Adıyamanlı depremzede kadınlar: Canlı yayında toplanan yardım paraları nerede?
"Adıyaman sahipsiz kaldı" cümlesini sıkça duyuyorum. Karapınar Mahallesi’ne gidiyoruz. Ayten ve Asiye misafir ediyor bizleri. Dertleşiyoruz birbirimizle, duygularımız ortak...

Maraş merkezli depremlerin etki alanındaki şehirlerden biri de Adıyaman. Hayatımızı derinden etkileyen ve her gün daha da derinleşecek etkileri devam eden depremin üzerinden 1 ay geçti. Depreme dair gördüklerimizi-hissettiklerimizi aktarmanın, aktaramamanın görevini bilerek Adıyaman’da bulunuyoruz.

"Adıyaman sahipsiz kaldı" cümlesini sıkça duyuyorum. Sokakta yürürken sağımızda solumuzda yıkılmış olan binalar bize acımızı her gün daha da derinden yaşatıyor. Bir enkazda nota defterlerini görüyoruz, başka bir enkazda oyuncaklar, başka birinde ise çiçekli kırmızı bir yazma. Gözlerimiz doluyor bazen, hüzünleniyoruz ama en çok da öfkeleniyoruz. Karapınar Mahallesi’ne gidiyoruz. Ayten ve Asiye misafir ediyor bizleri. Dertleşiyoruz birbirimizle, duygularımız ortak.

‘ONLARIN ACILARI BİZİM ACIMIZ’

Asiye ikinci deprem sırasında enkaz alanında olduklarını ve elleriyle taşları sökmeye çalıştıklarını anlatıyor. "Biz o yağmurda enkaz alanına terliklerimizle koşuyorduk. Enkazdan ses geliyordu, bağırıyorlardı. Biz artık onların acısından kendimizi, çocuklarımızı unuttuk. Onların acıları bizim acımızdı."

DAYANIŞMA AYAKTA TUTTU

Ayten’e soruyorum “İlk günler sizin için nasıldı?” diye. "Rezalet" diyor ve devam ediyor: "Biz çadırımızı kendimiz kurduk. Tütün çadırımız vardı. İlk 3-4 gün yağmur yağdığında çadırımız da ıslanıyordu. Yemek yoktu. Ev ekmeğini ıslatıp mahalleye dağıttık. Gölbaşı'ndan buraya gelenler vardı ve evleri yıkılmıştı. 3-4 gün 10 çocukla bir çadırdaydık." Bu süreçte mahallelinin birlik olduğunu başka illerdeki gönüllülerin özellikle yakın olması sebebiyle Şanlıurfa ve Diyarbakır'daki gönüllülerin dayanışmasının Adıyaman'ı bir nebze de olsa ayakta tuttuğunu söylüyor. Birlik beraberliğin önemini vurguluyor: "Biz bunu bir kere yaşadık inşallah bir daha yaşamayız ama yaşarsak da böyle birlik beraberliklerimiz olsun."
Asiye 4. günün sonunda insanların yakınlarını kepçeyle enkaz altından ancak çıkarabildiklerini söylüyor: “Kepçe kürekle kazmaya çalıştık ama ne gelir elden. Bir gazeteci geldi buraya enkazın altından ses geliyordu. Yalvardık paylaş, duyur diye. Ben korkuyorum paylaşamam, çekim yasak dedi bize."

‘KANDIRIP BU BİNALARA MAHKUM EDİYORLAR’

Depremin değil aslında binaların insanları öldürdüğünü söylüyoruz. Bu yağma düzeninin bu sistemin bir sonucu bunca ölüm. Evlerinin etrafındaki binalar 3 yıllık, 1 yıllık binalar fakat içine girilemiyor. Ayten, "Biz de ne güzel mahallemiz gelişiyor yeni binalar yapılıyor, güzel oluyor dedik. Bilemedik ki Adıyaman başımıza yıkılacak.."

Asiye ekliyor: "Deprem Allah'ın takdiri diyorlar evet belki öyledir ama bu binalar daha yeni yapılmış içine bile girilmeyen binalar nasıl yerle bir oluyor? Fay hattı geçiyorsa iki binanın da altından geçiyor nasıl biri sağlamken diğeri yıkılıyor? Çünkü çalıyorlar. 20 çimento koyacağına 10 çimento koyuyorlar, bu kalan 10 çimentoya da başka birinin binasını yaparız bize para kalır diyorlar. İnsanları kandırıp böyle binalara mahkum ediyorlar. Peki bu sana nasıl helal olacak? Müteahhitler, mühendisler, onay verenler, denetleyenler binlerce insanın hesabını nasıl verecekler!"

‘KENDİ SARAYDA YAŞARKEN BİZ SİMİTLE GEÇİNELİM İSTİYOR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasını hatırlatıyorum ve soruyorum: “Kadınlar hakkını helal ediyor mu?”

Saatlerce izin verilmediği için kurtarma ekiplerinin, maden işçilerinin Adıyaman'a ulaşamadığı, insanların göz göre göre hayatlarını kaybettiklerini söylüyorlar ve ekliyorlar: "Bundan önce de helal etmiyorduk. Helal nasıl edeceğiz? Adam kendi ağzıyla diyor ki; ‘Bir gün eğer bilirseniz biri zengin oluyorsa kul hakkını yiyordur.’ Yıllar sonra adam milyarder oldu. Bu kadar serveti ne yapacaksın? Gözü doysun. Binlerce çocuk soğuktan titriyor, aç sussuz kalıyor. O ise saraylarda yaşayıp bizlerin simit ekmekle geçinmesini istiyor."

Canlı yayında toplanan yardım paralarının nerede olduğunu soruyor Asiye. Öfkeleniyor: "Onlar aç, çok şükür biz tokuz!"

Bu süreçte komşularıyla dayanışma içinde olduklarını belirten Ayten ve Asiye’nin son sözleri ise "Her şey birlik beraberlik ile aşılacak, en önemlisi birlik beraberlik" oluyor. Yaşamı yeniden beraber kuracağız.

Fotoğraf: Özkan Zülfikar/Evrensel

İlgili haberler
Adıyaman'dan notlar: ‘Gece olmasını istemiyorum. k...

Şehir merkezi adeta bombalanmış gibi. Cemevi sivil halkın desteğiyle yardım merkezi olarak kullanılı...

'Adıyaman'ı neden soran yok?'

Maraş merkezli depremlerde büyük bir yıkım yaşayan Adıyaman'dan depremzede bir kadın isyan etti: 'Ne...

Adıyaman’da çadır bulamayan bir depremzede: Çok zo...

Adıyaman Yukarı Karapınar Mahallesi’nde depremzede bir kadın. Çadır bulamadıkları için tütün serdikl...