Son 2 aydır ben de Ekmek ve Gül’ü okuyorum. Size bir günümü, yaşadıklarımı ve duygularımı anlatmak istiyorum. Ben bir ev hanımı ve anneyim. Bu işler sanırım dünyanın en zahmetli işlerinden. Sabah kalktığımda önce şöyle bir etrafı toparlarım. Sonra bir başıma kahvaltı hazırlarım ve sırayla ev halkını uyandırıp karınlarını doyururum. Sofrayı toplarım, herkesi gönderirim, tekrar evi toparlarım. Vakit kalırsa da el işi yaparım. Keşke çocuk kalsaydık diye düşünüyorum bazen. O zaman her şey çok güzeldi. O zamanın güzellikleri şimdi yok. Şimdi neye elimi atsam alamıyorum. Her şey çok pahalı, ekmek pahalı, su pahalı... Pazara gidiyorum, meyve sebze çok pahalı.
3 tane evladım var. Onların bütün sorumlulukları benim omuzlarımda. Ben de isterim gönlümce yaşamak ama olmuyor. Dünyanın en zor mesleği ev hanımlığı. Ama bu anlaşılmıyor. Yaptığım fedakarlık hangi parayla ödenebilir? Hakkımız cennet, o da ayaklarımızın altında saklı. Benim gibi düşünen çok kadın var. Gidip arkadaşlarımızla bir kahve içmek isteriz biz de. Ama vaktimiz yok. Ben de kendi paramı kazanmak istiyorum ama olmuyor. İnşallah bir gün hepimiz bu durumlardan kurtuluruz. Güzel bir hayat kurarız. Tek istediğim bu.
Fotoğraf: Canva pro yapay zeka görsel oluşturma aracı
İlgili haberler
Ev kadını seçmen üzerine
Hükümet 2019 seçimleri hesabına düşmüşken emekleri görünmeyen, yoksullukla başbaşa bırakılan ev kadı...
Aile arabuluculuğuna karşı ev ev dolaşmalı
Aile arabuluculuğuna dair bir tartışma yürütüyor Sincan’dan işçi Ayşe. Fabrikadaki arkadaşının şidde...
‘Nasıl yaşayayım? Mecbur kaldım evimi boşaltmaya’
Sur’da göç devam ediyor. Aileler, kadınlar, çocuklar ya evleri yıkıldığı için ya da elektrik ve su o...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.