Boşanmanın gitgide yaygınlaştığı günümüzde birçok kişi boşanmış ailelerde yetişen çocukların yaşananlardan nasıl etkileneceğini merak eder. Genellikle her boşanmanın çocuğun içinde bir şeylerin kırılması ve çocuğun hasar görmesi ile sonuçlanacağı düşünülse de bu doğru değildir. Çocuğun içinde derinlerde kalıcı hasar yaratan boşanma değil, ebeveynlerin boşanma sürecinde ve sonrasında yaptıkları önemli hatalardır. Sağlıklı iletişim, planlı ve yerinde hamleler ve doğru davranışlar söz konusu olduğunda ise çocuklar boşanmayı yara almadan atlatabilir.
Aile içi ilişkiler, çocuk ve ergen ruh sağlığı ve boşanma sonrası aile dinamikleri konularında araştırmalarını sürdüren; psikoterapist, öğretim üyesi ve klinik süpervizör olarak görev yapan Dr. Damla Til Öğüt bu kitapta, uzun yıllardır günden güne genişleyen ve zenginleşen boşanma literatürünün ve tüm dünyada yürütülen bilimsel araştırmaların ışığında, boşanmanın çocuklara etkileri ve boşanma sonrası sağlıklı çocuk yetiştirme konularında yön göstermeyi hedefliyor.
Boşanan ebeveynlerin zihninde oluşan neredeyse bütün endişe ve kaygıları ele alan ve ebeveynlere detaylı bir yol haritası sunan bu kitapta doğru yaklaşımla ve işbirliği içerisinde yürütülen bir süreçle boşanmanın çocuklarda yara oluşturmadan gerçekleştirilebileceği anlatılıyor.
ÇOCUKLAR NEYE İHTİYAÇ DUYAR?
Hayatın içinden 4 hikaye ile başlayan kitapta, boşanma ile taşların nasıl yerinden oynadığı ikinci bölümde irdeleniyor. Bu bölümde yine örnekler ile çocukların yaşadığı kaygı ve korkular ifade edilirken “Çocuklar için sağlam ve tutarlı bir yapı içinde olmak ve hayatın öngörülebilir olması”nın önemine vurgu yapılarak, çocuğun kendini güvende hissetmesi için düzene, tutarlılığa ve istikrara ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.
Boşanma sürecinde çocukların duruma ve ebeveynlere öfke duyabileceği bunun normal olduğu anlatılırken “Yetişkinler olarak öfkeli çocuğu sıklıkla 'huysuz çocuk' olarak etiketleme ve bunu belli bir hedef için 'bilerek, inadına' yaptığını düşünme hatasına düşüyoruz. İngiliz şair ve yazar David Whyte, Consolations adlı kitabında öfkeyi umursamanın en saf hali olarak tanımlar ve bir insanın içinde yanan öfke ateşinin aslında neye ait hissettiğini, neyi korumak istediğini ve kendini neyin uğruna feda etmeye razı olduğunu gösterdiğini söyler. … Öfke ve saldırganlık aynı anlama geliyor zannedilir ve sıklıkla karıştırılır. Oysaki öfke bir duygudur; saldırgan olmak ise bir davranıştır.” şeklinde ifadelere yer veriliyor.
Yine bu süreçte çocuklarda özgüvenin azalması, kendini suçlama, gelişimsel olarak gerileme, tepkisizlik ve gecikmeli tepkiler, bedensel şikayetlerde artış, okul başarısında düşüş ihtimallerinin olduğundan bahsedilirken çözüm yollarına da ilerleyen bölümlerde yer veriliyor.
Bu olumsuzlukların bertaraf edilebilmesi için ebeveynin çocuğu ile ilişki ve etkileşiminde içgörülü olması gerektiğinin vurgulandığı kitapta içgörülü olmak, “çocuğun dünyasına girebilmek, yaşananı onun gözünden görebilmek, çocuğun davranışının altında yatan duygu, düşünce ve niyetleri kavrayabilmek ve böylece çocuktan gelen sinyallere uygun ve hassas yanıtlar verebilmek” olarak tanımlanıyor.
Kitabın ana başlıkları şöyle;
1. Hayatın İçinden 4 Hikaye
2. Boşanmayla Yerinden Oynayan Taşlar
3. Toplumun Boşanmaya Bakışı: Dünün Kaygılar ve Bugünün Gerçekleri
4. Aile İçi Çatışma
5. Parçalamadan Bölmek Mümkün
6. Boşanma Sürecinde ve Sonrasında Aile İçi İletişim
7. Ebeveynlere Notlar
Kitapta, örnekler ile boşanmada en sık karşılaşılan çocuk tepkileri, ebeveyn çatışmasını gören çocukların yaşadığı açmazlar, çocukların temel duygusal ihtiyaçlarını görmenin ve karşılamanın yolları, parental alienation (ebeveyn yabancılaşması), co-parenting (ortak çocuk yetiştirmek), geniş ailenin sürece katılımı gibi konular sade bir dil ile anlatılıyor.
Boşanma sürecinin çocukları yıpratmadan gerçekleşmesi için bir başvuru kitabı olan bu kapsamlı kaynaktan sadece anne-babalar değil, aynı zamanda geniş aile üyeleri, ailelerle çalışan ruh sağlığı uzmanları, aile danışmanları ve öğretmenler de faydalanabilir.
KİTAPTAN ALINTILAR
12/ Ayrılık ve boşanma, ne kadar yaygınlaşırsa yaygınlaşsın, çıkması ve ilerlemesi kolay yollar değildir. Herkes kendi hikayesinin kahramanıdır ve vereceği bu gibi kararların nedenlerini de en iyi kendisi bilir.
23/ Kısa vadeli rahatlama için halının altına süpürülen her şey orada birikecek ve zamanla görmezden gelinemeyecek büyüklükte bir karmaşaya yol açacaktır. Dolayısıyla sorunları halı altına saklamayı ve görmezden gelmeyi adet edinmiş bir aile de ortalığın toz duman içinde kalması yakındır.
37/Yetişkinler olarak öfkeli çocuğu sıklıkla 'huysuz çocuk' olarak etiketleme ve bunu belli bir hedef için 'bilerek, inadına' yaptığını düşünme hatasına düşüyoruz.
67/ Çocuklar ıslak çimento gibidir, üzerine her düşen bir iz bırakır. (Haim Ginott)
81/ “Beden anımsar, kemikler anımsar, eklemler anımsar, hatta küçük parmak anımsar. Bellek, hücrelere resimler ve duygular şeklinde yerleşmiştir.” Tüm diğer travmalar gibi anne - babasını şiddetle bağırırken, birbirini tehdit ederken ve öfke içinde birbirini hırpalarken gören çocuğun zihnine ve bedenine tüm bu anılar yerleşir.
85/ Çocuklar ancak güvende hissettiklerinde risk alabilir, sorular sorabilir, hatalar yapabilir, güvenmeyi öğrenebilir, duygularını paylaşabilir ve böylece büyürler. (Alfie Kohn)
119/ Bir çocuğun üç ebeveyni vardır: Annesi, babası ve annesi ile babası arasındaki ilişki. Bu üçüncü ebeveyn çok önemlidir. (Byrn Norton)
123/ Kendi deneyimimle tekrar tekrar gördüğüm bir gerçek şu ki bugün biten ilişki, değişen düzen ve yerinden oynayan parçalara rağmen çocuk zamanında sevgiyle, aşkla ve istenerek dünyaya getirildiğini bildiğinde bu ona çok iyi gelir. Belki de çocukların artık birlikte olmayan anne-babalarının bile ilişkilerinin ilk yıllarını merak etmesinin nedeni budur. Geçmişte kalmış da olsa bir aşk ve mutluluk yaşanmış olmasından ve bunun sonucu olarak hayata gözlerini açmış olmaktan keyif alırlar. … Parçalamadan bölmenin bir diğer anahtarı da çocuğun geçmişte sevgiyle dünyaya geldiğini, fakat şartların arzuların veya ihtiyaçların değiştiğini ve bugün iki ayrı hayat sürdürmeye karar verildiğini anlamasını sağlamaktır.
140/ Babasız büyürsen alemin bir merkezi ve sınırı olduğunu anlamaz, her şeyi yapabileceğini sanırsın. Ama bir süre sonra ne yapacağını bilmez, dünyada bir mana, bir merkez bulmaya çalışır, sana hayır diyecek birini aramaya başlarsın. (Orhan Pamuk)
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Bir kitap: Yaşlı Adam ve Deniz
Ernest Hemingway, Yaşlı Adam ve Deniz’de umut, sabır, başarı, mücadele, emek, yalnızlık temalarını i...
Bir kitap önerisi: Alman Proletaryanın Önderi Erns...
Hamburg ayaklanması yöneticisi, Almanya Komünist Partisi lideri Ernst Thaelmann’in yaşamı, mücadeles...
Bir kitap: İnsan Neyle Yaşar?
Tolstoy, İnsan Neyle Yaşar eserinde yüz yıllardır insanlığa öğütlenen sevgi, inanç, azla yetinme, şü...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.