TBMM Genel Kurulu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçesi görüşüldü. Görüşmelerde özellikle Aile Bakanlığı politikalarının kadınlar ve çocuklar üzerindeki etkileri tartışma konusu oldu. Muhalefet, Bakanlık politikalarını eleştirirken, AKP ve MHP eleştirilen işlerle övündü.
ESNEK ÇALIŞMA GÜNDEM EDİLDİ
Görüşmelerde ilk sözü alan Saadet Partisi, hükümetin aile politikalarını öne çıkarttı. Özellikle 12. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Program (OVP) ile daha da öne çıkartılan ve kadınlar açısından ucuz iş gücü ve bakım yükü anlamına gelen esnek çalışma Saadet Partisi adına söz alan Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün tarafından “iş ve yaşam” dengesinin kurulması için önemli bir nokta olarak ele alındı. Saadet Partisi Şerafettin Kılıç ise iktidarın aileye önem verdiğini söylediğini ancak “kadınları anne olmaya değil, işçi olmaya teşvik” ettiklerini söyledi. MHP Çankırı Milletvekili Pelin Yılık da aldığı sözde kadınların güçlendirilmesi için atılan bir adım olarak esnek çalışmayı öne sürdü.
DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki aldığı sözde “Aile ve iş yaşamını uyumlaştırma politikalarıymış. Bu ne demek biliyor musunuz? Sizin emeğinizi sonuna kadar sömüreceğiz, sizi ucuz iş gücü olarak kullanacağız, sizi güvencesiz bırakacağız” diyerek kadınların hem ucuz iş gücü ve ev içi angaryanın taşıyıcısı haline getirilmelerini reddettiklerini vurguladı.
KREŞ HAKKI HATIRLATILDI
DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, kadınların yaşadığı yoksulluğun sorumlusu olarak patronları ve onlara bütçe aktaran iktidarı işaret ederken kreş hakkını da gündeme getirdi. Bir kadının yaşamından örnek veren Otlu, “Evlendiği ilk günden beri şiddet gören Nazlı, 2 çocuğunu alıp kendine yeni bir hayat kurmaya çalıştı; halısız, sobasız, ocaksız, yataksız evinde çocuklarını bırakacak kreş bulamadığı için iş bulamadığını, parça başı işlerde çalıştığını söylüyor. Milyon dolarları Cengiz Holdinge, Limak'a hibe eden, vergi borçlarını affeden AKP iktidarı, milyonlarca yoksul kadına sosyal destekte bulunmak şöyle dursun kadınların nafaka hakkına göz dikiyor. Yoksul kadınların sesini artık duyacak mısınız?” dedi.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Halide Türkoğlu ise bir bütçenin kadınlar için olabilmesi için kadınların sağlık, güvenceli iş, eğitim gibi çeşitli haklarını karşılayabilecek bir bütçe olması gerektiğini ifade ederken “Kadınlar için bütçe; çalışma yaşamına, sosyal yaşama erişebilmesi için, omuzlarına yüklenen bakım hizmetinin kaldırılması için kreş, bakımevi gibi ücretsiz merkezlerin çoğaltılmasıdır. Yoksulluktan, işsizlikten kaynaklı şiddet ortamında kalmak zorunda olmadığı bir yaşama sahip olmasıdır, ‘Ekmeği, suyu, domatesi, eti nasıl alacağım?’ diye düşünmediği bir yaşamdır” dedi.
CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya ise kadınların istihdama katılımı açısından büyük öneme sahip olan kreş hakkını vurguladı. MEB ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belediyelere gönderdiği "kreşleri kapatın" yazılarını hatırlattı.
‘HİÇ UTANMANIZ YOK MU?’
Özellikle son süreçte artan ve vahşileşen şiddete dair de görüşmeler sırasında sözler alındı. MHP’li Yılık, kadına yönelik şiddete dair bir “ruh sağlığı yasasına” ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek şiddetin sebebini faillerin ruh sağlığına indirgedi. Yılık’ın konuşmasının odağından biri aile olurken iktidarın Anayasa’nın 41. Maddesi'nde yapmak istediği evliliğin kadın ve erkek arasında olması değişiklik önerisi de yeniden gündeme getirildi. MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy da ŞÖNİM, sığınmaevleri ve elektronik kelepçe uygulaması ile övündü.
DEM Parti İstanbul Milletvekili aldığı söz ile 149 sığınmaevi ile övünülemeyeceğini söyleyerek “149 tane diye övündüğünüz sığınaklarınızdan birinde, daha geçen gün, izinli çıkan bir kadın katledildi. Kadını değil, kadının içerisinde katledildiği aileyi koruduğu için, cinsiyetçi iş bölümünü esas aldığı için, kadın istihdamını artırmayan, kadınları yoksulluğa mahkûm eden, nefret suçlarını körükleyen bu erkek egemen bütçeyi kadınlar adına kabul etmiyoruz, reddediyoruz” dedi.
CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, kürsü konuşmasında kefen açarak “9 Ekim'de Genel Kurulda bu kefeni açtığımda 2024 yılında öldürülen kadın sayısı 296'ydı, aradan altmış sekiz gün geçti, 125 kadın daha katledildi ve ne yazık ki bu kefeni giymek zorunda kaldı. Biz de ne yazık ki bu kefene ek yapmak zorunda kaldık. İşte, bu kefende 2024 yılında öldürülen kadın sayısı şu anda 421'dir” dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a seslenen Dinçer, “Sayın Bakan, bu kefenin boyu her geçen gün artmaya devam ediyor. Buradan Bakanlığınıza olan mesafe yaklaşık 4 kilometre, bu yıl katledilen kadınların kefenlerini uç uca eklediğimizde buradan sizin oturduğunuz Bakanlık koltuğuna kadar gidiyor bu kefenlerin boyu. Bu tablodan hiç utanmıyor musunuz? Bu topraklarda katledilen tüm kadınların vebali AKP iktidarının boynundadır” dedi.
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
Mitingde kadınlara mikrofon uzattık: 'Eğitime bütç...
İstanbul Kartal Meydanı'nda Emek, Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla gerçekleşen insanca yaşam...
Aile Bakanlığı bütçe görüşmeleri: Tasarruf sığınma...
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçe teklifi görüşmeleri kadın cinayetleri protesto...
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi komisyo...
Kadının güçlendirilmesi için ayırdığı bütçeyi yıldan yıla azaltan bakanlık bu yıl için hedeflediği 1...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.