Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 1 yıla yakın süredir pandemi servisinde çalışan bir hemşire ile salgın sürecindeki çalışma koşullarını konuştuk.
Hemşire ilk başladığında malzeme sıkıntısı yaşadığını söylüyor bize. Önlük, maske ihtiyaçları karşılanmamış başta. İlk bir hafta kadar hasta yemeklerini hemşireler dağıtmak zorunda kalmış. “Hem yemek dağıtıyor, hem de hastalara bakıyorduk. Bir hafta sonra itirazlar sayesinde personel yemek dağıtmaya başladı. En büyük sıkıntılarımızdan birisi de doktorlar çok fazla hastaların yanına gidip açıklama yapmadıkları için sürekli hastalar bize durumlarını soruyordu. Pandemi servisi hastanemizde tam bir yerleşik yere sahip olmadığı için sürekli değiştiriliyordu yeri. Taşındıkça sürekli malzeme aramakla uğraşıyorduk, bu da hasta fenalaştığı sıra bizi çok zorluyordu.”
Bir yıl geçmesine rağmen hâlâ hastane yönetiminin pandemi servisini hastanenin hangi bölümünde bulunması konusunda çözümü netleşmiş değil. “Şu an cerrahi servisinin yan tarafında servis. Cerrahideki hastalar pandemi servisinin olduğu taraftan geçmek zorunda kalıyorlar, göğüs tüpleri olduğu için dolaşmaları gerekiyor, umarım orada virüs kapmazlar” diye anlatıyor endişesini.
‘EK ÖDEMELER GİTTİKÇE DÜŞÜYOR”
Pandemi öncesi kendinin de sağlık sorunları olduğunu belirten hemşire, “Benim salgın başlamadan önce böbreğime stent takılmıştı. 2 ay stent ile dolaştım, Çıkarıldı Kovid-19 servisine verildim. Hastane yönetiminden kimse sağlık problemim olup olmadığını bile sorgulamadı. Ödenen ek ücretler de o çalışmamızın karşılığı değildi. İlk ödeme olarak; 3 aylık 2 bin 200 lira aldım, sonraki 3 ay 2 bin 200 diğer 3 ay ise bin 800 lira… Yani gitgide düşürdüler. Bu süreçte Kovid olmadım ama olabilirdim. Beraber çalıştığım mesai arkadaşım oldu. O kadar yoğun çalışıyorduk ki, aynı odada oturma fırsatımız olmadığından şansa kapmadım.”
5 KİŞİLİK İŞİ BİR KİŞİ YAPINCA…
Çalışan sayısının yeterli olmadığını söyleyen hemşire, yoğun çalışmaktan şikayetçi. “Ben tutanak tutacağım, fenalaşan hastalara yardım edemiyoruz” dedim artık. Çünkü ilk 1 ay satürasyonu, oksijeni düşük olan hastaları, fenalaşan hastaları yoğun bakıma alamıyorlardı. Biz serviste cebelleşiyorduk. Çünkü yoğun bakımda yer yoktu. 5 hemşirenin işini 1 hemşire yapıyor, artık bu olmasın. Çok yorulduk. Şu an bile hâlâ idare, ‘hasta sayısına göre hemşire vereceğiz’ diyor. Hemşire sayılarının artırılmasını istiyoruz. Tek başımıza nöbet tutmak istemiyoruz. İdareye, ‘Neden hemşire alımı yapılmıyor’ diye soruyoruz, ‘Kadro dolu görünüyor’ diyorlar. Kadro dolu görünüyorsa hemşireler nerede?”
Görüştüğümüz hemşire sağlıkçılara dönük giderek şiddete de tepkili: “En son ben silahla tehdit edildim, mahkemeye taşıdım. Yanımda çalışan başka biri olmadığı için kanıtım, şahidim de olamadı ve bana bunu yapan da serbest bırakıldı. Can güvenliğimiz için endişeliyiz.”
Fotoğraf: Unplash
İlgili haberler
Ekmek ve Gül Nisan 2021 sayısı
Ekmek ve Gül'ün yeni sayısında kadınlar İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına öfkelerini dile ge...
Dardanel Ton’da kadın işçilerin posasını çıkardıla...
‘Verilmeyen mesailerimize, düşük ücrete, Kod 29’a karşı direnmemiz gerekiyor. Açlıkla, yoksullukla b...
Hakkımız olanı vermeyecekler, biz alacağız!
Ücretsiz iznin patronun elinde işçisinin sırtındaki kırbacı olmasına bir örnek daha: Sendikalaşma ça...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.