24 Haziran seçimleri

Erdoğan’ın ‘doğum kontrolü’ takvimi

16 yıldır çeşitli vesilelerle kadınların kaç çocuk doğuracağına karışan Erdoğan, sözlerini eleştirenleri ise ‘millete düşman’ olmakla suçladı.

Yukarıya değil, önümüze bakalım!

Taşa değen ayaklarımız, sendelemekten yorulmuş bedenlerimiz, dönen başlarımız kendine gelsin artık. Gelin birbirimize bakalım! Bize dayatılan paranoyalarla değil, hayatın gerçek dertleriyle konuşalım.

Yıkılıyor korkunun kaleleri, yıkılsın!

Ellerinden gelse oy toplamak için Kurban Bayramını seçim öncesine alacaklar, öyle bir telaş. OHAL dahi yetmiyor. Zira ortada kazanabilecekleri bir seçim kalmadı. Kaybetmemek için her şeyi yapacaklar.

24 Haziran’a doğru: İşçi kadınlar ne istiyor, ne tartışıyor?

8 Mart’tan 1 Mayıs’a kadınlarla yürüttüğümüz tartışmalar kadınların çözümsüz kalan bunca sorun karşısında ciddi bir tepki biriktirdiğini ortaya serdi. 24 Haziran bu tepkiler için önemli bir tarih!

NE İÇİN OY VERECEĞİZ: 16 yılda sandığımızda birikenler

Sadece kime, neden oy vermememiz gerektiğini değil nasıl bir ülkede yaşamak istemediğimizi de gösteriyor, sandıklarımızda birikenler... Gelin onları bir bir açalım şimdi...

1 Mayıs’ta buluşmak üzere...

Seçim, geçim derdi, iş hayatı... Hepimizin başka derdi, başka fikirleri var. Ama o kadar çok ortak noktamız var ki... Biz ortak noktalarımızla 1 Mayıs’ta olacağız.

Seçim- geçim: Çelişkiler daha derin, sohbetler daha koyu!

‘Erkek meselesi’ olarak görülen seçim tartışmalarına kadınların katılımı daha sınırlı. Bunu referandumda kırmıştı kadınlar. Kuaförler, bakkallar, işyeri tuvaletleri derin tartışmaların yeri olmuştu.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutlarken...

Çocuklarımızın geleceğini kimlere teslim edeceğimizi düşünüyor muyuz? Dünyayı belirsizliğe sürükleyen küresel güçlere mi?