
İstanbul Anadolu Yakası'nın sıkça "tehlikeli" olarak anılan mahallesi: Gülsuyu. Mahallede, ilkokuldan liseye kadar okullar bulunuyor ve genç nüfus oldukça yoğun. Sokaklar günlük yaşamın karmaşasıyla dolu; aileler geçim sıkıntısıyla uğraşırken gençler için güvenli sosyal alanlar oldukça sınırlı. Eğitimdeki aksaklıklar ve ekonomik yetersizlikler de kendini hissettiriyor. Tüm bu koşullar içinde gençlerin uyuşturucu ticareti ve çeteleşme ile ilişkisi giderek artıyor. Biz de Gülsuyu’nda yaşayan iki genç kadınla konuştuk; hem mahallenin gündelik yaşamını hem de arkadaşlarının uyuşturucuya ve çetelere nasıl sürüklendiğini anlattılar.
Sohbetimize bu yıl liseden mezun olan ve üniversite sınavı için tekrar hazırlanacak olan Ekin ile başlıyoruz. Ekin, Gülsuyu Mahallesi’nde hem yaşayan hem de tüm eğitim hayatını bu mahallede geçirmiş bir genç kadın. Kısa süre önce lise hayatı sona erdiği için öncelikle liseye dair gözlemlerini soruyoruz. İlk olarak, çeteleşmenin ve uyuşturucu satışının doğrudan lisenin içinde gerçekleştiğini söylüyor. Bununla birlikte, bu durumu ilk kez lisede yaşamadığını da ekliyor: “Ortaokuldayken 6. ya da 7. sınıftaydım. Onlar da 8. sınıftı ve buna rağmen uyuşturucu muhabbeti vardı. Yapıyorlardı da yani.”
Yaşıtı arkadaşlarının ve gençlerin bu duruma gelmesinin sebebini ise “Uyuşturucu satanların parayla kandırılmış olmaları. Para kazanmanın en kolay yolunu uyuşturucuda buluyorlar” diyerek ifade ediyor. Gençlerin uyuşturucu ticaretine yönelmesinin temel nedeninin ekonomik zorluklar olduğunu belirtiyor. Ailelerin asgari ücretle geçinmesinin ve gençlerin ailelerinden aldıkları paranın yetersiz kalmasının onları bu duruma sürükleyen en büyük etken olduğunu belirtiyor.
‘Kapımızın önündeler’
Sohbete Ekin gibi liseden yeni mezun olmuş Eylül de katılıyor. Eylül de Gülsuyu Mahallesi’nde oturuyor ama liseyi başka bir mahallede okumuş. Lisesinde uyuşturucu ve çeteleşme gibi bir duruma tanık olmadığını ama yaşadığı yer için aynı şeyi söyleyemeyeceğini aktarıyor: “Kapımızın önündeler. Kullandıklarını görmüyoruz ama sürekli uyuşturucu satışı oluyor.”
Bunlar bu kadar alenen yaşanırken polislerin durumu bildiği ancak etkili bir müdahalede bulunmadığını belirtiyor Eylül. Mahallenin de korkudan şikayet edemediğini çünkü kim şikayet etse çetelerin o kişiye, ailesine ya da malına zarar verdiğini, vereceğini söylüyor.
Sohbet ilerledikçe uyuşturucu satanların çete halinde birlikte hareket ettiklerini ve kimin satıcı olduğunu kolayca anlayabildiklerini anlatıyorlar. Çeteleşmenin yaygın olduğunu ve çeteler arasında sık sık gerçekleşen şiddet olaylarından ve kan davalarından bahsediyorlar.
Sosyalleşecek alan yok
Gülsuyu’nda gençlerin nerelerde vakit geçirdiğini sorduğumuzda, gençlerin vakit geçirebilecek sosyal alanlar, kafeler gibi alternatiflerinin olmadığını sadece parkların olduğunu anlıyoruz. Parkların durumunu ise “Ama orası da pek sağlıklı değil” diyerek özetliyor Ekin. Bu yüzden gençler çoğunlukla Gülsuyu’ndan uzaklaşarak sosyalleşmeye çalışıyor. Bunu da genellikle AVM’lere giderek ya da Maltepe sahilinde vakit geçirerek yapıyorlar.
Eylül Gülsuyu’ndaki kadınların sokağa çıkmadığını belirtiyor; kendisinin de Gülsuyu’nda dolaşmaya çıkmadığını anlatıyor, “Yılda bir kere dışarı çıkıyorum, onda da yanımda erkek kuzenlerim oluyor zaten” diyor. Akşam saatlerinde sokaklarda erkeklerin çok yoğunlukta olması sebebiyle kadınların tek başına sokağa çıkmaya korktuklarını dile getiriyorlar.
Sohbetin sonlarında ikisi de gençlerin ve yaşadıkları mahallenin bu durumda olmasından mutsuz olduklarını ama bir şekilde kabulleniş içinde de olduklarından bahsediyorlar ve sadece kendilerinin değil mahallenin bu şekilde olduğunu aktarıyorlar. Bireysel çözümlerin denendiğini ve sonuç alamadıklarını söylüyorlar. Sorunun en temel çözümünü ülkedeki ekonomik koşulların iyileşmesinde görüyorlar. Bu şekilde gençlerin sırf para kazanabilmek için çeteleşmeye ve uyuşturucu ticaretine sürüklenmesinin önündeki en temel etkenin ortadan kaldırılacağını belirtiyorlar. Sohbetimizi, Ekin’in “Her şey iktidara bağlı” diyerek mevcut durumun tamamen iktidara ve devletin politikalarına bağlı olduğunu vurgulamasıyla noktalıyoruz.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Çocukların eğitimi, geleceği için mücadeleye
Bu eğitim öğretim dönemine girerken kaygılar doldu taştı. Beslenme listelerini tutturabilene aşk ols...
Aile yılının açlık tablosu: Çocuklar için simit bi...
Yeni eğitim yılı başlarken konuştuğumuz kadınlar artık simidin bile lüks sayıldığını vurgulayarak ok...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.