Yalnızca yufka dükkanı değil kız kardeşliğin adresi
On yıl önce Fatoş’la birlikte bir yufkacı dükkanı açan Filiz, bu küçük dükkanda kız kardeşliği bağını ördüklerini anlatıyor. Tabii sohbetimiz korona günlerine ve istismar tasarısına da uzanıyor.

“Kadın kadının yurdudur” lafının gerçek hayattaki karşılığı olan Filiz ve Fatoş, Dikmen’deki yufkacı dükkanının iki ortağı. Dükkanlarının ismi ise “Sivaslı Bacılar Yufka Evi”. İsimden de anladığımız üzere ikisi de Sivaslı ve birbirlerinin uzun yıllardır dert ortağı. İkisi de kocalarından boşandıktan sonra çocuklarıyla sırt sırta vererek devam etmiş hayata. Filiz çalıştığı yerden emekli olunca, 10 yıl önce Fatoş’la birlikte bu dükkanı açmaya karar vermiş. Filiz, yufka işlerinden hiç anlamazken Fatoş’un elinin ne kadar lezzetli olduğunu anlatıyor bize. Bu küçük dükkanda onlarla beraber 3 kadın daha çalışıyor. Uzun zaman birlikte çalışınca onlarla da kız kardeşlik bağı kurulmuş aralarında. Farklı hayatları ancak ortak dertleri olan bu kadınlar çalışırken en çok memleket meselelerini konuşuyorlar. Aralarında milliyetçi olan da var, sol görüşlü olan da. Ancak tartışırlarken ortak sorunlar dile gelince görüş farklılıklarının kalmadığını söylüyor Filiz. Yanlarına misafir olduğumuzda Fatoş’un hamur yetiştirmesi gerektiği için sadece Filiz’le sohbet etme imkanı buluyoruz.  

‘YARDIMLAR BİZE UĞRAMADI’

Ülkemizde koronavirüs vakaları görülmeye başlayınca 15 gün kapatmak zorunda kalmışlar dükkanlarını. Bu durum, kriz sebebiyle zorlanan bu kız kardeşleri daha da kötü bir noktaya getirmiş. Açıklanan paketlerden onların payına ne düştüğünü sorduğumuzda, “O yardımlar bize uğramadı” diyor. Küçük işletmelerin iktidarın çok da umurunda olmadığını düşünüyor. Belediyeden de herhangi bir yardım görememiş. Bu süreçte ancak dükkanın kirasını ve çalışanlarının maaşlarını karşılayabilmiş. En önemli olanın da bu dükkandan ekmek parasını kazanan kadınların maaşlarını ödeyebilmesi, onların mağdur olmaması olduğunu belirtiyor. Kendilerine ise bir şey kalmadığını ama şimdilik bununla yetindiklerini belirterek, zamanla işlerinin açılacağı umudunu paylaşıyor. Pandemi sürecinde Fatoş ile birbirlerinden kopamadıklarını, sık sık gizlice birbirlerini gidip geldiklerini itiraf ediyor. Birbirlerini iki gün görmeseler özlüyorlar hatta. “Kendi öz kız kardeşimi aramam ama Fatoş’u ararım” diyor Filiz. Bu süreçte en keyif aldıkları şeyin okey oynamak olmuş, akşamları sık sık okey oynayıp dert atıyorlarmış.

‘İŞLER ESKİSİ GİBİ OLMAZ’

Şimdiye kadar alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu düşünüyor. Normalleşme için erken olduğunu ancak para için devletin normalleşmeyi başlattığı düşüncesinde. Ama işlerin eskisi gibi olmayacağını söylüyor. Bunun önüne geçmek için, ne yapılması gerektiğini sorduğumuzda cevabı şu oluyor: “Örgütlenmek, örgütlenmek, örgütlenmek. Bizim başka şansımız yok.”

İSTİSMAR SUÇLULARI CEZALARINI SONUNA KADAR ÇEKMELİLER
Konuyu Meclis gündemine getirilmeye çalışılan istismar yasa tasarısına getiriyoruz, öfkeleniyor çoğumuz gibi Filiz. Tasarının ve bu suçlardan hapiste olan suçluların salınmasının oldukça yanlış olduğunu, cezalarını sonuna kadar çekmelerini, af olmaması gerektiğini belirtiyor. Bunu yaparken, muhafazakâr kesime “Dini açıdan sakıncası olmadığı ve suç sayılmadığı” gibi şeyler söylenerek, dinin kullanılmaya çalışıldığını düşünüyor. Kendisinin Alevi inancına sahip olduğunu söylerken, kendilerine de bu bakış açısının devlet tarafından benimsetilmeye çalışıldığı yönünde eleştirisini paylaşıyor.
İlgili haberler
Güçlü olmadığında, yaslan bana…

ABD'de yükselen bir şarkının anlattıkları: Güçlü olmadığında/ Yaslan bana/ Arkadaşın olayım/ Devam e...

İktidarın ‘biz’ diye saydıkları arasında kimler va...

Açık söyleyelim; pandemi döneminde kendini yalnız hissetmeyen bir tek kesim varsa o da sermayeydi. O...

‘Endişelerinizde yalnız değilsiniz, birlikte aşabi...

‘Virüsten önlemle korunabiliriz ama hayat şartlarımıza etkisinden nasıl korunacağız!’