Ankara Kadın Platformunun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, müftülüklere nikah yetkisi veren yasa tasarısını tartıştı. Kadınlar, işyerlerinde, mahallelerde ve üniversitelerde bu tasarıya olumlu bakan kadınlarla daha fazla yan yana gelip daha fazla konuşulması gerektiğini vurguladı.
Tüm Bel-Sen Genel Merkezinde bir araya gelen kadınlara “Kadınlara sordunuz mu” başlıklı bir broşür dağıtıldı. Ankara Kadın Platformundan Hatice Kapusuz, Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Mağdur Hakları Yasa Tasarısındaki değişiklerle müftülere resmi nikah yetkisi verilmesi ve doğum bildiriminin sözlü beyana dayandırılmasının kadınların bugüne kadar kazanılmış tüm medeni haklarını tehdit edeceğini söyledi. Müftülere resmi nikah yetkisi verilmesi hakkındaki yasa tasarısının gerekçesinin sunulmadığını söyleyen Kapusuz, bakanlığın işlemleri hızlandırmayı bahane ettiğini ancak bunun için neden dini yetkililerin seçildiğinin açıklanmadığını vurguladı.
Sağlık personeli kontrolü dışında gerçekleşen doğumlar olmaması gerektiğine dikkat çeken Kapusuz “Sözlü beyan ortadan kaldırılmalı iken devlet bunu yasallaştırmaya çalışıyor. 2017 Türkiye’sinde neden hâlâ sağlık personeli kontrolü dışında doğum yapan kadınlar var” dedi. Kapusuz, eğer yasa hayata geçerse istismar ve ensest durumlarının takibinin yapılamayacağını söyledi.

‘ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLERİN ÖNÜNÜN AÇILDI’

Platform üyesi Gülşah Öztürk de yasa tasarısına karşı kadınlarla daha fazla yüz yüze gelerek ve referandum döneminde olduğu gibi kapsayıcı bir dille bir çalışma yürütülmesi gerektiğini söyledi. Öztürk, dini nikah kıymış olan kadınların da bu mücadelenin bir parçası olması gerektiğini dile getirdi.
Yurdagül Çabat da sürecin 4+4+4 eğitim sisteminin hayata geçirilmesi ve 2015’te yapılan değişiklikle resmi nikah kıymadan dini nikah kıyanlara verilen cezanın kaldırılması ile başladığını söyledi. Bu yolla çocuk yaşta evliliklerin önünün açıldığını belirten Çabat, son müfredat değişikliği ile ilköğretim ve lise ders kitaplarında kadınlara biçilen rollere değindi. Çabat bunun adım adım ilerleyen bir süreç olduğunu belirterek, iş yerlerinde, fabrikalarda, mahallelerde, üniversitelerde kadınlarla yan yana gelmenin ve tasarıya olumlu bakan kadınları da hedefleyen bir çalışmanın saldırıları püskürtebileceğini ifade etti.