Salcomp Xiaomi fabrikasında çoğunluğunu kadınların oluşturduğu 110 işçi daralma gerekçe gösterilerek 7 yıllık devlet teşviki alan fabrika yönetimi tarafından bir anda işsiz bırakıldı.
Ayça* da işten atılan işçilerden biri. İşten çıkarıldığını kuzeniyle evde ek iş yaparken; karton katlarken öğrenmiş. 27 yaşındaki Ayça, işçiliğe 15 yaşında başlamış. Salcomp’ta işe başlamadan önce de başka bir telefon fabrikasında bir sene çalışmış. Sendikayla ise ilk burada tanışmış, ilk kez burada bir direnişin parçası olmuş. Şu an büyük hayal kırıklığı yaşıyor, çünkü direnerek fabrikaya soktukları sendika arkalarında durmuyor.
Ayça, kıdem tazminatı hakkını kazanmasına 12-13 gün kala işten çıkarıldı, işten atılan işçilerin pek çoğu gibi. Ancak bunun Salcomp için yeni bir şey olmadığını anlatıyor Ayça: “İhbar ve kıdem tazminatı vermemek için senesi dolmadan çok işçi atıldı, belki çıkarılan kişide sorun vardır diye düşündük çünkü o zamanlar birbirimizi tam tanımıyorduk. Xioami dünya markası, böyle bir şey yapmaz diye düşünüyorduk. Sonra dedik ki evet böyle bir şey var, sendikaya katılmamız gerekiyor. İlk üye olmam istendiğinde ben olmadım. Çünkü bir arkadaşım iyi, diğeri kötü diyordu. Araştırdım, baktım insanlar haklarını alıyor.”
İşçiler direniş sonucu sendikayı fabrikaya soktuktan sonra ise sendikal bürokrasi gerçeğiyle tanışmışlar: İşyeri temsilcilerinin işçiler tarafından seçilememesi, atanan sendika temsilcilerinin yapılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerine dair bilgi vermemesi, işçilerin sorunlarına kulak tıkaması… Üstüne bir de son işten çıkarmalar için sendikanın isim verdiği söylentisi işçilerin sendikaya güvenini iyice sarsmış durumda.
Peki bu nasıl değişir? Ayça, “Şu an nasıl tekrar işçinin sendikası olur bilemiyorum. Nasıl böyle olmuş derseniz de para herkesi köle yapabilir. İşçi hiç kimse için önemli değil. En baştan beri sorunumuz bu” diyor. Süreci toplam değerlendirdiğinde ise şu sözleri öne çıkıyor: “Sendikayı içeri sokmak için yan yana gelmiş işçiler olarak başka türlü yapmalıydık bazı şeyleri. Temsilcileri onların seçmesi bizim eksiğimiz oldu. Sendikada ne olur, bizim haklarımız neler, sendikanın amaçları neler bilmemiz gerekiyordu. Bilmediğimiz için onlar kafalarına göre iş yaptı.”
BİR EŞİK: İÇERİSİ VE DIŞARISI
Fabrikanın içiyle dışını, çalışmaya devam eden işçilerle işten atılan işçileri ayıran teller, bugün işçiler için bir eşik oluşturuyor. Dışarısı içeriye çok uzakmış, içeridekiler dışarıdakileri çok umursamıyormuş gibi gelebiliyor. Çünkü aralarına çekilmiş görünen- görünmeyen bir duvar, yaygınlaştırılan gelecek kaygıları, ne yapılacağını bilememe durumu, sendikal bürokrasinin işçilerin sırtına sapladığı bir hançer var. Peki “içerideki” işçiler ne düşünüyor?
İşten çıkartmaların süreceği söylentisi ile çalışmaya devam eden Xiaomi işçileri, fabrikanın içinde bir korku ortamının hâkim olduğunu, bunda temsilcilerin de rolü olduğunu anlatıyorlar. Ağır çalışma koşullarına karşı sendikalaşmak için iş bırakan, direnişte birlikte sabahlayan, birbirini tanıyan işçiler bugün içeride söyleyecekleri bir sözün işten atılmalarına sebep olacağını korkusuyla ses çıkartamıyor. Görüştüğümüz işçilerden biri, “Bant usulü çalışıyoruz ya, yanımdaki kadınla konuşursam bir diğer yanımdaki duyar mı korkusu var. Kimse birbirine güvenemiyor, kim sendika yanlısı kim değil bilemiyor” diye anlatıyor.
Ama bir yandan da işten atılan işçilerin yaptıkları eylemlerin yeni bir işten atma dalgasının önünü aldığını da söylüyorlar. Eylem yapan arkadaşlarına bir minnet duygusunun yaygın olduğundan bahsediyorlar.
Dışardaki arkadaşlarına destek vermenin, yeni işten atmaların önünü kesmenin yolunun ne olduğuna düşünüyorlar peki? “Sendikayı sendika yapan, işvereni de işveren yapan biz işçileriz. İşçiler tohum, filizlenirse bir şey olur, yoksa üstümüze şimdiki gibi basıp geçiyorlar.”
Ayça da atılan işçilerin yarın girdiği başka bir iş yerinde benzer bir şeyin olabileceğini söylüyor: “Bunlara bir dur dememiz gerekiyor. Her çalıştığımız yerde ne zaman çıkarılacağımızı düşünemeyiz. Biz bir arada olmazsak da hep böyle devam edecek. Bizim buna birbirimize kenetlenerek dur dememiz gerekiyor.”
BİR GÜN YETER!
“Dışardaki 100 kişi, içerdeki 800 kişi için de mücadele ediyor” diyen işçilerden birinin çağrısı şu: “Cesaretli olalım. Korkmayıp birbirlerimize güvenelim. 800 kişinin 100 kişi için mücadele etmesi gerekiyor. Yarın bizim çıkarılabileceğimizin bilincinde olalım. 100 kişinin eylemleri kıyımı erteliyor. Dışardakilere onların yanında olduğumuzu hissettirip, hem onların işe dönmesi hem de kimsenin işten çıkarılmaması için mücadele etmemiz gerekiyor. Sessizce ‘ben destekliyorum’ demek yetmez, bunu eylem olarak, bir hattı durdurarak yapmamız lazım. Örneğin çok üretimin yapıldığı bandı sadece 1 gün sabahlı akşamlı vardiyalarda bıraksak, çok büyük bir şeyin önü kesilir. Bir gün yeter, bir gün…”
İŞÇİ AKSAMAYAN MAKİNENİN
DİŞLİSİ
Molasından çalışma biçimine, işçiye muamelesinden
sendikanın tutumuna Salcomp Xiaomi fabrikası, sınırları içine girdiği andan
itibaren sadece işçilerin emeğine değil bedenine, itibarına da sahipmiş gibi
planlanmış bir fabrika. Zaman kısıtlaması o kadar fazla ki işçilerin iki sohbet
edecek, hatta nefeslenecek zamanı bile olmuyor. Nasıl mı?
◾ İşçiler çalıştıkları alana girerken ve çıkarken
detaylı üst aramasına maruz kalıyorlar. İşe girip çıkarken, molalara çıkarken, hatta
tuvalete giderken yapılan detaylı aramalar yüzünden hırsız muamelesi görmekten
de, güvenliğin vücutlarına umarsızca dokunmasından da rahatsız kadınlar. Sanki
işçi fabrikada çalışmayı kabul ediyorsa, zorunlu üst aramasını da kabul etmek
zorundaymış gibi…
◾İşçiler, önlüğünü değiştir, güvenlik sırasından gir
çık derken zaten molalarının yarısından fazlasını harcamış oluyor. Bir sigara, çay
içip, bir işçi arkadaşıyla sohbet etmesi ise imkansız.
◾Yemekhanede yemeğini yedikten sonra ise
dinlenebileceği tek alan dışarda oturabileceği banklar: “Oralar da soğuk
oluyor.” Yemekhanede kalsa, yemeğe gelen diğer işçilere yer kalmıyor. Hızlıca
yiyip kalkmaları gerekiyor.
◾Giyinme odalarını işçiler ısrar ederek, uzun süreli
tartışmalar sonucu kadın-erkek olarak ayırtabiliyor. Fabrika yöneticilerine
kalsa, “Giyinin işte, diğer işyerlerimizde böyle…”
◾Sırf işçiler daha az tuvalete gitsin diye, su
sebilleri işçilerden uzaklaştırılıyor.
◾İşçiler yan yana çalıştıkları arkadaşlarıyla
konuşmaya başladıklarında takım liderleri devreye girip işçileri hemen
susturuyor.
Tabi bu durum, işyeri önünde eylem gerçekleşen süreçte
farklı şekillerde de kendini gösteriyor.
◾110 işçi işten çıkarıldıktan sonra servislerle
fabrikaya getirilen işçiler, “güvenlik beklendiği ve kimlik kontrolü yapılmadan
fabrikaya alım olmayacağı” için servislere kilitlendiler. Serviste “asker
kaçağıymış gibi, terörist gibi” muamele gördüklerini söylediler.
İÇERDEN DIŞARIYA: GÜVEN VEREN DAYANIŞMA
Şu an fabrikada çalışmaya devam eden Xiaomi işçisi kadınlar, işten çıkarılan arkadaşlarını uzaktan izlemenin burukluğunu yaşıyorlar, konuşurken sesleri titreyen kadınlar Ekmek ve Gül aracılığıyla dışarda mücadele eden arkadaşlarına sesleniyorlar:
“Onların yanında olduğumuzu sonuna kadar bilmeliler. Sonuna kadar destekliyorum. Kaç gün sürerse sürsün, son anına kadar. Dışardakilerle gurur duyuyorum, böyle bir mücadele verdikleri için gurur duyuyorum. Ben onlardan o kadar büyük cesaret alıyorum ki onların orada olması bana o kadar büyük güven veriyor ki… Haklarını alabilmelerini çok istiyorum. Ümitlerini kaybetmesinler. Asla ümitsiz değilim. İçerdeki işçiler sendika için nasıl mücadele ettilerse dışardaki arkadaşlarıyla beraber çalıştılar ve en az hepsinin 110 kişiden biriyle muhabbeti sohbeti çay içmişliği var. İçerdekilerin bir şey yapacağına inanıyorum.”
*İsim değiştirilmiştir.
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Xiaomi Salcomp işçileri: Haklarımızı alıp, içeri g...
İşten atılan Xiaomi Salcomp işçileri ‘Dışarda eylem yapan kişiler bizim işçilerimiz mi bilmiyorum’ d...
Salcomp Xiaomi fabrikasında ne oluyor? | İşten çık...
Salcomp Xiaomi'den daralma gerekçe gösterilerek işten çıkarılan kadın işçiler Ekmek ve Gül'e konuştu...
İşten atılan Xiaomi Salcomp işçileri: Teşvik alan,...
Devlet teşviki alan Salcomp'ta daralma gerekçe gösterilerek 110 işçinin işten atılması protesto edil...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.