İzmir Menemen’de Egekent2’li kadınlar, kreş hakkı için mahallelerinde başlattıkları kampanya çerçevesinde imza topladı. Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un seçimlerden önce verdiği ücretsiz kreş sözünün takipçisi olduklarını dile getiren Egekent2’li kadınlar, mahallelerinde belediye kreşleri ve çocuk bakımevleri açılmasını istiyor. Bunun için başlattıkları imza kampanyası nedeniyle Egekent2 kapalı pazaryerinde imza toplayan kadınlarla konuştuk.

‘ÇOCUKLARIMI BÜYÜTMEK İÇİN İŞTEN ÇIKTIM’

20 senedir Egekent2’de oturan Aynur Gül, çocuklarını büyütmek için mesleğini bırakmak zorunda kalmış. Araya zaman girince de kendi mesleğiyle ilgili iş bulmakta zorlanan Gül, “Şimdi çocuklar büyüdü ama ihtiyaçlar da büyüdü. Temizlik işleri yapıyorum. Benim yaşadığım sıkıntıları başka kadınların yaşamasını istemedim. Burada özel kreşler var ama ateş pahası. Hele benim gibi geçim sıkıntısı çeken kadınların çocuklarını o kreşlere bırakması olanaksız. Bu yüzden kendi aramızda yaptığımız tartışmalarda kreşin bizler için öncelikli olduğuna karar verdik ve imza kampanyası başlattık” diyerek belediye başkanının bir an önce kadınların taleplerine yanıt vermesini bekliyor.

‘KADINLARIN ORTAK TALEBİ’

Zahide Doğan 17 yıldır Egekent2’de yaşıyor, belediyenin sağlıklı ve güvenilir bir kreş açması için imza kampanyasına katkı sunan kadınlardan biri. “Genelde çalışan kadınlar, çalışmayan ama evde 24 saat çocuklarıyla ve evin diğer işleriyle meşgul olan kadınların ortak talebi ücretsiz ya da düşük ücretli güvenilir bir belediye kreşi. Çocukların sosyalleşmesi, bazı becerileri kazanması için de annelerin kendilerine vakit ayırabilmeleri ya da çalışabilmeleri için de kreş ihtiyaç. Aslında bu temel eğitimin çocuklar için zorunlu ve her çocuk için ulaşılabilir olması gerektiğini düşünüyorum. Asgari ücretli bir ailenin çocuğunu kreşe vermesi çok zor” diyen Zahide Doğan, belediyenin seçim dönemi verdiği ücretsiz kreş sözüne öncelik vermesini istiyor.

‘ÇOCUK BÜYÜTMEK İÇİN 23 YILLIK MESLEĞİMİ BIRAKTIM’

Biri ilkokul biri kreş çağında iki çocuğu olan Ebru Çeltik işsiz. İki çocuğunu da bütçesine uygun olmadığı için kreşe gönderememiş. Çeltik, “Çocuklar için kreş fiyatlarını araştırdım. Oğlum ilkokula başladı. Kızım faaliyet yapmaya çok yatkın, biraz daha becerilerini geliştirsin diye düşünmüştüm. Aylık 1500 liradan başlayan fiyatlardan bahsettiler. Eşimin 2 bin liralık maaşıyla geçinemiyorduk, vazgeçmek zorunda kaldık. Çocukla bütün bir gün çok zor oluyor tabii. Kızım öğrenmeye aşırı meyilli, ben de onunla ilgileniyorum elimden geldiğince. Böyle olunca da insan kendisine asla vakit ayıramıyor. Onlar uyuduktan sonra bir yarım saat dinlenebiliyorum. Ücretsiz bir kreş olsa niye göndermeyeyim ki. Devlet okulları bile kayıt için para istiyor. 600 lira deyip geçemiyor insan. Ben çocuk büyütmek için 23 yıllık kuaförlük mesleğimi bıraktım” diyor.

‘ÜCRETLERİMİZE ZAM YOK AMA MASRAFLAR ÇOK’

TÜPRAŞ işçisi bir baba ise kendisinin görece daha iyi ücret almasına rağmen küçük çocuğunu kreşe göndermekte zorlandıklarını dile getiriyor ve ekliyor, “Ekonomik kriz var. Bizlerin toplu sözleşmesi yeni bitti yüzde altı oranında zam aldık ama masraflarımız çok. Burada en düşük kreş 1300 liradan başlıyor. Yarım gün göndereyim diyorsun 1000 lira diyorlar onu bile veremiyorsun. Benim çocuğum dört yaşına geldi ama kreşe gönderemiyorum. Bir çocuğumuz da yolda. Siz düşünün iki çocuğun bakımı, ev masrafları derken mecburen evde birimiz bakıyor. Tam kapsamlı bir kreş olsa eşim de rahat eder.”

‘TORUNLARA BAKIYORUM’

Oğlu ve gelini çalışmak zorunda olduğu için iki küçük torununa bakan Leyla Sülen de, “İkisi de markette çalışıyor. Çocukları kreşe göndermek istediler ama özel kreşler çok pahalı, devlet kreş açmıyor. Ben isterdim ki devlet ya da belediye kreşi olsun. Bizimkiler asgari ücretle evin geçimini anca sağlıyor. Bizim desteğimiz olmasa iyice perişan olacaklar. Elektrik, kredi, gaz, su, çocukların maması, bezi derken zaten ellerinde para kalmıyor. Ben de bütün gün iki torun oyalıyorum. Benim bakmamla kreşte alacakları eğitim aynı olmaz ama elimizden başka bir şey gelmiyor” diyerek belediye verdiği sözleri yerine getirmezse bir daha oy vermeyeceğini ekliyor.