Yurtlarda tasarruf öğrenciden: 12 öğrenciye 2 tuvalet kağıdı rulosu
Kamuda tasarruf paketiyle birlikte yapılan bütçe kesintileri ne hikmetse hep öğrencilerin haklarından yapılıyor.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü, yurt yetersizliği sebebiyle birçoğumuzun barınma sorunu yaşamasına sebep olmuşken bu sefer de yurtta kalan arkadaşlarımızın insanca yaşam hakkına göz dikmiş durumda. Yurtta kalan arkadaşlarımız, bazı açılardan sorunların arttığını ve koşulların zorlaştığını, bazı kronik sorunlarınsa aynı şekilde devam ettiğini söylüyor. 

Arkadaşlarımız erkek öğrencilere devamsızlık yaptıklarında çok daha fazla tolerans gösterildiğini, kadın öğrenciler için ise çok daha detaylı gerekçeler istendiğini belirtiyorlar. KYK’larda kalan arkadaşlarımız açısından da giriş saati gibi uygulamalarla ayyuka çıkan bu baskı ortamı, iktidarın kadınları tahakküm altında tutabileceği her fırsatı değerlendirmek istediğini gösteriyor. Bu gibi kararlarda güvenlik bahane ediliyor olsa da Boğaziçi yönetimi de kadınların güvenliğini asla dert etmiyor, Cinsel Tacizi Önleme Kurulunun işlevsel hale getirilmesi taleplerini görmezden geliyor, defalarca gündeme gelmesine rağmen yetersiz ışıklandırma nedeniyle karanlık olan kampüslerde kadınların tedirgin hissetmesini engellemiyor.

Kamuda tasarruf paketiyle birlikte yapılan bütçe kesintileri ne hikmetse hep öğrencilerin haklarından yapılıyor. Bir kısmı 12 kişilik odalarda kalan arkadaşlarımız, bitmeyen çamaşır ve kurutma makinesi sıraları, yetersiz ders çalışma alanları, internet altyapısının yetersizliği gibi sorunlarla boğuşuyor. Sene başından beri suların soğuk aktığını, havalar buz gibiyken kaloriferlerin yanmadığını söylüyorlar. 12 kişiye bir hafta için sadece 2 rulo tuvalet kağıdı veriliyor; temizlik görevlilerine ayrılan bütçe de yetersiz olacak ki iş yüklerinin çok olduğunu söylüyorlar. Temizlik görevlilerinin iş yükünün fazlalığı, yurdun hijyenini de doğrudan etkiliyor.

Öğrenciler kesinlikle yurt sayısının ve imkanlarının artırılması gerektiğini söylerken yönetimin buraya dair öğrenciler lehine bir planı yok. Yeni binaların nasıl kullanılacağına dair söylentiler devam ederken inşaat bitmek bilmiyor, yaz sonunda yaşanan iş cinayeti sebebiyle inşaatın denetimine dair soru önergeleri verilmiş olmasına rağmen Bakanlık ve okul yönetimi sessizliğini koruyor. Kimi arkadaşlarımız yaralanmaktan korktuğunu söylerken alerjisi olan arkadaşlarımız havalandırılamayan odalarda ve toz duman içinde kalan yaşam alanlarında yaşamaya çalışıyor. Sabah saatlerinde başlayan gürültüsü de cabası.

Arkadaşlarımız bu sorunların tamamının günlük hayatı çok etkileyen sorunlar olduğu konusunda hemfikir. Uyku ve ders çalışma vakitlerini yurt çevresinde devam eden inşaata göre ayarlamak zorunda kaldıklarını söylerken aynı zamanda devam eden, çözülmeyen, öngörülemez sorunlar sebebiyle oldukça tedirgin hissediyorlar. Okula, derslerine odaklanmakta ciddi problem yaşayan, okula dair başka problemlerle de karşılaşıp eğitimine devam etmekte zorlanan çok sayıda arkadaşımız var.

Herkes koşulların insancıl olmadığını kabullense de “En azından barınabiliyoruz” diyen sayısı da az değil. Yurtlardan yurt yönetimine, Yapı İşleri Müdürlüğüne gönderilen bildirimler sonuçsuz kalıyor. Bazı arkadaşlarımız yurtlarda Whatsapp grupları kurarak sorunlarını ve taleplerini buralardan paylaşmak gibi yöntemlere başvuruyor. Dayanışmanın bu yaşam koşullarını değiştirebilmek için olmazsa olmaz olduğunu söyleyenler olduğu gibi şikayet edip değişim için bir şeyler yapmak istemeyenler de var. Yan yana geldiğimiz ve sorunlarımız için ortak bir mücadele hattı çizdiğimizde bu olumsuz havanın dağılabileceğini söyleyenler de var. “Öğrencileri ve yaşamlarını değersizleştiriyorlar” diyor bir arkadaşımız, mücadeleyi böyle törpülüyorlar. Hal böyleyken çözüm yollarını birlikte aramak, bulmak ve onları haklarımız ve hayatlarımız için kullanmak zorundayız.

Fotoğraf: Unsplash

İlgili haberler
‘Barınamamayı da normalleştirmeyelim’

‘Üç kuruş paraya idareten bir ömür tüketeceğimiz değil, çocuğumuza sağlıklı bir hayatı kuracağımız,...

‘İnsanca yaşamak için savaşmak gerekiyor’

‘Düşünsenize, geçim derdine takılmaktan hobilerimden, kendimden bile uzaklaştım. Sadece hayatta kalm...

Bu hafta balık yiyoruz…

Pazarın ortasına geldim arabam hâlâ boş. Arttırdığım pazar paraları etikete gelen zamlara yetmiyor,...