İstanbul’da bulunan Haydarpaşa Numune Hastanesi, Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi ve Tuzla Devlet Hastanesinde çalışan binlerce sağlık emekçisi ve işçi kreş istiyor. Çocuklarını yüksek ücretlere özel kreşlere gönderen hatta işlerini bırakmak zorunda kalan ve kreş talep eden işçi ve emekçilere yetkililer ise yanıt vermiyor.

KREŞ YERİNE OTOPARK!

İstanbul Anadolu yakasında bulunan, 2 bin civarında işçi ve sağlık emekçisinin çalıştığı Haydarpaşa Numune Hastanesinin kreşi 2013 yılında kapatıldı ve yerine otopark yapıldı. Haydarpaşa Numune Hastanesi çalışanlarına ise yan tarafta bulunan Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin kreşi gösterildi. Ancak bir şartla: Gebe olduğunu öğrenen bir çalışan sıraya girecek, kreşin kapasitesi dolmamışsa ve sıra ona gelmişse çocuğunu kreşe verebilecek. Kreş için başvuru yaptığını belirten bir kadın işçi, “Sıra gelmedi ve çocuğumu daha yüksek bir ücretle dışarıdaki bir kreşe verdim” diyor. 

BAŞVURUNUN ÜZERİNDEN 2 AY GEÇTİ

Anadolu yakasındaki bir başka büyük hastane 1500 kişinin çalıştığı Tuzla Devlet Hastanesi. Burada ise çalışanların kreş talebi “Bakanlığın bütçe vermemesi”, “Kreş için yer olmaması” gibi gerekçelerle karşılanmıyor.

Sağlık çalışanlarının çok önemli bir sorun yaşadığını dile getiren SES Anadolu Şube Eş Başkanı Nurdan Gürer, “Haydarpaşa Numune Hastanesinde kreş için çalışanlar sıraya giriyor. Biz sendika olarak kamu kurumlarında kreş açılması zorunluluğuna dayanarak sağlık emekçilerinden dilekçe topladık. Hemşiresinden, taşeron işçisine kadar topladığımız 150 dilekçeyle başvurduk. Ancak başvurumuzun üzerinden 2 ay geçmesine rağmen başhekimlikten bir yanıt alamadık. Bu ret anlamına geliyor” dedi. Tuzla Devlet Hastanesi çalışanları için de kreş talep ettiklerini ifade eden Gürer, “Ama hâlâ kreş yok” dedi.

YARI ZAMANLI ÇALIŞMA MODELİ KADINLARI ÇALIŞMA YAŞAMINDAN KOPARIYOR
Geçmiş süreçte kreşlerin kamusal nitelik taşıdığını dile getiren Gürer, “Geçmiş yıllarda birçok kadın çalışan çocuklarını hastanelerin kreşinde çok cüzi miktar paralar ödeyerek büyüttü. Şimdi var olan kreşler yüksek ücretli ve niteliksiz, hafta sonları da kapalı. Bizler vardiyalı çalışıyoruz, hafta sonu da dahil 7/24 açık kamusal kreş talep ediyoruz” diye konuştu.
Hükümetin uzunca zamandır getirmeye çalıştığı bir çalışma düzenine de vurgu yapan Gürer, “Yarı zamanlı çalışma modeli 2 yıl önce torba yasayla yapılan düzenleme ile 657 sayılı Yasa’ya yerleştirilmişti. Şimdi, bunun nasıl uygulanacağına dair yönetmelik düzenleniyor. Kadınlar hedef alınıyor. Yarı zamanlı çalışma kadınların ev içi işlerini ve çocuk bakım işlerini kolaylaştırıyor gibi sunuldu. Ama kadınlar çalışma yaşamından koparılmak isteniyor. Kadının çalışma hayatındaki yeri açısından da kreş konusunda yıllardır tek adım atılmadı” dedi.

KADIN ÇALIŞANLAR ÇOCUK BAKIM YÜKÜYLE BAŞ BAŞA

SES Anadolu Şube Eş Başkanı Erdal Güzel de “2007 yılında devlet kurumlarındaki ödenekler kesildi, 492 olan kreş sayısı 50’lilere düştü. Var olan kreşlere ise 3 yaşın altındaki çocuklar alınmıyor. Bu durum kadınların işten çıkmasına bile yol açıyor” diye konuştu. Devletin hiçbir sorumluluğunu yerine getirmeyerek, kadınları çocuk bakım yükü ile baş başa bıraktığını dile getiren Güzel, “Sonra da yarı zamanlı çalışmayı bir lütuf gibi sunuyor. Kadınların çalışma hayatından kopmasına neden olacak yarı zamanlı çalışmayı kabul etmiyoruz. Doğum öncesi ve sonrası izinler arttırılmalı. Kamusal kreş ve bakımevi talebimiz acilen karşılanmalıdır. Sağlık emekçileri yoksulluk sınırının altında ücret alıyor. Memurlar bu maaşın yarısı özel kreşlere mi verilecek? İnsanca yaşamaya yetecek ücret istiyoruz” dedi.