ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu: ‘Bizi ayakta tutan şey dayanışma’
‘BÜ LGBTİ+ Çalışmaları Kulübüne yönelik saldırıları iktidarın kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarının ve demokratik üniversite mücadelesine yöneltilen saldırıların bir uzantısı olduğunu düşünüyoruz.’

Farklı üniversitelerden Kadın Çalışmaları ve LGBTİ Topluluklarının, üniversitelerde öğrencilere nasıl alanlar açtığını, yaptıkları çalışmaları tartıştığı dosyamız için görüştüğümüz ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu yürüttükleri çalışmayı, okullarında var olan cinsel taciz komisyonunun işler hale gelmesi için gerekenleri, üniversite yönetimi tarafından önlerine konan engelleri, ülkede ve üniversitelerde kadınlara ve LGBTİ’lere karşı artan saldırılara üniversite toplulukları olarak nasıl bir mücadele sürdürülebileceğini anlatıyor.

Üniversitenizde Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğunun varlığı öğrenciler açısından neleri değiştiriyor, öğrenciler için nasıl bir alan açıyor?

Öncelikle kadın ve LGBTİ+’ların kendilerini özgür bir biçimde ifade edebilmelerine alan açıyor. Deneyimleri paylaşmak dayanışmanın en önemli parçası. Buna ek olarak da toplumsal normların oluşturduğu çeşitli ön yargıları kırmak, cinsiyet eşitsizliğini anlamak ve buna karşı çözüm üretmek topluluğun en önemli ayaklarından birini oluşturuyor. Keza okul içinde toplumsal cinsiyet eşitliğine dair politika üretimine de katkı sağlamak istiyoruz.

Topluluğunuz ne gibi çalışmalar yapıyor?

Yurtlardan, amfilere bütün eşitsizliği tartışmak ve kadın ve LGBTİ+ sorununa yönelik çözümler bulmak için çeşitli alanlardan hocalarla, aktivistlerle ve alanında çalışmalar yapan insanlarla söyleşiler düzenliyoruz ve onların deneyimlerini amfilere taşıyoruz. Film gösterimleri, okumalar da tartıştıklarımızı zenginleştiren unsurlar. Toplumsal cinsiyete dair teorik tartışmalar yürütürken bizleri ilgilendiren tüm güncel konular hakkında da tartışmalar yürütmeye çabalıyoruz. Bu arada yalnızca amfilerde kalmıyoruz. Yurtlarda, kampüste yaşanan bütün eşitsizliklerin farkındayız ve bunun için Cinsel Tacizi Önleme Birimi’nin işlevli hale getirilmesi için uğraş veriyoruz. Kadın davalarının da takipçisiyiz ve diğer üniversitelerden arkadaşlarımızla dayanışıyoruz.

‘REKTÖR İKTİDARIN POLİTİKALARI ETRAFINDA HAREKET EDİYOR’

Üniversite yönetimiyle nasıl sorunlar yaşıyorsunuz? Sizin üniversitenize atanan rektör sonrası kulübün işleyişine yönelik müdahaleler oldu mu? Çalışmalarınızı yürütürken ne gibi engellerle karşılaşıyorsunuz?

Okulu Türkiye’den farklı bir konumda görmüyoruz ve rektörün de iktidarın politikaları etrafında hareket ettiğinin farkındayız. Bundan dolayı okul içinde her türlü ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyoruz. Fiziksel olarak da sıkıntılarımız var tabi. Toplantı alacağımız bir sınıf, oda bile bize çok görülüyor. Çeşitli etkinliklerimiz de iptal edildi ya da sansüre maruz kaldı. Topluluğumuzun resmiyet başvurusunda orijinal isim Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Topluluğuyken, “kadın” kelimesi bir kimlik belirttiği gerekçesiyle isimden çıkartılmıştı. Ya da topluluğumuzdaki arkadaşlarımız Gökkuşağı Aileleriyle bir etkinlik yaptığı için etkinlik izni iptal edildi. Yine hapishanelerdeki trans kadınlara yönelik bir etkinliğimizi gerçekleştirebilmek için otosansür yapmak zorunda kaldık. Türkiye’nin Ortadoğu’ya müdahalelerinin daha gündemde olduğu bir dönemde savaşlar ve kadınların bundan nasıl etkilendiğine dair bir etkinlik yapma fikrimiz vardı ve kabul edilmeyeceğini bildiğimizden yapamamıştık etkinliği.

‘CİTÖB’DE UZMAN PSİKOLOG VE ALANINDA UZMANLARIN DA BULUNMASI GEREKLİ’

Üniversitenizde Cinsel Tacizi Önleme Birimi (CİTÖB) var mı? Siz bu birimin bir parçası mısınız?

Üniversitemizde Cinsel Tacizi Önleme Birimi var ancak yalnızca bir danışma birimi olarak işliyor. Tamamen gönüllü hocalar tarafından yürütülmeye çalışıyor, görünürlüğünü ve bilinirliğini de gönüllü öğrenciler sağlamaya çalışıyor. Okulumuzda bulunan cinsel tacizi önleme noktasındaki uygulamaları ise halen daha eksik. Bu yüzden işlevselliği sorunlu bir birim ancak bu yalnızca birimden kaynaklanan bir şey değil. CİTÖB’de uzman bir psikolog ve alanında yetkin birçok insanın olması gerekiyor ki işlevselliğinden söz edebilelim. Ancak bu ihtiyaçlar güncelliğini korurken yönetim CİTÖB’ü geliştirmek için bir adım atmıyor ve yönetimin görünürlük için online eğitim döneminde yaptığı tek çalışma hazırlık öğrencilerinin oryantasyonunda CİTÖB’den ismen bahsetmek oldu.

‘ODTÜ’DE BİR KADIN GÜNDEMİ YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ’

Diğer kulüp ve topluluklar ile ilişkiniz nasıl? Ortak işler yapıyor musunuz? Kulüplerin ya da öğrencilerin yaşadığı sorunlara dair ortak buluşmalar, yan yana gelme planlarınız oldu mu?

Diğer topluluklarla bağımızı güçlendirmek adına birçok ortak etkinlik düzenliyoruz. Toplumsal cinsiyet konusu hemen hemen her alanda tartışabildiğiniz ve tartışmamız gereken de bir alan. Özellikle 8 Mart, 25 Kasım ve çeşitli davaların takibinde örneğin Şule Çet gibi, bağımız daha da güçleniyor. Bizi ayakta tutan şey de dayanışma oluyor. 8 Martlarda ve 25 Kasımlarda diğer topluluklarla bir araya gelip ODTÜ’de bir kadın gündemi yaratmaya çalışıyoruz. O haftalarda etkinlik çıkartabilen topluluklarla etkinlikler yapıp ODTÜ’deki tüm kadınlara seslenmeye ve onları dayanışmaya çağırıyoruz.

‘BASKILARA KARŞI ÖĞRENCİLERİN BİRLİKTELİĞİ BELİRLEYİCİ’

Bu süreçte Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü ve Kadın Araştırmaları Kulübüne yönelik yapılan müdahaleleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Kadınların haklarına yönelik saldırılar artıyor, LGBTİ’ler hedefe konuyor. Bu saldırılara karşı topluluklar neler yapabilir?

Boğaziçi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübüne ve Kadın Çalışmaları Kulübü’ne yönelik saldırıları iktidarın kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarının ve demokratik üniversite mücadelesine yöneltilen saldırıların bir uzantısı olduğunu düşünüyoruz. Devletin farklı makamlarının ilk elden dışlayıcı ve şiddet söylemlerinde bulunması hali hazırda var olan ayrımcılığı beslerken mücadelenin gidişatına da zarar vermek için kullanılıyor. Ancak bizler bu noktada üniversitelerdeki öğrencilerin kendi birlikteliğinin önemli ölçüde belirleyici olabileceğine de inanıyoruz. Bu artan baskı ve saldırılara karşı tüm üniversitelerdeki kadın ve LGBTİ+ topluluklarının bir arada eşit, şiddetsiz ve demokratik bir üniversite için bulundukları alanlarda mücadele ederken karşılıklı bir iletişim ve dayanışma halinde olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.

Instagram: @odtutoplumsalcinsiyet
Twitter: @metugend

Fotoğraf: ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu arşivi

Dosyadaki tüm yazılara ulaşmak için tıklayın: Üniversitelerdeki Kadın ve LGBTİ Toplulukları tartışıyor

İlgili haberler
MAÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Kulübü: ‘Tabula...

‘LGBTİ+ bireylerin ve toplumsal cinsiyet rolleri ile derdi olan diğer tüm öğrencilerin kendilerini i...

SBF’li Kadınlar: ‘Birliktelik yalnız olmadığımızı...

Kulüpleşme sürecinde olan SBF’li Kadınlar’dan Rana ve Başak çalışmalarının üniversite öğrencileri aç...

Üniversitelerdeki Kadın ve LGBTİ Toplulukları tart...

Dosyamızda farklı üniversitelerdeki toplulukların çalışmalarına, öğrencilerinin yaşamındaki etkisine...