Memleket bizim neden pes edelim?
‘Yağ 15 günde 75 lira olmuş, kaşar peynirini 39 liraya alıyorduk o da bir haftada 48 lira olmuş. Fiyatların bu kadar artması fırsatçılık.’

Nurgül evlere temizliğe gidiyor, eşi de belediyede işçi. İki çocuğu olan Nurgül, üniversite sınavına hazırlanan büyük oğlunun maddi olanaksızlıklardan kursa gidememiş, evde, kendi imkânları ile ders çalıştığını, küçük kızının da meslek lisesine gittiğini ama ikisinin de geleceklerinden endişeli olduğunu söylüyor. Nurgül, pandemiden önce haftada 3-4 gün evlere temizliğe gidiyormuş. Pandemi yüzünden evlerine gittiği insanlar hem hastalık korkusundan hem de geçim sıkıntısından artık çağırmıyormuş onu: “Çoğunun işi gücü yok, bir de eve kadın almak istemiyorlar. Her şeye zam geldi, millet para vermek istemiyor ama kazandığım para bana elim ayağım oluyordu. Şu an aybaşı gelmeden para bitiyor. Eşim belediyede işçi ama onun kazandığı para yetmiyor. ‘Yapacak bir şey yok, idare edeceğiz’ diyor, ama geçinemiyoruz.”

‘GARİBAN DİBİ GÖRDÜ KORONA HÜKÜMETE YARADI’

Pandeminin ilk zamanlarından sonra iki haftada bir gün gittiği bir evin kendisini dört ay sonra çağırdığını belirten Nurgül, herkesin geçim derdi olduğunu söylüyor: “Gittiğim yerler trilyonluk insanlar değil ki onlar da para biriktirip çağırıyor. Ama artık veremiyorlar.”

“Haftada bir gün evine gittiğim aile bu hafta gelme, dedi. Çarşamba pazarına gidip çarşaf alacaktım. Gidemedim. Zaten pazar alışverişini korona başladığından beri unuttuk. Kilosu 5 liraya ıspanak alabildim sadece, onu da yanımdaki arkadaşım borç alarak aldım. Zamlara ne desen boş kalır. Herkesin geçimi zorlaştı. İşe gidemiyoruz, üstüne bir de eşimin maaşını yettiremiyoruz. Yağ 15 günde 75 lira olmuş, kaşar peynirini 39 liraya alıyorduk o da bir haftada 48 lira olmuş. Fiyatların bu kadar artması fırsatçılık. Hükümetin yaptığını yandaşları da yapıyor. Birileri birilerinin ceplerini dolduruyor. Gariban karantinada dibi gördü, korona hükümete yaradı.”

‘UMUT OLMADAN OLMAZ’

Tüm bunların çözümü için neler yapabiliriz diye konuşuyoruz. “Umut olmadan olmaz!” diyor. “Bazen umutsuzluğa kapıldığım oluyor ama eşim ‘umut olmadan yaşam olmaz. Memleket bizim, neden pes edelim? Bunlar ilk değildi, belki en kötüsüydü ama ilk değildi, son da olmayacak. Bunu böyle bırakmayacağız, biz göremesek de çocuklarımız görecek’ diyor. Kadının eli nereye değdiyse dokunduğu yer değişir, kadınlar olarak el birliğiyle değiştireceğiz, pes etmek yok. Bir kişi bir kişidir, ikna ede ede değiştireceğiz bu düzeni.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Bu duvarı biz yıkacağız

Bize dayatılan, örümcek ağına bulanmış o duvarları bizim yıkmamız; bize açlığı, yoksulluğu reva göre...

Bu Nazgullar da ne ki kadınların gördüklerinin yan...

Mafya-devlet-sermaye çetesinin kirli ilişkileri tek tek ortaya serilirken, halka ama en çok da kadın...

Bu kir sömürünün kiri

Adile Doğan, işçi kadınların ortaya saçılan devlet-mafya- sermaye düzenindeki kirli ilişkilerle ilgi...