Metalde hesaplaşma günleri yaklaşıyor
‘Bu düzenin böyle devam etmesine engel olacak şey de hem tüm metal işçilerinin birliği hem de kadın işçilerin kendi taleplerine sahip çıkması.’

Yıl 2023, toplu iş sözleşmesi (TİS) süreci başlamış. Patron ek zam eylemleri gibi işçinin birlik olmasından korkuyor. İşçiler de patrona cevabını verip Türk Metal’in taslağına karşı “Sarı kart gösteriyoruz” diyerek tepkisini ortaya koyuyor. Sözleşmenin imzalanacağı gün, son hamleyi de grevde ısrar eden ZF Sachs ve Sarkusyan işçileri yapıyor ve tarihin görece “en iyi” sözleşmesi imzalanıyor. Türk Metal’in bayağı bir şişirerek verdiği rakamlar şu şekilde: birinci altı ay için sosyal yardımlar dahil ortalama yüzde 105,1, yıllıkta ise ortalama saatlik ücretlere yüzde 157,40 artış. Tabii ki tüm bunlar patronun insanlığından gerçekleşmedi. Sürecin her noktasında, her ne kadar sendika işçileri uzak tutmaya çalışsa da işçilerin emeği ve tepkisi var. 

Şimdi ise yıl 2025, yeni bir sözleşme süreci başlıyor. Geçtiğimiz perşembe günü Türk Metal Sendikası ilk altı ay için ortalama yüzde 35 zam istediğini duyurdu. Birleşik Metal ise yüzde 58.3 zam talep etti.

İşçi sınıfı bu kışı oldukça hareketli geçirmişti. Hükümetin yasağına rağmen Hitachi, Arıtaş, Scheneider gibi fabrikalarda greve çıkıldı ve grevler kazanımla sonuçlandı. 2025 yılına geldiğimizde Petrol-İş'in örgütlü olduğu birçok fabrikada ya grev gördük ya da greve saatler kala imzalanan sözleşmeler. Pulver Kimya, Nedex, Plascam, Cambro Özay, Ravago gibi fabrikalarda greve saatler kala sözleşmeler imzalandı. Burada çok önemli bir detay var. Saydığımız fabrikalarda vergi yüzde 15’te sabitlendi. Plascam’da ise verginin tamamı işveren tarafından karşılanacak. Bir diğer detay ise saydığımız fabrikalardaki neredeyse tüm işçiler şu an TİS sürecine giren metal işçilerinden oldukça yüksek bir ücret alıyorlar. Bu yıla damgasını vuran diğer bir örnek ise Tüpraş. Sözleşme imzalandıktan sonra ek protokol için polis barikatlarını aşarak eylem yasağına rağmen eylem yaptı işçiler.

İşçi karşıtı ittifak

Metalde bu yıl da işçilerin en öne çıkan ve ortaklaşan talepleri enflasyon karşısında ezilen ücretleri. Sendikacıların yüzde 25, yüzde 30 gibi zam oranlarıyla işçileri ikna etmeye çalıştığı söyleniyordu. Taslak süreci için dağıtılan anketler de dahi en yüksek zam oranı olarak “yüzde 25+” seçeneğini gören işçiler bu yıl da anketlerin üzerini çizerek gönderdiler.

Bir diğer ortak talep ise vergide adalet meselesi. Henüz nisan ayında birçok metal işçisi yüzde 27 vergi vermeye başladı. Bir ayda neredeyse ücretlerinden 7 bin lira kayba uğrayan metal işçileri vergi meselesine de oldukça tepkili.

Bir tekel haline gelmiş olan Koç Grup bu yıl gelirinin sadece yüzde 1,3’ünü vergi olarak ödemiş. O esnada işçiler yüzde 27 ödüyor. “Enflasyonu baskılıyoruz” diyerek işçilere Orta Vadeli Programı (OVP) dayatıp kemer sıktıran hükümetin de asla kemer sıkmadığını, Diyanet’e milyonlarca bütçe ayırıp işçinin üç kuruş maaşına göz koyduğunu görüyoruz. Hal böyle olunca Hükümet, patron, Türk Metal ele ele vermiş, yürüyor gibi görünüyor. Türk Metal üzerinden örnek verme sebebimiz ise metalde en çok üyeye sahip olan sendika olması. Türkiye’de yaklaşık 2 milyon metal işçisi var. Bunlardan yaklaşık 383 bini sendikalı. Yine yaklaşık 285 bin işçi ise Türk Metal Sendikası’nda örgütlü. Yani şu an sektörde belirleyici bir rolü var diyebiliriz.

Kadınların talepleri görmezden geliniyor

Metal işçilerini yoğun bir sözleşme dönemi bekliyor. Metal işçisi kadınları da öyle. 2025’e ait son verilerine göre metal sektöründe sendikalı kadın işçi sayısı yaklaşık 57 bin. Metalde çalışan kadın sayısı ise 381 bin. Her yıl metal sektöründe çalışan kadın sayısı giderek artıyor. Ancak metal sendikaları kadın işçileri görmezden gelmeye de devam ediyor. Kadınlar her yıl kreş talebini gündem ediyor. Ancak bu talep taslak öncesi yapılan anketlerde soru olarak bile yer almıyor. Taslakta ise sadece süt izni ve çocuk parasından bahsediliyor. Kadınlara ne talepleri ne de fikirleri soruluyor. Türk Metal’in ve Birleşik Metal’in kadın kurulları komisyonları var ancak bunların varlığı yeterli değil. Oysa ki kadınların kreş, regl izni gibi talepleri hâlâ baki ve oldukça da yakıcı.

Verilen çocuk parası asla kreşi karşılamıyor. Çocuklar kreşe verildiğinde dahi kadınlar, eşleri ile ters vardiya dönmek zorunda. Birçok işçinin yegane çözümü çocuğu bir aile üyesine bırakmak oluyor. Patronlar ve iktidar hem kadınlar iş gücüne katılıyor diye reklam yapıyor hem de günün sonunda kadınların çalışabilmesi için koşulları asla sağlamıyor. Regl izni meselesi ise asla gündemlerine bile girmiyor. Çünkü erkekler bir kadının o ağrılarla çalışmasını anlamıyor; kadınlar patronlar için ucuz iş gücü olmaktan başka bir şey olmadıkları için onlar bu ihtiyacı hiç gözetmiyor.

Ya fabrikadaki şiddet ne olacak?

Bir diğer mesele ise iş yerlerinde yaşanan taciz. Amiri tarafından veya yanındaki erkek tarafından tacize uğrayan birçok kadın var. Ancak çoğunlukla şikayet edebilecekleri hiçbir birim yok. Aksine kadınlar işlerini kaybetmekten korktukları için susmak zorunda kalıyor. Geçen yıl Ford Otosan fabrikasında buna dair bir birim olduğu ancak asla işlemediği yazılmıştı. Bu birim de kadın işçilerin talebiyle açılmıştı.

Geçtiğimiz haftalarda sosyal medyada taciz ve ifşalar gündem oldu. Bunun fabrikalarda çokça konuşulduğunu gördük. Ancak patronlar ve sendikalar hâlâ fabrikaları bunlardan azadeymiş gibi gözlerini ve kulaklarını kapatıyorlar. Kadınlar burada da çaresiz bırakılıyor.

Önümüzdeki sözleşme sürecinin hem metal işçilerini topyekun talepleri hem de kadın işçilerin talepleri için bir mücadele dönemi olacağı özellikle Türk Metal’in gururla açıkladığı tekliften belli oluyor. Kadınların talepleri koca sözleşmede sadece bir maddeden ibaret değil. Bu düzenin böyle devam etmesine engel olacak şey de hem tüm metal işçilerinin birliği hem de kadın işçilerin kendi taleplerine sahip çıkması.

Kadın işçileri ve taleplerini yok sayan bu sisteme karşı bu sözleşme döneminde hep beraber mücadele şart! Birlik olmak şart! “Sendika kötü ya da yapmaz” diyerek bir ilerleme mümkün değil. Gerekirse sendikaya karşı gerekirse hükümete karşı gerekirse patrona karşı kadınların ve tüm işçilerin birliği bu sözleşme döneminde her şeyi tersine çevirebilir!

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Yüzde iki zam dayatmasıyla ağır çalışma koşulları

‘MESS sürecinin nasıl sonuçlanacağının ve ağır yükler altında ezilecek olan biz işçiler için neler g...

Kadınlar sefalet dayatmasını kabul etmiyor

‘Kararlılıkla direnişlerine devam eden metal işçilerini kendimize örnek alıp biz de istediğimiz sözl...

Sözleşme masasının gölgesinde kalanlar

‘Bursa’nın çeşitli fabrikalarında çalışan tekstil, metal, gıda gibi sektörlerde yaşadıkları zorlukla...