Bu hafta balık yiyoruz…
Pazarın ortasına geldim arabam hâlâ boş. Arttırdığım pazar paraları etikete gelen zamlara yetmiyor, spor olsun diye birkaç tur atayım diyerek dolanıyorum tezgahları.

Aile bütçesi tasarruf bakanı ben, geçen haftalardan arttırdığım üç beş kuruşu haftalık pazar parama ekleyerek çıktım mahalle pazarına. Bu hafta balık yiyeceğiz, o yüzden pazarın girişindeki kasapla göz göze gelmeden atlatıyorum ilk kulvarı. Oh, pazarın içindeyim. Şimdi istediğim gibi yapacağım alışverişimi derken gözüm kerevize takılıyor. Kendine 90 lira fiyat biçmiş haylaz, yanına da karnabaharı almış 80 lira, kurum kurum kasılıyorlar. Yer miyim bu hafta sizi, balık yiyeceğiz biz zaten. Hele şu sebzeleri bir geçeyim, meyveler ucuzlamıştır. Mevsimi geldi, hem ucuz hem vitamin deposu. Ver şuradan ikişer kilo meyve diyecektim ki bir öksürük tuttu beni. Pazarcı abim sağ olsun dayadı suyu yüzüme. Neyse yarımşar kilo aldım, günlük 1 elmanın yarısı, bir mandalina haftayı tamamlarız, şükür Ya Rabbi’me.

Cüzdanımdan gelen sıcaklık soğukta da nasıl ısıtıyor beni diye düşünürken karşı komşum arabasını tıka basa doldurmuş, zafer kazanmış komutan gibi dikildi önüme. Baba evi satılınca eline geçen parayı hemen mevduata yatırmış, kızı da terfi almış, bu hafta pazar çok ucuzmuş derken hop “Ablalarım çay mı kahve mi söyleyeyim” diyen esnafın bağırmasıyla uyanıverdim hayallerimden.

HER MİSAFİR MASRAF DEMEK

Balık alacağım bu hafta ben. Pazarın ortasına geldim arabam hâlâ boş. Arttırdığım pazar paraları etikete gelen zamlara yetmiyor, spor olsun diye birkaç tur atayım diyerek dolanıyorum tezgahları. Üçüncü turun sonuna doğru arabamı yarım doldurup balıkçının önüne park ediyorum. Araba dediysem gazlı, benzinli değil. 2020 model pazar arabam. Birlikte çok dolaştık çarşı pazar, eskimesin diye de çok yük bindirmem ona. Evet, balıkların önüne geldim, neredeyse diz çöküp öpeceğim hamsiyi, istavriti. Kolay değil, yılların özlemi var. Masterchef’te balık kızartmanın tüm inceliklerini de öğrendim. Tavadaki yağı, her kızartmada değişince oh mis vallahi. Yanına bol yeşillikli salatamız, bir de güzel sohbet… Hem karnımız hem ruhumuz doyacak bu akşam. Aslında madem balık alıyorum, geçen Ramazan bizi iftara çağıran eltimleri de mi çağırsam yemeğe? Yok ya, kime yetecek bu kadar balık? Bu devirde birini yemeğe davet etmek çok lüks. Her misafir masraf demek. En güzeli evde oturup televizyon seyretmek. Oradaki dizilerde görüyoruz zengin hayatları, her ne kadar yaşayamasak da. Balığımı aldım, hiçbir tezgaha bakmadan evin yolunu tutmam gerek. Sonraki haftanın menüsünü de şimdiden yapayım da. Belki aldığım yarım kilolardan artanlar olur, neme lazım ziyan etmemek gerek.

Görsel: Yapay Zeka- Ekmek ve Gül