Mamak Belediyesinde çalışmakta olan 1650 işçiyi ilgilendiren toplu sözleşme süreci devam ediyor. Biz de kadın işçilerle süreci konuşmak için sohbetler gerçekleştiriyoruz. Toplu sözleşme taslağı işçilerle mi hazırlandı? Sendika, sürece dair bilgi veriyor mu? Kadın işçilerin talepleri nedir? İnsanca çalışmak ve yaşamak için toplu sözleşmenin bir önemi var mıdır? Bu sorular ise sohbetimizin gündemi.
İŞÇİLERE ASGARİ ÜCRET, TORPİLLİLERE BOL AKÇE
Şu an çalışmakta olan işçilerin büyük bir bölümü asgari ücret düzeyinde maaş alıyor. Yol, yemek ve iki çocuk yardımı parası ile 4 bin 400 lira maaş aldığını söyleyen işçi sayısı oldukça fazla. Operatör ve şoför kadrosu dışında bedenen ağır işlerde çalışan temizlik, altyapı, park bahçeler, fen işleri işçilerinin tamamı mesai dışında 4 bin 400- 4 bin 600 bandında maaş alıyor. Ancak koordinatör kadrosundakiler 8- 10 bin düzeyinde maaş alıyorlar ki daha önce kimi belediye meclis üyelerinin açıkladığı üzere bunlar belediye başkanının yakın ve akrabaları yani işçilerin deyimi ile torpilliler.
TİS SÜRECİNİN BAŞLADIĞINI BİZDEN DUYANLAR
Toplu sözleşme süreci hakkında genelde kadın işçiler hiçbir şey bilmiyor. Hatta toplu sözleşme sürecinin başladığını bizden duyan epeyce işçi çıkıyor. Sendikaları Hizmet-İş işçilerle bir kez bile toplantı yapmadan TİS taslağını oluşturup altyapı müdürlüğünde bir panoya asıyor, diğer işyerlerinde ise bu dahi yapılmıyor.
Altyapı müdürlüğünde bölgede çalışan erkek işçiler bu duruma tepki gösterip sendika yöneticilerini işyerine getirtiyorlar. Taslak panodan alınıp yırtılıyor, sendika yöneticilerine ağır hakaretler ve küfürler ediliyor, tekmeler atılıyor. Ancak orada da o kavgalı buluşmadan sonra başka bir toplantı yapılmıyor.
İŞÇİYİ KINAYAN SENDİKACILAR
Kadın işçiler içinde ise sendikanın TİS taslağını görene rastlamadık. Bir sendika temsilcisi, sohbet arasında bir kadına maaşın ne kadar olsun istersin diye sormuş, 10 bin yanıtını alınca “Yok artık” tepkisini verip, çok istiyor diye onu kınamış. Kadın işçi ise yoksulluk sınırı 19 bin iken kendisinin açlık sınırının da altında maaş almasını nasıl bulduğunu sormuş sendikacısına.
Kadın işçilerden biri eskiden tekstilde bir fabrikada sendikasız çalışıyorken bundan daha iyi durumda olduğunu söylüyor. “Yol ve yemek de işverene aitti” diyor. Arkasından “Alçaklar 4 yıl çalıştım sigortamı 14 ay göstermişler” diye ekliyor.
‘EVDE KOCA, İŞYERİNDE YÖNETİM VE SENDİKA BİZİ YOK SAYIYOR’
Görüştüğümüz kadın işçilerden biri ise eşit işe eşit ücret almadıkları gibi çok çalışan işçilerin, torpilli olup çalışmayanlardan daha az ücret almasına isyan ediyor.
Bir kadın işçi ise “Kimse bizi dikkate almıyor, herkes yok sayıyor” diyor. “Evde kocam, burada belediye yönetimi. Yetmiyor maaşını benim aidatımdan alan sendikacılar. Emek benim ama pazarlığını yapanlar bana anlatmıyor, sormuyor buna çok öfkeleniyorum” diye ortaya koyuyor tepkisini.
‘BÖYLE GİTMEZ’ DİYENLER ÇOĞALIYOR
Nasıl yapmalı diye soruyoruz kadın işçilere. Ne yapsak da önümüzdeki iki yılı bağlayacak TİS sizin için iyi bitse? Burada da “Sandıkta hesap sorarız ne yapalım” diyenler oluyor. Sendika seçim yapmadığından ve zaten işverenle hükümetin arka bahçesi olduğundan genel seçimleri kastediyorlar. Kimileri de haklarını almak istediklerini, geçinemediklerini ama bu sendikacılar yüzünden bir şey olmayacağını anlatıyor. İşçilerin yarım saatlik üretimden gelen gücünü kullanmasının bile tabloyu nasıl değiştireceğini konuşurken, tarihimizden örneklerle işçi sınıfı mücadelesinin sendika yöneticilerini de önüne katıp götüren, kazanımla sonuçlanan eylemlerini konuşuyoruz. ‘Asıl iş bizde’ diyen işçiler çıkıyor içlerinden az da olsa.
Ücretlere, çalışma koşullarına, zamlara, hükümete, sendika yöneticilerine karşı tepkilerin yanında “Böyle gitmez” diyenlerin sayısı artarken, işçilerle konuşma paylaşma olanağımız da artıyor.
TACİZ EDENE DEĞİL ŞİKAYET EDENE CEZA
Kadın işçilerin en önemli TİS talepleri ise ücretlerin, yol, yemek, çocuk parası, ikramiyelerin arttırılması, eşit işe eşit ücret, kreş açılması, çocuklar için öğrenim yardımı, kadın işçilere tacizin engellenmesi, tacizcilerin korunmaması. İşyerinde iki kadın işçinin taciz edilmesi vakasında, şikayetçi kadın işçilerin yeri değiştirilmiş, erkek tacizcilere soruşturma dahi açılmamış. Bunu epey tartışıyoruz. Kadın işçilere kimi toplu sözleşmelerle regl izni, doğum ve süt izni sürelerinin iyileştirilmesi gibi kazanımların olduğunu anlatıyoruz ancak doğrudan kendilerine dair talep üretmekten uzak olduklarını görüyoruz.
SENDİKA İŞVERENİ, İŞVEREN HÜKÜMETİ BEKLİYOR
Hizmet-İş Sendikasının işçilerden kaçırdığı bu toplu sözleşme sürecinin nasıl gittiğini araştırdığımızda ise son iki ay içinde sadece tek bir oturum yapılmış olduğunu anlıyoruz. O da yasal zorunluluk olarak taslak verilmiş. Ne ikinci bir toplantı ne de o ilk ve tek toplantıda tek bir pazarlık, müzakere yok. Neden diye sorduğumuzda sendikacılar “Başkanımızı bekliyoruz" diyorlar. Başkan neyi bekliyor sorusuna aldığımız cevap ise net “O da asgari ücret artışını bekliyor.” Sonuç sendikalı işyerinde toplu sözleşme hakkı olan 1650 işçi asgari ücretle çalıştırılmaya devam edilsin isteniyor. Bu durumun da zorunlu sonucu olarak işçilerle asgari ücretin önemi, toplusözleşme hakkının iyi sonuçlanması için oturup izlemeden ne yapmak gerektiğini konuşmayı sürdürüyoruz. İşçilerin deyimiyle hep olduğu gibi iş başa düşüyor.
Fotoğraf: Freepik
İlgili haberler
Mamak Belediyesi emekçileri ile görüşmeler: Ne çok...
Henüz gerçekleşmemiş taleplerimiz, hayata dair kaygılarımız hatta hayal kırıklıklarımız olsa da ilk...
Asgari ücretle 3 boğazı besliyorsam memleketi de y...
Belediye işçisi kadınlarla artan zamlar, derinleşen yoksulluk karşısında çıkış yolunu konuştuk: ‘Biz...
Devlet nafakayı dert ettiği kadar kadınların hayat...
Ankara’nın çeşitli belediyelerinde kimi memur kimi işçi olan kadınların nafaka tartışmalarına, söyle...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.