Ankara Kadın Platformu üyesi kadınlar saat 15:00'de gerçekleşecek 8 Mart mitingi için Çankaya Belediyesi önünde toplanmaya başladı. Polisin "Burada toplanamazsınız, herhangi bir eylem olmayacak" diyerek saldırdığı eylemde çok sayıda kadın darp edilerek gözaltına alındı. Kadınların gözaltına alınmasından sonra polislerin sokaktaki kadınlara "Burayı hemen terk edin, burada dolaşmayın" diyerek sözlü hakaretlerde bulunması dikkat çekti.
Gözaltı sırasında da polisler kadınları darp etti. Bilgi almak için ulaştığımız kadınlar, “Duvara dayayıp başımızı eğmemizi istediler. Başımızı eğmeyince saçlarımızdan asılarak yere eğdirdiler” dedi.
Alanda haber takibi yapan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Diren Yurtsever de sarı basın kartı olmadığı gerekçesiyle polisler tarafından gözaltına alındı. Alanda mitingi takip eden gazeteciler de polis engeliyle karşılaştı.
ANKARA KADIN PLATFORMU: MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Polislerin OHAL'i gerekçe göstererek engellediği mitingde yapacakları açıklamayı Ankara Eğitim Sen 1 Nolu Şube'de biraraya gelerek yapan Ankara Kadın Platformu üyeleri, gözaltına alınan 18 kadının derhal serbest bırakılmasını talep etti ve "Kadınların mücadelesini engelleyemeyeceksiniz" mesajı verdi. Kadınların açıklamasına HDP milletvekili Meral Danış Beştaş, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan ve SYKP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da destek verdi.
Ankara Kadın Platformu'nun açıklaması şöyle:
Dayanışmayla Güçleniyoruz, Hayatı Örgütlüyoruz
8 Mart; eşitlik, özgürlük ve insanca bir yaşam için mücadele eden, direnen kadınların hikâyesidir. Anlatılan, 161 yıl önce Amerika’da “eşit işe eşit ücret” talebiyle greve çıkan kadın dokuma işçilerinin, bugün ise tüm dünyada çağrısı yapılan Uluslararası Kadın Grevini ören milyonlarca kadının hikâyesidir. Ve bu yıl da, dünyanın dört bir yanında milyonlarca kadınla birlikte yine alanlardayız; dayanışmayla büyüttüğümüz mücadelemizde birbirimize güç katıyor, hayatı örgütlemeye devam ediyoruz.
OHAL düzeniyle, baskılarla kadınlara ve LGBTİ+ bireylere yönelik saldırıların artarak devam ettiği bir süreçteyiz. Kadın mücadelesinin sesini kısmak için OHAL döneminde 11 kadın derneği, 1 çocuk hakları derneği kapatıldı. KHK’lar ile işten atılıyoruz; seçilmiş kadın belediye başkanları, milletvekilleri tutuklanıyor; kadınları baskı ile yıldırmaya çalışıyorlar. Uydurma gerekçelerle LGBTİ+ etkinlikleri, onur yürüyüşleri yasaklanıyor. Bu saldırılara elbette şaşırmıyoruz ama kabul de etmiyoruz! Çünkü mücadele ile kazandığımız haklarımıza ve hayatlarımıza dönük saldırılar karşısında şimdiye kadar susmadık, susmayacağız.
Bizler susamayız; çünkü karşımızda tecavüzcüleri aklamak için yasa çıkarmaya çalışan, 9 yaşında çocuk evlenebilir’ diyen, çocuk yaşta doğum yapanları gizleyen, Ensar’ı aklayan, tecavüzcülere, katillere iyi hal indirimleri uygulayan çürümüş erkek egemen bir sistem var. Çocuk istismarına tepkilerin çoğaldığı bir dönemde, suçluları hadım etmekten, idam etmekten bahsediyorlar. Cinsel suçları tedavi edilecek hastalıklar gibi göstermek faillerin cezai sorumluluğunu, devletin de cinsel saldırıyı önleme yükümlülüğünü ortadan kaldırmak demektir. İstismar ile rızaya dayalı cinsel ilişkiyi “zina” kavramı üzerinden tartışmak da hem cinsel suçları normalleştirmek hem de dini kuralları topluma dayatmak için fırsatçılık yapmaktır! Hadım cezası, zina tartışması şerri hukuk demektir, yargının ancak dini referans alarak adil olacağı fikrinin topluma dayatılmasıdır, bunu asla kabul etmiyoruz. Cinsel şiddet, devlet şiddetiyle çözülemez. Buradan devlete hatırlatırız ki yaşam hakkı devletin öncelikle savunması gereken temel bir haktır. Biz kadınlar yaşamı savunuyoruz ve bizlere dayatılmak istenen eril iktidarı kabul etmiyoruz!
Bizler hayatı örgütlemek durumundayız, çünkü yaşamlarımıza ve haklarımıza yönelik saldırılar, taciz, tecavüz, kadın ve LGBTİ+ cinayetleri durmak bilmiyor. Kadın cinayetleri sayısı bir önceki yıla göre %25 artarak 409 oldu. Diyanetin kadın düşmanı fetvaları, 6284 sayılı yasanın uygulanmaması, OHAL bahanesiyle bir gecede geçen yasalar, yargıda kadın düşmanı kararlar eliyle şiddet failleri cesaretlendiriliyor.
Baskı ve şiddet ortamını arttıran savaş politikaları, savaşın yarattığı travmanın en ağır sonuçlarını yine kadınlar ve çocuklar yaşıyor. Savaş kadın ve çocuklar için açlık, yoksulluk, taciz, tecavüz ve ölüm demektir, kadınlar savaş karşıtı olmaktan, barış talep etmekten vazgeçmeyecek.
Kadın istihdamının artırılması ile ilgili kâğıt üzerinde verilen sözlere rağmen kadınlar iş yaşamından uzaklaştırılıyor, çalışan kadınlar güvencesizleştiriliyor, kadınların aldığı ücretler giderek düşüyor ve çalışma koşulları esnekleşiyor. Kadının aile içindeki konumunu pekiştiren ve emeğini değersizleştiren büyük bir baskı ile karşı karşıyayız.
Her şeye ve her türlü baskıya, kadın düşmanı yasalara ve genelgelere rağmen eşitlik ve özgürlük için yaşayan, üreten, itaat etmeyen ve mücadele eden kadınlar ve LGBTİ+ bireyler var. Ve bu korkunç tabloyu değiştirebilecek umut ve direnç var. Bizler bu kararlılıkla mücadelemizi yükseltiyoruz.
YAŞASIN 8 MART
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI
Gözaltına alınan 18 kadın Gazi Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra "Kabahatler Kanunu" çerçevesinde her biri hakkında 118 lira para cezası tutanağı tutularak serbest bırakıldılar.
Çorlu’da 8 Mart için bir araya gelen kadınlara polis saldırdı, 8 kişi gözaltına alındı.
İlgili haberler
Ankara Kadın Platformu: OHAL’e ve savaşa karşı 8 M...
Ankara Kadın Platformu 8 Mart programını açıkladı. ‘Dayanışmayla Güçleniyoruz Hayatı Örgütlüyoruz’ d...
İstanbul’da kadınlar 8 Mart mitinginde buluştu
“Savaşa, OHAL’e, cinsiyetçiliğe karşı emeğimiz, kimliğimiz ve özgürlüğümüz için direniyoruz” sloganı...
Çorlu'da 8 Mart eylemine polis saldırısı, 8 gözalt...
Çorlu’da 8 Mart için bir araya gelen kadınlara polis saldırdı, 8 kişi gözaltına alındı.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.