Anayasa Mahkemesi (AYM) Konya’da 16 yaşındaki istismar mağduru hakkında mahkemenin gebeliğin sonlandırılmasına karar vermemesinde hak ihlali olduğuna hükmetti. Sürecin yargı tarafından geciktirilmesi sonucu istenmeyen doğumun gerçekleştiğini değerlendiren AYM, başvurucuya manevi tazminat kararı verdi.

Resmi Gazetede yayımlanan dosyaya göre, 16 yaşındaki C.Ö, G.E. adlı erkeğin cinsel istismarına maruz kaldı. İstismar faili G.E. hakkında Konya Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı. 16 yaşındaki kız çocuğu, söz konusu istismar sonucu 10 haftalık hamileydi. C.Ö’nün ailesi avukat aracılığıyla, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı Aile İçi ve Kadına Yönelik şiddet Bürosuna başvurarak, kürtaj işlemi talep etti. Başvuruda ayrıca, cinsel saldırı suçuyla ilgili kanıtların da alınması amacıyla, işlemin Ankara Adli Tıp Kurumunda yapılması istendi.

HAKİMDEN “CENİNİN YAŞAMININ ANNENİN PSİKOLOJİSİNDEN ÜSTÜN OLDUĞU” GÖRÜŞÜ

Başvuruyu değerlendiren Konya 4. Sulh Ceza Hakimliği, mahkeme kararı ile gebeliğin sonlandırılmasına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını belirtti. Mağdurun ve ailesinin gebeliğin sonlandırılmasına ilişkin izin belgelerinin de olmadığını belirterek başvuruyu reddeden Hakimlik, kararda “ceninin yaşamının annenin psikolojisinden üstün olduğu” görüşüne de yer verdi.

MAHKEME KIZIN VE BABASININ DİLEKÇELERİNİ GÖRMEZDEN GELDİ

Karara itiraz edildi, savcılık itirazın kabulünü istese de Mahkeme, itirazı izin belgelerinin olmadığını belirterek reddetti. Bu sefer, C.Ö. ve babasının gebeliğin sonlandırılmasına dair izin belgeleri mahkemeye iletildi. Mahkemeden dilekçeye herhangi bir yanıt verilmedi ve istenmeyen gebeliği sonlandırılmayan 16 yaşındaki C.Ö. yaklaşık 4,5 sonra bir erkek bebek dünyaya getirdi.

“İNTİHARI DÜŞÜNDÜM, KÜÇÜK DÜŞÜRÜLDÜM, EĞİTİM HAKKIM ENGELLENDİ…”

Gebeliğinin sonlandırılması için birçok kez Sulh Ceza Hakimliğine başvurduğunu, taleplerinin her defasında reddedildiğini, mahkemenin tutumu nedeniyle gebelik süresinin 20 haftayı geçtiğini belirten C.Ö. AYM’ye başvurdu. Kız çocuğu başvuruda; yaşadığı cinsel istismar ve gebeliğe katlanmak zorunda bırakılması nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, intiharı dahi düşündüğünü belirtti. C.Ö. ayrıca istemediği doğum sonrasında çevresindekiler tarafından küçük düşürüldüğünü, insan onur ve haysiyetine yakışmayan muamelelere maruz kaldığını belirtti. Doğum yapması nedeniyle eğitimine de devam edemediğini belirten C.Ö. özel hayata saygı hakkının, şeref ve itibara saygı hakkının ve eğitim hakkının ihlal edildiğini belirtti.

“YARGI MAKAMLARININ TUTUMU GEBELİĞİN SONLANDIRILMASINA ERİŞİMİ İMKANSIZ KILMIŞTIR”

Başvuruyu değerlendiren AYM kurulu, 10 haftayı geçmiş ancak 20 haftadan az gebeliklerin sonlandırılmasının mahkeme kararı ile yapılabileceğini hatırlattı. Yargı makamlarının tutumunun gebeliğin sonlandırılması imkanına erişimi engellediğini belirten AYM, “maddi ve manevi varlığın korunması geliştirilmesi hakkı”nın ihlal edildiğini değerlendirdi. Söz konusu ihlalin mahkemece yapıldığının açık olduğunu belirten AYM, ancak doğum gerçekleştiği için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığına karar verdi.

MADDİ TAZMİNAT TALEBİ REDDEDİLDİ, 75 BİN TL MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLDİ

Başvurucunun uğradığını belirttiği maddi zararları belgelemediğini belirten AYM, bu gerekçeyle 75 bin TL’lik maddi tazminat talebini reddetti. Hak ihlaline hükmeden AYM, başvurucunun, ihlal tespitiyle giderilemeyecek manevi kayıpları olduğunu belirterek bunun giderilmesi için 75 bin TL manevi tazminat verilmesine hükmetti.

Fotoğraf: Jivan Güner/csgorselarsiv.org