerini sorma çabasıyla mahalle mahalle geziyoruz şimdi. Kadınların hayal ettiği siteyi hayata geçirmek üzere var gücümüzle çalışıyoruz.
WEB PORTAL’DA NELER VAR?
Ekmek ve Gül’ün bu zamana kadar alamet-i farikası olan her şeyi sürdürmeye kararlıyız.
Hayat sadece dertlerden ibaret değil. Ve bu memlekette neşeyi kaybetmemek de çok büyük bir başarı. Kadınların yüzünü güldüren, içini ferahlatan ne varsa onu görebilecekleri, bilgilenebilecekleri bir web portal hayalini kuruyoruz.
“Kadınsız” ekranlara, haberlere, yorumlara inat Ekmek ve Gül’de kadınlar “her konunun uzmanı” olarak siyaset, kültür, sanat, sağlık, eğitim, hukuk... aklınıza gelebilecek her konuda tartışacak, konuşacak yine.
Tıpkı programımız gibi pek çok farklı bölümüyle oldukça renkli. Kadınların yazılmamış tarihi de, yalnızca Türkiyeli kadınların gündemi değil dünya kadınlarının gündemleri de, kadın yazarlar yazma öyküleri ve eserleriyle başka kadınlara verecekleri şevk de bu sitede olacak. Kadınlar her gün “Günün Sözü”nü söyleyip, o güne damgasını vuran bir tartışmaya kadınlar olarak cevaplarını verecekler.
Kadınların kaybettiği şeyler çok, biz istedik ki başardıklarımızı da ön plana çıkaralım, güç alalım, güç verelim birbirimize. Bunun için de tüm kadınların desteğine, gücüne ihtiyaç duyduk. Ve ne güzel ki kadınlar bu desteği ve gücü Ekmek ve Gül’de buluşturmaktan kaçınmıyorlar. Ekmek ve Gül kadınların desteğiyle daha da büyüyecek, biliyoruz.
Aramıza hoşgeldiniz...
In English please click here: We are here... Women’s solidarity is just one click away...
Ekmek ve Gül'ü
Facebook'ta takip etmek için TIKLAYIN
Twitter'da takip etmek için TIKLAYIN
Instagram'da takip etmek için TIKLAYIN
İlgili haberler
Her yerden bu kadar yayını nasıl yapıyor bu kadınl...
İşte size 1 haftalık halimiz ahvalimiz... Her gün farklı yerlerden canlı yayın yaptı kadınlar. Eller...
10 maddede Ekmek ve Gül’ün 14 günü...
En çok beğenilenler, en çok izlenenler, en çok yorumlananlar, en çok tartışılanlar, en çok beklenenl...
Ekmek ve Gül’ün 6 ayı... Ne cevherler var sizde :)
286 bin 226 ziyaret, 775 bin tık, Facebook sayfasından 3 milyon 718 bin 730 erişim... Ekim ayı itiba...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.