Özel sektörde muhasebeci olarak çalışan, 31 yaşında bekar bir kadınım. Ekonominin bu denli kötü olduğu bir dönemde de evlenmeyi düşünmüyorum. Siyasetle pek ilgilenen biri değilim, ancak son zamanlarda konuşulacak tek konumuz siyaset oldu. Vatandaşlık görevim diyerek seçimlerde sandık görevlisi oldum. Sandığın başında o heyecanı tatmak bir başka oluyormuş. Sandıklar açılıp oylar sayılmaya başlandığında umarım istediğim parti ya da kişi alır dedim. Bir yandan da yorucu geçiyor, sabahın erken vaktinde kalkıyorsun ve bütün gün ayaktasın, doğru düzgün bir şey yiyemiyorsun. Ama gene de pes etmek yok deyip kendini motive ediyorsun.

Bana kalırsa vatandaşlık görevi sadece oy kullanıp gitmek değil. Bundan önceki seçimlerde birçok şeye şahit olduk. Trafolara kedi mi girmedi, elektrikler mi gitmedi. Bence herkes sandıklarda görev almalı. Sandık görevlisi olmasa bile müşahit ya da gözlemci olabilir ve sonrasında sandık başkanlarıyla birlikte çuvalları teslim etmeye ilçe seçim kuruluna gidilebilir. Oranın atmosferi bile farklı. İlk turda sandık başkanıyla birlikte gittim. Çok kalabalıktı. Saatlerce bekleyen insanlar vardı. Oylarımıza sahip çıkmaya çalışan, şikayet etmeden sabaha kadar bekleyen insanlar… O yüzden herkes sandıklara sahip çıkmalı.

Biz Ekmek ve Gül kadınları olarak mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bir araya gelip neler yapabiliriz diye konuşacağız yine. Biz kadınlar istersek her şeyi yapabiliriz. Her şeyin bizim elimiz olduğuna inanıyorum, mücadelemizle değişebileceğine… Biz kadınlar hakkımız olanı almak için, ölmemek için her türlü mücadele etmeye devam edeceğiz…

Fotoğraf: Ekmek ve Gül