Adana Barosu tarafından düzenlenen “Kadınlar için Adalet” başlıklı panelde kadına şiddet ve karşısında verilen mücadelenin adaleti sağlamadaki önemine dikkat çekildi.

Adalet Bakanlığı kadına şiddet davaları ve koruma kanununun uygulanmasına ilişkin eksiklikler üzerine bir genelge yayımladı. Genelge sorunlara çözüm getirmek yerine basına yasak getirdi.

Mesele 25 Kasım’dan 25 Kasım’a süslü cümlelerle ‘özeleştiri’ vermek filan değil, var olan İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı Yasa’nın gereklerinin ‘ama’sız, ‘fakat’sız uygulanmasıdır.

Ayşe Tuba Arslan’ın dosyalarının uzlaştırma bürosuna taşındığını belirten CHP Milletvekili Çakırözer, ‘Bir kadın 23 kez suç duyurusunda bulunduğu saldırgan ile uzlaştırmaya zorlanır mı?’ dedi.

Öldürülen Ayşe Tuğba Arslan’ın 23 kez suç duyurusunda bulunduğu ama işlem yapılmadığı ortaya çıktı. Arslan’ın çantasından çıkan son dilekçesinde ise 'Ölünce mi yardım edeceksiniz' yazılıydı.

Bursa Kadın Platformu, 25 Kasım’a doğru İstanbul Sözleşmesini, nafaka hakkını ve 6284 sayılı Kanunu konuşmak için buluştu. Söyleşinin ardından kadınlar, Orhangazi Parkı'nda oturma eylemi yaptı.

Eskişehir’de kadınlar 25 Kasım öncesi Odunpazarı Belediyesine ait Halk Merkezlerinde bir araya geliyor ve avukatlar eşliğinde haklarını, şiddete karşı korunma yollarını konuşuyor.

İstanbul Sultangazi ilçesinde kadınlar Sultangazi Kadın Dayanışmasının çağrısıyla kadınları koruma altına alan 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin tartışıldığı söyleşide buluştu.

Sultangazi Kadın Dayanışması çağrısıyla Gazi Mahallesi'nde kadınlarla bir araya geliyor, 6284’ü, İstanbul Sözleşmesi’ni ve haklarını konuşuyor.

Eskişehir’de DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla kadınlar bir araya gelip 6284 sayılı şiddetten koruma yasasını ve İstanbul Sözleşmesinin konuşacak.

KEİG’in düzenlediği ‘İşyerleri kadınlar için ne kadar güvenli’ başlıklı panelde işçi kadınların işyerlerinde yaşadığı taciz, cinsel saldırı, şiddet ve mobbinge dikkat çekildi.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun, şiddetle mücadele için kadınların elindeki en önemli yasal araçlar. Ama deneyimle biliyoruz ki iyi yasaların olması, etkin somut adımlar için yeterli değil.

İstanbul’da kadınlar Tüm Bel Sen’in çağrısıyla düzenlenen etkinlikte haklarını ve şiddet karşısında mücadeleyi konuşuyor.

19 Eylül 2017 de evinde polis tarafından katledilen Feray Şahin nezdinde tüm katledilen kadınlara ithafen Şişli Ekmek ve Gül Kadın Grubu ‘Haklarım neler?’ paneli düzenliyor.

Saldırıları püskürtürken, yalnızca kâğıt üstündeki haklarımıza sahip çıkmakla kalmayıp, bu hakları kullanabilmemizin somut koşullarına ilişkin de taleplerde bulunmamız gerekir.

‘Aile birliğini bozduğunu’, ‘boşanmaları artırdığı’ gibi temelsiz iddialarla İstanbul Sözleşmesinin hedefe alınmasını değerlendiren Sosyolog Tuba Demirci, Sözleşmenin önemine dikkat çekti.

Kızının önünde öldürülen Emine Bulut’un, ‘Ölmek istemiyorum’ feryadı tüm Türkiye’yi derinden etkilerken kadınlar, kadın cinayetlerindeki vahim tablonun büyümesine öfkeli!

Esas hedefi kadınların özgür bir biçimde yaşama, var olma talebi ve mücadelesi olan bu zihniyet, yıllardır gerici söylemlerini sürdürse de son yıllarda ‘kısmi başarılar’ elde etmiş gibi görünüyor.

HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, İstanbul Sözleşmesi’nin hedef haline getirilmesi ve bunun yaratacağı olası etkilerin araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasını istedi.

Kadına yönelik şiddete karşı mücadele etkin bir uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, yandaş medyaya kadar kadın düşmanı politikaları savunanların hedefinde!