Aile Bakanı KEFEK'te | EMEP, TİP ve DEM vekilleri kadınların sorularını iletti, AKP'li vekiller tahammül edemedi
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu toplantısına Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan'ı katıldı; Bakan'a kadın örgütlerinin soruları sözlü ve yazılı olarak iletildi.

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun (KEFEK) Mecliste bugün gerçekleşen toplantısına Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş katıldı. Bakan Göktaş yaptığı sunumda kadınlar için güvencesizlik, düşük ücret anlamına gelen esnek çalışmayı yaygınlaştırmayı hedeflediklerini ifade etti; “Kadınları daha da güçlü kılacak çalışmalarımızı arttırmak için bu yıl Kadının Güçlenmesi Programı’mıza ayırdığımız bütçeyi yüzde 165 oranında artırdık” derken kadının güçlendirilmesine ayrılan payın Bakanlık bütçesinin sadece binde 8,6’sı olduğunu söylemedi.

EMEP Milletvekili Sevda Karaca, TİP Milletvekili Sera Kadıgil, DEM Parti Milletvekili Özgül Saki, komisyonda Bakan’a sorularını iletti. EMEP Milletvekili Sevda Karaca, bakanlığın sunumunda "işbirliği, açıklık, şeffaflık" vurguları yapılmasına rağmen kadınların haklarını ilgilendiren konularda kadın örgütlerine kapıların kapatıldığını, bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. "Siz 1 yıllık çalışmalarınızı paylaştınız, bu çalışmalarda kadın ve çocuk hak örgütlerinin görüşlerine başvurulmadığı gibi, haklara yönelik saldırılar konusunda görüş ifade etmek isteyen kadınlar da süreçlerden dışlandı. Biz o nedenle bugün sizin 1 yıllık çalışmalarınızı kadın ve çocuk hak örgütlerinin değerlendirmesiyle ele aldığımız bir dosya ile geldik. Buradaki sorulara yazılı yanıt vermenizi istiyoruz" diyerek Kadının İnsan Hakları Derneği, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, EŞİK Platformu gönüllüleri, Ekmek ve Gül ile birlikte hazırladığı yazılı değerlendirmeyi ve soruları içeren dosyayı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a iletti.

Soldan sağa: Özgül Saki, Sevda Karaca, Sera Kadıgil | Fotoğraf: TBMM

KADINLARIN SORULARINA TAHAMMÜLSÜZLÜK

Kadın örgütleri ile hazırladığı soru ve değerlendirmeleri sunan Karaca’nın sözü pek çok kez AKP’li vekillerce kesildi, konuşmasını kısa tutması söylendi. Karaca, KEFEK’in bir ihtisas komisyonu olduğunu ve meselelerin derinlikle tartışılması gerektiğini ifade etti.

KEFEK Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan | Fotoğraf: TBMM

SÜRESİ GEÇMİŞ SORU ÖNERGELERİ

Kadınların ve çocukların yaşadığı sıkıntıların artması sebebiyle en çok soru önergesi verdiği Bakanlıklardan birinin Aile Bakanlığı olduğunu belirten Karaca, “Bakanlığınızdan gelen cevaplar sorulara yanıt vermekten çok uzak. Çoğunlukla da sorulara yanıt alamıyoruz. Süresi geçmiş ve henüz yanıtlanmamış çok sayıda soru önergemiz var. Soru önergelerine verilen yanıtlar da veriyi ortaya koyan şekilde yanıtlanmıyor” dedi.


BAKAN NAFAKA, ARABULUCULUK TARTIŞMALARINI İNKAR ETTİ

Ailenin Güçlendirilmesi Vizyon Belgesinde mevcut hukuki düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve yeni düzenlemelerin aile odaklı esaslar üzerine kurulacağının ilan edildiğini söyleyen Karaca, “Medeni Kanun’da kadınların nafaka hakkından boşanmaların nasıl işleteceğine pek çok konu bu düzenlemelerin konusu olacak. Böyle bir düzenleme silsilesi olacağına ilişkin sinyaller veriliyor” dedi. Aile Bakanlığının 81 ilde düzenlediği ve baroların son dakika çağırıldığı Aile Çalıştaylarından bahseden Karaca, bu çalıştaylara kadın örgütlerinin değil ilahiyatçıların, imamların çağırıldığını, çalıştaylarda nafakadan boşanmalarda arabuluculuğa pek çok konunun gündeme geldiğini ifade etti. Aile Bakanı Göktaş, “Bizim çalıştaylarımızda bu konuların kesinlikle yer almadığını söylemek isterim” diyerek çalıştayda tartışılanları inkar etti. Bakan Göktaş’ın göreve geldikten sonra katıldığı tanışma toplantısındaki ilk ifadeleri de kadınların nafaka hakkını hedefe alan söylemlerdi.

AİLE ÇALIŞTAYLARINDA NE OLMUŞTU?
*Antep’te gerçekleşen çalıştayda açılış konuşmasını yapan Gaziantep Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mustafa Yıldırım, fazla sayıda çocuğu olan kadını korunmadığı, işe giden kadını çocuğunu bakıcıya bıraktığı için suçladı, çocuk işçiliğinden kadınları sorumlu tuttu. Üç üniversiteden akademisyenlerin katıldığı çalıştayda ağırlığı ilahiyat fakültelerinden isimler oluşturdu. ‘Aile, eşitlik ve adalet’ başlığını tartışacak çalışma grubunda katılımcılarından nafaka hakkının boşanmalar üzerindeki olumsuz etkisinin tartışılması istendi. ‘Aile, sosyal kalkınma ve refah’ başlıklı çalışma grubunda ise ailenin sosyal ekonomik kalkınması için kadının ev içinde çalışması gerektiği yönünde bir tartışma yürütüldü. “Esasında İslam da kadınla başlıyor; ‘en kutsal görevi’ diyor; bir kadının annelikten daha yüksek bir mertebesi olabilir mi?” denilerek kadınların temel görevinin çocuk bakımı olduğu ileri sürüldü. Bu grupta yürütülen tartışmalarda sık sık kadınların çalışmasına karşı söylemler kullanıldı. Tartışmalarda uzaklaştırma kararının aileyi bölecek yanlış bir uygulama olduğu iddia edildi.
*Aksaray’da LGBTİ karşıtlığı öne çıktı. Çocukların korunmasına dair yürütülen tartışmalarda çocukların özgürlüklerini kısıtlayıcı önlemler önerildi. Aksaray Barosu temsilcisi çalıştayda kız çocuklarının erkek oyuncaklarıyla oynarsa 18 yaşında cinsiyet değiştirmek isteyeceği söylendiğinde bunun karşısında bilimsel makale sunmak durumunda kaldığını söyledi.
* Zonguldak’taki çalıştayın açılış konuşmasında “Kız beşikte çeyiz sandıkta” ifadesi kullanıldı.
* Adana’daki çalıştaya Adana Barosu davet edilmezken karma eğitime karşı kampanya yürüten Aile Bilim Kültür ve Eğitim Derneği Kurucu Genel Başkanı ve Maarif Platformu Üyesi Adnan Kalkan, Ajans Kamu’daki yazısında çalıştaya davet edildiğini yazdı.
KAYIP ÇOCUKLAR NEREDE?

Aile Bakanlığı ısrarla deprem bölgesinde kayıp çocuk olmadığı iddiasını sürdürürken Karaca, İslahiye’deki evlerinin yıkılması sonucu yaşanan göçükte annesini, eşini, 3 çocuğunu ve kayınvalidesini kaybeden Fatih Karaca’nın 13 yaşındaki kızı İrem Karaca’nın kaybolduğunu, enkazın kaldırılmasına karşın ölü bedenine rastlanılmayan İrem’i depremden sonra gördüğünü söyleyen tanıkların bulunduğunu, baba Fatih Karaca’yla Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’ı makamında ziyaret etmeyi talep ettiklerini ancak taleplerine geri dönüş alamadıklarını belirtti.

KADIN ÖRGÜTLERİNDEN AİLE BAKANINA SORULAR

EMEP Milletvekili Sevda Karaca’nın Bakan Göktaş’a yazılı olarak ilettiği değerlendirmede, son bir yıldır bakanlığın yalnızca kadın haklarını tartıştırdığına dikkat çekiliyor. Bakanlığın son bir yılda yaptıklarına dair hazırladığı kronolojiden bahseden Karaca, kendilerinin de Bakanlığa dair bir kronoloji çıkardığını söylüyor. Bu kronolojide kadınların haklarına nasıl sistematik olarak bakanlıkça saldırıldığını ortaya konuyor.

2023 Temmuz: Nafaka hakkının erkek mağduriyeti gerekçesiyle tartışmaya açılması

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın göreve geldiğinde ilk icraatı kadınların nafaka hakkına göz dikmek olmuştur” denen raporda, “Birçok kadın kendi boşanma süreçlerini ya da çevrelerinde boşanma süreci yaşayan kadınların deneyimlerini anlatırken ‘bir gün evli kalıp ömür boyu nafaka alan’ kadınlar olmadığını, birçok kadının da şiddet gibi nedenlerle evliliği hızlıca sonlandırabilmek ya da şiddetin boşandıktan sonra da devam etmesini kendi yöntemleriyle engelleyebilmek için nafaka hakkından vazgeçtiğini ya da nafaka artırımı talep edemediğini anlatmaktadır. 2024 senesinde mahkemelerin hükmettiği yoksulluk ve iştirak nafaka miktarları ortalama kaç TL’dir? Bir gün evli kalıp nafaka ödeyen erkek sayısı kaçtır?” ifadelerine yer veriliyor.

Eylül 2023: Meclis’in Açılmasına Günler Kala Gizli Saklı Gerçekleştirilen Aile Çalıştayları

Çalıştaylara dair raporda şu sorular Bakan’a soruluyor:
“Söz konusu çalıştaylara sahada çalışan kadın dernekleri ve barolar hangi gerekçeyle dahil edilmemiştir?
Din görevlileri ve temsilcilerinin bu çalıştaya katılmasının amacı nedir?
Mevcut hukuk düzeninde dahi haklarını alamayan kadınların arabuluculuk gibi yargı dışı bir yöntemle eşit ve adil bir şekilde haklarını almasının nasıl bir garantisi vardır?

Eylül 2023: Orta Vadeli Program, 12. Kalkınma Planıyla Kadınlara Esnek Çalışma

Orta Vadeli Program'ın (OVP), genel olarak halkın yoksullaştırılmasının, sermayeninse servetini büyütmesinin, kadın istihdamını tamamen güvencesiz ve esnek hale getirmenin bir programı olduğu belirtilen raporda, esnek çalışmanın kadınlar için çok daha düşük ücretler, çalışma koşullarının ağırlaşması anlamına geldiğine dikkat çekiliyor: “Çünkü kadın, ev içindeki angaryası devam ederken çalışma saatlerinde ve koşullarında hiç de belirleyici olmadığı bir işte, patronun ihtiyacı neyse ona göre var edilmek isteniyor. Çalışmada esneklik kadının kendi hayatını düzenlemesi açısından bir kolaylık değil, patrona kadının emeğini ne zaman, nerede ve nasıl koşullarda sömüreceğine dair bir esneklik sağlamaktadır. İktidar kadınları aileye sıkıştırırken düşük ücretle, esnek çalıştırarak ve örgütsüzlüğe mahkum ederek daha fazla sömürmeyi, devletin bakım, sağlık, eğitim gibi çeşitli görevleri kadınların sırtına yıkmayı hedeflemekte, kadının içinden çıkamayacağı bir aile düşüncesini bu politikaların destekçisi haline getirmektedir.”

Raporda, “Sosyal yardımla geçinen aile sayısı kaçtır? Bu hanelerde kaç kişi barınmaktadır? Bu hanelere verilen yardım miktarlarının aralıkları nedir? Yaşlı ve hasta bakım ücreti alan kişilerin kaçı kadın, kaçı erkektir? Kayıtdışı ve kayıtlı kadın istihdam oranları nedir? Çalışan kadınların kaçını 0-15 yaş arası çocuğu bulunmaktadır?” sorularına yer veriliyor.

Ekim 2023: 8. Aile Şurasıyla Kadın ve LGBTİ Düşmanlığı

8. Aile Şurası’na ilişkin hala sonuç raporu yayınlanmamasına dikkat çekilirken, Karaca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına Ocak 2024’te verdiği dilekçe ile Şuraya dair sonuç ve karar raporları, katılımcı listesi, katılımcı konuşmaları ve Şura’ya ilişkin bilumum yazılı belge ve görüntü kayıtları talep ettiğini ancak bir dönüş yapılmadığını ifade ediyor. “Kadınların ekonomik, medeni ve siyasi haklarını gündem etmeyen; kadını ailenin dışında konumlandırmayan bu şuralarla ne amaçlanmaktadır? Aile şurasına ilişkin bilgiler neden saklanmaktadır?” sorularını Bakanlığa iletiyor.

Kasım 2023: Aile Hukuku Sempozyumuyla Yeniden Nafaka ve Arabuluculuk

“Aile Mahkemelerinin Etkinliğinin Artırılması: Aile Üyelerinin Haklarının Daha İyi Korunması Ortak Projesi” kapsamında Adalet Bakanlığı Uluslararası Aile Hukuku Sempozyumunda Bakanların yaptığı açılış konuşmalarında en çok öne çıkan konu boşanmalar ve arabuluculuğu uygulaması olduğu raporda hatırlatılıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir’in, “Boşanma sürecinde bireylere daha etkili bir rehberlik sunulması, bu sürecin daha sağlıklı şekilde sonuçlanmasını sağlayacaktır” ifadesinin de hatırlatıldığı raporda, Sempozyum sonucunun bir mevzuat değişikliği olarak Meclis’e sunulacağı ifade edilirken kadın örgütleri ve baroların, kadınları ilgilendiren bu konularda neden ısrarla sürecin dışında bırakıldığı, yapılacak mevzuat değişikliği için TBMM’deki kadın vekillerin ve KEFEK üyelerinin görüşünün alınıp alınmayacağı Bakan’a soruluyor.

Kasım 2023: Bakanlık Bütçesinde Kadına Binde 8 Pay

Raporda, Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı bütçesinde kadının güçlendirilmesinin 8 kalemden sondan ikinci sırada, bakanlık bütçesinin binde 8.6'sına denk düştüğü vurgulanıyor. Ailenin korunması ve güçlendirilmesi programına 11 milyar 904 milyon lira ayrılırken kadının güçlendirilmesine ayrılan sadece bütçe 2 milyar 900 milyon lira.
Bütçe görüşmelerinde Bakan Özdemir Göktaş konuşmasında, Türkiye'de kadına yönelik aile içi şiddet araştırmasının 3’üncüsünün 2024 yılının ilk yarısında yapacaklarını söylediği de hatırlatılıyor. Bu araştırmanın yapılıp yapılmadığı Bakan’a soruluyor.

Ocak 2024: Kadının soyadını kullanabilmesi AYM kararına rağmen engelleniyor

AYM’nin kadının evlenmeden önceki soyadının evlendikten sonra da tek başına kullanılamamasının Anayasa’nın eşitlik ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaştığı ve Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesinin birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdiğinin hatırlatıldığı raporda, karar yürürlüğe girmesine rağmen yasa koyucu maddede değişiklik yapmadığı için şu an nüfus müdürlüklerinde evlilik sonrası kendi soyadını kullanmak isteyen kadınların yasada dayanak olmadığı ve kendilerine bir bilgi gelmediği gerekçesiyle geri çevrildiğine dikkat çekiliyor. Kamuoyuna sızan 9. Yargı Paketi içerisinde ise bu hususa ilişkin taslak teklifte “yalandan” bir değişiklik yapılarak ifade ediş biçimi değiştirildiği, ancak yasa maddesinin özünün aynı kaldığı vurgulanıyor. Taslaktaki gerekçeye dair ise raporda, “Gerekçede ‘anne ve babanın ayrı ayrı soyadı kullanmaları, çocuk üzerinde olumsuz etkiler doğurabilecek, çocuğun hangi soyadını kullanacağı ayrı bir tartışma konusu haline gelecektir. Bu durum, Türk toplumunun temeli olan aile bütünlüğüne zarar verebilecektir’ ifadesi kullanılmıştır. Bu düzenleneme iki temel konuda bir politika göstergesi olmakla birlikte kaygı vericidir. İlki; Anayasa Mahkemesi kararının tanınmamasıdır ki bu artık bu meclisin alışkanlığı haline gelmiştir. Zira son dönemde fiilen Anayasa Mahkemesini işlevsizleştiren ikinci hamle olmuştur. Hukuk güvenliği, kadın-erkek her vatandaş için ortadan kalkmakta ve hukuk tanımayan bu tek adam iktidarı kemikleşmektedir. İkincisi ise bizzat komisyonun gündemi olan kadın-erkek eşitliği konusundadır ki bu husus da büyük vahamet taşımaktadır. Kadınların yasalar önünde tanınan eşitlik hakkı bizzat devlet eliyle ortadan kaldırılmakta ve yine Anayasa ile diğer mevzuatın cinsiyet eşitliği düzenlemeleri hiçe sayılmakta, kadınlar “aile” dışında konumlandırılmak istenilmemektedir” ifadelerine yer veriliyor. “Bugüne kadar kaç kadın evlendikten sonra kendi soyadını kullanmak için dava açmak zorunda kalmıştır? AYM kararının uygulanması ve hakkın tesis edilmesi için Bakanlığınızın çalışmaları nelerdir?” soruları Bakan’a soruluyor.

Şubat 2024: Eğitimde Kürtaja Dair Yasal Mevzuata İlişkin Yanlış Bilgilendirme

Aile ve Gençlik Fonundan yararlanma koşulları arasında evlilik öncesi eğitime katılmanın bir şart olarak getirildiğinden, ancak bu evlilik öncesi eğitim programında kürtaj hakkının yasal düzenlemesi hakkında yanlış bilgilendirme yapıldığına dikkat çekiliyor: “Yasal mevzuatta yer almasına karşın neden kürtaj konusunda mevzuata aykırı bilgilendirme yapılmaktadır? Uygulamada kadınları kürtaj hakkından faydalandırmayan sağlık kuruluşları hakkında ne tür işlemler yapılmaktadır?” soruları Bakan’a soruluyor

Mart 2024: Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı

Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı açılışında Bakan Özdemir Göktaş, kadınların, “Ailenin ve toplumun vazgeçilmez unsuru ve gelecek nesillerin yetişmesinde merkezi bir role sahip olan kadınların hak ettiği üstün kıymeti görmesi ve kalkınmamıza ivme kazandırması için” hayatın tüm alanında hak, imkan ve fırsatlardan eşit faydalanması gerektiğini ifade ettiği hatırlatılıyor. Kadınların neden sadece ailenin merkezinde duran ve gelecek nesilleri yetiştirme sorumluluğuna sahip “anne” olarak ele alındığı, kadınların kendi hayatları üzerinde güç ve kontrol sahibi olmalarını sağlayacak politikaların inşa edilmesinin nasıl mümkün olacağı soruluyor.

Nisan 2024: Bakanlık Kemeri Nereden Sıkıyor?

Bir yandan kemer sıkma ve kamu harcamalarından tasarruf politikası ile işçi, emekçi kadınları yoksulluğa mahkum ederken bir yandan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 29 milyon liralık 23 araç kiralandığı vurgulanıyor.Araçların kiralandığı şirketin sahibi Mehmet Kaya, 2018 seçimlerinde AKP’den Ankara milletvekili aday adayı olduğu hatırlatılıyor. Tasarruf tedbirleri kapsamında kadınlar ve halk yoksulluğa mahkum edilirken alınan ve kiralanan bu araçların açıklaması raporda Bakanlığa soruluyor.

Mayıs 2024: Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı

Bu vizyon belgesinin içeriğince Bakanlığa kadın örgütleriyle hazırlanan raporda şu sorular soruluyor:
“Bakanlığınızın kadınları aile dışında tarif ettiği ve güçlendirmeyi hedeflediği bir planı bulunmakta mıdır?
Deprem bölgesinde şiddet ve yoksullukla karşı karşıya kalan kadınların sorunlarının çözümü için “eğitim vermek” dışında bir planınız bulunmakta mıdır?”

Haziran 2024: Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Veri ve İstatistik Komitesi Toplantısı

Bakan’ın “Kadına yönelik şiddet, bir insan hakkı ihlalidir. Bu ihlal karşısındaki kararlı mücadelemizde tek bir vaka bile bizim için çok fazladır” ifadelerine karşın 2024 yılı mayıs ayında Türkiye’de 40 kadın öldürüldüğü, 20 şüpheli kadın ölümü yaşandığı hatırlatılıyor.

Bakanlık olarak kadınların her alanda maruz kaldığı şiddeti önlemek için gerekli olan tüm tedbirleri aldıklarını Bakan Özdemir Göktaş iddia ederken raporda şiddeti önlemek için alınmayan önlemler sebebiyle öldürülen kadınların bir kısmı hatırlatılıyor:
• “Gülten Ataklı 1 yıl önce boşanma aşamasında olduğu polis Mürsel Ataklı tarafından uzaklaştırma kararına rağmen öldürüldü. Mürsel Ataklı, gerekçesiz bir şekilde ceza indirimi aldı.
• Ankara’da şüpheli bir şekilde balkondan düşen Selvinaz’a sistematik olarak şiddet uygulayan eşi Y. serbest bırakıldı.
• Serap Doğan, hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı, bu kararı ihlal ettiği için şikayette bulunarak elektronik kelepçe takılmasını talep ettiği Selahattin Özdemir tarafından olay anında KADES uygulamasını kullanmasına rağmen, polisin kadını görmeden tutanak tutup olay yerinden ayrılmasının ardından öldürüldü.
• Adana’da hakkında uzaklaştırma kararı olan ve elektrikli kelepçe takılmış olan Burak Acar, kelepçeyi kırarak Bahar Torun’u katletti.”

ŞİDDETE İLİŞKİN YANITSIZ SORULAR

Karaca Bakan’a verdiği soru önergeleirnin çoğunun yanıtlanmadığına dikkat çekerken 15 Mart’ta kadın cinayetlerine ilişkin sorduğu soruları yineledi:
“2020-2024 yılları arasında kadına yönelik şiddet kapsamında öldürülen, şüpheli şekilde ölü bulunan ve yaralanan kadınların sayısı yıllara göre kaçtır?
2020-2024 yılları arasında 6284 sayılı yasa kapsamında koruma tedbiri alan kadınların sayısı yıllara göre kaçtır? Bu kadınlardan kaç tanesi koruma kararına rağmen öldürülmüştür?
2020-2024 yılları arasında yargılaması yapılan kadın cinayetleri davalarının kaçında faile verilen cezalara haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulanmıştır?
2020-2024 yılları arasında KADES uygulamasını kullanarak yardım isteyen kadın sayısı kaçtır? KADES üzerinden çağrıda bulunduktan sonra kolluğun yardım istenen yere ulaşma süresi nedir?
6284 sayılı yasa kapsamında koruma kararı almış kadınlardan sorumlu kolluk görevlilerinden kaçı hakkında görevini ihmal ettiği gerekçesiyle adli ya da idari soruşturma başlatılmıştır?
2020-2024 yılları arasında, yer bulunmadığı gerekçesiyle sığınma evine yerleştirilmeyen kadın sayısı kaçtır?”

Fotoğraflar: TBMM

İlgili haberler
Adalet Bakanı KEFEK’te: ‘Kadın haklarının korunmas...

EMEP Milletvekili Sevda Karaca, KİH, Mor Çatı, EŞİK ve Ekmek ve Gül olarak birlikte hazırladığımız d...

KEFEK’te İstanbul Sözleşmesi tartışması: AKP’li Ak...

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu toplantısında muhalefet temsilcileri İstanbul Sözleşmesin...

İstismar Komisyonu raporu bize ne söylüyor| Amaç i...

Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin 6 yaşından itibaren istismara maruz bır...