Yaratıcılığımızı öldüren, sesimizi kısan yokluğa karşı: ‘Ben De Varım’ Korosu
Kendilerine bir nefes alma alanı yaratmak isteyen Küçükçekmeceli kadınlar, evin işini bıraktı, çocuğunu yanına aldı, misafiri geri çevirdi, Ekmek ve Gül Korosu çalışmalarına katıldı…

Küçükçekmece’de bir süredir Ekmek ve Gül etrafında kadınları yan yana getirip dayanışma ağlarını kurabilmek için bir çalışma yürütüyoruz. 8 Mart çalışmaları kapsamında neler yapabileceğimize dair sürdürdüğümüz bir dizi sohbetin ardından Küçükçekmece’nin çeşitli mahallelerinde kültür merkezleri olmasına rağmen kültürün sanatın yoksul emekçi mahallelerinde kadınlar, emekçi aileler için bir karşılığının olmadığını, bu merkezlerin olduğu yerlerin orta sınıfın yaşam alanları içinde kaldığını yürüttüğümüz çalışma içerisinde çok daha net gördük. Her geçen gün alım gücünün düştüğü, geçimin zorlaştığı bu dönemde nefes almak için kadınlarla bir çıkış yolu aradık. Ekonomik zorluklardan, işyerindeki koşuşturmacadan, evin hengamesinden sıyrılacağımız, dayanışmayı sürdüreceğimiz bir yan yana gelişe ihtiyacı olan kadınlar olarak Ekmek ve Gül Korosunu kurmaya karar verdik ve mahalledeki bir yöre derneğinde çalışmalara başladık. İlk başta, kadınlar bu kadar yükten sıyrılıp gelebilecek mi, diye kaygılansak da kadınlar eve gelecek misafire “Gelmeyin, benim koro çalışmam var” dedi, eşinin “İşim var bu hafta gitme koro çalışmasına” demesine rağmen çocuklarını alıp koro çalışmasına geldi. Bakımından sorumlu olduğu anne babasını da yanında getirdi, çalışmalara katılmak için ev işlerini bıraktı. “Buraya gelmek benim için çok kıymetli”, “Burası benim nefes almaya geldiğim yer” sözlerini duyduk çay arası sohbetlerde. Ev temizliği yaparken, yemek pişirirken mırıldandığı türküleri kendi dışında birilerine duyurmanın heyecanını yaşıyordu kadınlar. Koro çalışmasıyla birlikte “Bir de drama mı yapsak, nasıl olur?” fikrini cesaretle söyleyen kadın arkadaşın ardından birbirlerinden aldıkları güçle “Drama da yaparız” dediler…

8 Mart etkinliği gelip çattığında çok kısa bir sürede de olsa büyük bir dayanışma ile ellerinden geleninin en iyisini yaptılar. Bir kez istedikleri zaman neler başarabileceklerini gördüler. Şimdi önümüzde 1 Mayıs var. Ve 1 Mayıs’a giderken kendi çizdikleri bu yolu güvenle yürüyebilmek için kendilerini tanıyor, birbirlerinin kurdu değil yurdu olmak için adım atmaya devam ediyorlar.

YAN YANA OLMAK BİZE NEFES ALDIRDI
Melek BOZTEPE
Küçükçekmece-İstanbul

Merhaba. Bu toplumda kadın olmaktan kaynaklı hep bir mücadele hep bir savaş verdik. Tabii bu savaş çocukluktan başlıyor. Duygularımız, hayallerimiz, isteklerimiz bastırılarak büyütülüyoruz. Çalışma yaşamında, sosyal yaşamda kurallar öz güvenimizi etkiliyor, yaratıcılığımızı, hayal gücümüzü köreltiyor. Ancak Ekmek ve Gül Korosu bize yeniden kendimizi hatırlattı. Sesimizi duyurmaya kadının gücünü göstermeye çalıştık. Ve bu çalışma gücümüze güç kattı. Bu çalışmanın içinde yer almak kendim için bir şeyler yapmam gerektiğini tekrar fark ettirdi bana da. Yeni arkadaşlıklar, yeni dostluklar edindik birlikte türküler söylerken. Sohbetlerimiz, gülüşmelerimiz ortaklaştı. Drama çalışmasında da sahnede olmak hem heyecan vericiydi hem de hayal gücümüzü geliştirdi. Yaşadığımız zorlukların içinden çıkamadığımız bu dönemde bizim için nefes aldırdı kadınlarla yan yana olmak.
BİRBİRİMİZİN EKSİĞİNİ TAMAMLADIK, HEYECANINI PAYLAŞTIK

Sevtap
Küçükçekmece-İstanbul

Öncelikle böyle güzel insanların böyle bir projede yer almamı sağlamaları çok büyük bir mutluluk. Sahneye çok uzun yıllar önce çıkmıştım. Okul yıllarımda sahneye ilk çıktığımda özgüvenli olmak, heyecanlanmak, başarmak önemli duygulardı. İzleyenlerin içinde eşimin, çocuğumun olması ayrı bir duygu kattı. Çocuğumun şarkı, piyes ezberlememe yardımcı olması, benimle ezberlemesi bana bir şeyler başardığım hissini verdi. Bir de yeni tanıştığım arkadaşlarım var. Sanki yıllardır tanışıyorduk. Birbirimize yardımcı olmak, birbirinin eksiğini tamamlamak, heyecanını paylaşmak, kısacası sahne denilen şey ayrı bir dünya. Birçok olumsuz duygu yerini daha insancıl duygulara bırakıyor. Tekrar sahneye çıkmama katkısı olan arkadaşım Neslihan’a ve katkısı olan herkese çok teşekkür ederim. Umarım bu duyguları yaşayacağım projeler çıkar karşıma.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Ekmek ve Gül 14, ekmekvegul.net 5 yaşında: İnatla,...

14 yılda sayısız kadınla bir araya gelirken; yoksulluğa, şiddete, eşitsizliğe, tacize, hak gaspların...

Küçükçekmece Ekmek ve Gül 8 Mart taleplerini sıral...

Küçükçekmece Ekmek ve Gül'den kadınlar 8 Mart taleplerini hazırladıkları video ile dillendirdiler.

İkitelli’den göç tartışması: Yükselen düşmanlık ve...

İstanbul’un bir ilçesinde kadınlarla yaptığımız mültecilere dair sohbet aslında Türkiye genelinde em...