Dosya: 1 Mayıs’a Giderken Kadınlar ve Çalışma Yaşamı (16)
Türkiye’de kadın işçilerin sadece yüzde 7.9’u sendika üyesi. Kadınların sendikalaşma oranı erkeklerden daha düşük. Patronlar, kadın işçilerin sendikalaşmasını önlemek için özel yöntemler uyguluyor…

KADINLAR DAHA AZ SENDİKALI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2015 yılı Temmuz ayı istatistiklerine göre 9.379.026 erkek işçinin 1.163.740’ı yani yüzde 12.4’ü sendika üyesi. 3.365.531 kadın işçinin ise 265.777’si yani yüzde 7.9’u sendika üyesi. Yani Türkiye’de erkeklerin sendikalaşma oranı, kadınların 1.5 katı.
İşkollarına göre baktığımızda ise karşımıza şu tablo çıkıyor.


Kadınlarda sendikalaşma oranının en yüksek olduğu işkolları şunlar:
(1) Banka, Finans ve Sigorta (% 32,4)
(2) Savunma ve Güvenlik (% 27,3)
(3) Genel İşler (% 18,6)
(4) Avcılık, Balıkçılık, Tarım ve Ormancılık (% 10,8)
(5) Taşımacılık (% 10,2)

Kadın istihdamında ilk 5 sırada yer alan sektörlerde ise örgütlenme oranı şöyle:
(1) Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar (% 5,5)
(2) Dokuma, Hazır Giyim ve Deri (% 7)
(3) Konaklama ve Eğlence İşleri (% 2,8)
(4) Genel İşler (% 18,6)
(5) Metal (% 7,8)

Kadın istihdamının yüzde 60’ını kapsayan bu 5 işkolunda (belediyelerin de yer aldığı genel işler işkolu hariç) kadınların sendikalaşma oranı son derece düşük.

Türkiye’de sendikalı işçilerin cinsiyete göre dağılımı ise şöyle:


Kaynak: ÇSGB 2015 Temmuz istatistikleri

Bu tabloya göre sendikalı işçilerin yüzde 18.6’sı kadın, yüzde 81.4’ü erkek.

KADINLARDA ORAN NEDEN (DAHA DA) DÜŞÜK?
Kadınların sendikalaşma oranı, 20 sektörün 19’unda erkeklerden daha düşük. Bunun birçok nedeni var. Başlıca nedenlerden biri sendikalaşma oranının yüzde 100’e yakın olduğu kamu işçileri arasında kadın oranının çok az olması. 270 bin civarında kamu işçisinin yaklaşık 24 bini kadın. Bir diğer başka neden ise dosyamız boyunca ele aldığımız çalışma yaşamındaki eşitsizliklerin sendikalaşmaya da yansıması. Patronların kadın işçiler üzerindeki özel baskısını, zaman zaman aile ve çevre baskısını ve elbette istisnaları olmakla birlikte sendikaların kadın işçilere yönelik ilgisizliğini de unutmamak gerek. “Kadınlar sendikalara ilgisiz” tezi ise koca bir yalan!

KADINLAR NE DİYOR?
Gezici Araştırma Şirketi’nin 2012 yılında yaptığı İşçi Profili Araştırması çarpıcı veriler sunuyor:

Araştırma sonuçlarına göre hem erkek hem kadın işçiler sendikalaşma konusunda üzerlerinde çok ağır bir baskı hissediyorlar. Ancak kadınların bu baskıyı daha derin ve yoğun bir biçimde yaşadığı da görülüyor.
Tam da bu noktada sendika üyesi olmayan işçilere nedeni sorulduğunda her 2 işçiden biri “İşten atılmaktan korkuyorum” yanıtını veriyor…

KAMUDA DA FARK VAR
Kamu emekçilerine bakıldığında çok daha yüksek bir sendikalaşma oranı olmakla birlikte, erkek ve kadınlar arasındaki fark sürüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2016 yılı verilerine göre kadın kamu görevlilerinin sendikalaşma oranı yüzde 64.09 iken, erkeklerde bu oran yüzde 77.58. Tablo şöyle:

Ancak kamu emekçileri alanında da sendika seçme özgürlüğü ciddi bir baskı altında. Yüz binlerce kamu görevlisi baskı ve tehdit ile hükümet yandaşı sendikalara üye olmaya zorlanıyor. Dolayısıyla sendikalaşma oranının yüksekliği tek başına ciddi bir sendikal örgütlülük anlamına gelmiyor…

SENDİKASIZLAŞTIRMA VE KADINLAR
Her yıl binlerce işçinin sendikalı olduğu için işten atıldığı, baskı, tehdit hatta zaman zaman şiddet ile karşı karşıya kaldığı Türkiye’de bu tablo çok da sürpriz değil. Bakır ve Akdoğan’ın 2009 yılında yaptıkları bir araştırmaya göre patronlar işçilerin sendikalaşmasını ve sendikal haklarını kullanmasını engellemek için hukuka aykırı 41 farklı yönteme başvuruyorlar. Bu yöntemlerin birçoğu hem erkek hem kadın işçilere uygulanırken, kadın işçilere yönelik özel yöntemler de mevcut:
* Sendikalaşan kadın işçilere kocaları ya da aileleri yoluyla sendikadan istifa etmeleri için baskı yapma.
* Mevcut toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini kullanarak, 'kadının sendikayla işi olmaz' gibi söylemlerle, kadın işçileri sendikadan uzak tutmaya çalışma.
* Hamile ya da çocuklu kadın işçileri, sendikadan istifa etmeleri için zorla mesaiye bırakma, çalışma saatlerini uzatma.
* Sendikalaşan kadın işçilere fiziksel veya sözlü cinsel tacizde bulunma.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen özellikle son yıllarda kadın işçilerin sendikal mücadelenin en ön saflarında daha sık görünmeye başladığı alanda çalışan hemen hemen herkesin gözlemlediği bir olgu. Kadın işçiler; direniş, eylem ve grevlerde kararlı, inançlı ve inatçı duruşlarıyla dikkat çekiyor.
Tüm baskı ve tehditlere rağmen kadın işçiler, sendikal haklarında ısrar ediyor!
Tam da bu noktada kadınların sendikalardaki ve sendikal mücadeledeki durumuna daha yakından bakmak gerekiyor. Yarınki gündemimiz de bu konu olacak…



İlgili haberler
Dosya: 1 Mayıs’a Giderken Kadınlar ve Çalışma Yaşa...

Türkiye’de meslek hastalıkları deyince durum özetle böyle! Tespit edilebilen meslek hastalıkları buz...

Kopmaz bağlar, kazanılacak hayatlar

Cinsiyet eşitsizliği ve neoliberal politikalar arasındaki, ataerkil aile ile kapitalist sömürü arası...

Dosya: 1 Mayıs’a Giderken Kadınlar ve Çalışma Yaşa...

Kadınlar işyerinde mobbinge, ayrımcılığa, tacize daha çok uğruyor. Kadınların yaşadıklarına ilişkin...