“Kiram 15 bin, maaşım 17 bin 502 lira. 17 bin 502 lira ile nasıl hayatta kaldım? Yılın ilk yarısı için kirayı ödemeyi garantiledim. Sadece kirayı ödeyip kalan parayla makarna ve ekmek alabildim. Peki faturaları nasıl ödedim? Haftanın 6 günü fabrikada çalışıyorum. Dinlenmek için pazar günüm var. Pazar günleri de ev temizliğine gidiyorum. Sürekli olarak temizliğe gittiğim dört ev var. Faturalara pazar günleri çalışınca ancak yetişiyorum. Evlerine temizliğe gittiğim kadınlar bazen çocuklarının kullanılmış kıyafetlerini veriyor. Böylelikle kıyafet alışverişim olmuyor. Ama baktım yetmiyor, lise ikiye giden oğlumu aldım karşıma konuştum. Zaten o da uzun süredir benim nasıl yorulduğumun ve buna rağmen yetiştiremediğimin farkında. Oğluma okulu bırakıp işe girmesini söyledim. O da açık öğretime kaydını yaptı. Şimdi tekstil atölyesinde çalışıyor, 12 bin lira alıyor. Ne değişti? Hiçbir şey. Hatta ben temizliğe gidebileceğim yeni evler arıyorum.”
Bu, işçi Medine’nin yaşamı. Medine’nin “benim hayatta kalma sırrım” dediği şey artık sır değil. Medine gibi birçok kadın asgari ücret yetmiyor diye ek işlere gidiyor. Lise çağındaki çocukları sırf evin geçimi sağlanabilsin diye açık öğretime kaydolup, çocuk işçi olarak çalışıyor.
Medine’nin çalıştığı fabrika araba parçaları üreten, binin üzerinde işçisi olan ve kârı oldukça yüksek bir fabrika. Ünlü markalara çalışan bu fabrikanın patronu Türkiye'nin büyük patronlarından aynı zamanda. Pazar günü dahi makineler tıkır tıkır çalışıyor. Ardı arkası asla kesilmeyen sevkiyat tırları var. Hatta bu fabrikanın sevkiyatı yüzünden sanayinin çıkışında inanılmaz bir trafik oluşuyor. Medine tatil gününde geçinmek için ek işlere giderken patron kârına kâr katmaya devam ediyor.
Medine, “Peki böyle nasıl olacak?” sorusuna “Benim oğlan 18 yaşına girecek. Belki onu da fabrikaya koyarım. Biraz daha iyi olabilir” diyor. “Asgari ücret çok düşük değil mi?” sorusuna ise umutsuz bir yanıt veriyor: “Çok düşük ama ne yapalım, hakkımızı ne zaman verdiler ki?” En önemlisi, “Zaten biz ne yaparsak yapalım onlar yapmazlar” ifadesi. Sohbetimizin en başından itibaren hep bir şeyler yapmak gerektiğini aslında biliyor Medine. Fakat bir şeylerin değişebilmesi için “Tek benimle olur mu?” diye soruyor. Tabi ki tek başına olmaz. Ama tek tek durmamak için kimin adım atması lazım? Birileri illa ki elini taşın altına koyacak.
Dünyanın tüm yükünü çeken Medine, ikna olup bir şeylere kalkışmadan değişim nasıl olabilir? Elbette tek başına yapmasından bahsetmiyorum. Bu umutsuz havanın dağılması lazım. Memleketin birçok yerinde direnişler devam ediyor. İşçiler kendi bulundukları yerlerde bir şeylere karşı geldiler ve direniyorlar. Önümüzdeki günlerde belirlenecek olan asgari ücretin ne olacağına da karar verecek olanlar, işçiler. Açık bir biçimde işçilere bunu anlatmak dünden daha da önemli. Hak arama mücadeleleri devam ederken bundan bir haber olan işçilerin de bu umut ışığını yakan sınıf kardeşlerinin mücadelesinden öğrenmeleri gerekiyor.
Görsel: Yapay Zeka- Ekmek ve Gül
İlgili haberler
2024'e veda ederken heybemizde kalanlar
Sadece hayatta kalmak için değil, hayatı yeniden yaratmak için sür fırçayı tuvale!
Esnek ve güvencesiz çalışmanın anatomisi: İŞKUR-TY...
Bir yatılı okulda temizlik işçisi olarak çalışıyor Gül. İktidarın lütuf gibi gösterdiği TYP ve İŞKUR...
Direnişteki TKIS Blinds işçisi kadınlar: ‘Biz üret...
Tuzla Serbest Bölgesi’nde, TEKSİF Sendikasında örgütlenmek isteyen ve sendikal mücadele sürecinde iş...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.