Kimin soyu, kimin soyadı
AYM üyesi eşitlik hurafe derken davama bakan hakimin söylediği ise eşin ne zaman senin soyadını alacak oldu. Bu iki ‘hukukçunun’ sözleri yargının kadına bakışını özetler nitelikte.

Biz kadınlar evlendiğimizde veya boşandığımızda hayatımız, sanki daha önce hiç yaşamamışız gibi değişiyor. Soyadımız dahil. Soyadımıza bakarak evli olup olmadığımıza ilişkin türlü çıkarımlar yapılıyor. Evlendiğimiz zaman biz kadınlara iki seçenek sunuluyor: “Ya eşinin soyadını al ya da ‘kızlık’ soyadınla birlikte yine eşinin soyadını kullan”. Buraya kadar gelen süreçte unutulan pek çok şey olduğu açık. Basit gibi görünen bu medeni hal ile değişen soyadının kadının çalışma hayatında, eğitim hayatında ve sosyal yaşantısında büyük bir engel olduğu ortada. Bu durum eşitlik ilkesini kadın aleyhine zedeleyen bir olgu olarak hayatımızda duruyor.

BİR SOY MESELESİ

Soyadımızın, “aile bütünlüğü”, “ailenin önceliği”, “ailenin temel olması” gibi gerekçelerle medeni halimize göre değişken bir şey olarak kabul edilmesi gerektiği hâlâ çok geniş çevrelerce dile getiriliyor. Dolayısıyla bu haliyle kadın, evlendiği zaman kocasına ait bir mal konumuna gelmekte. Ayrıca soyun erkeğe dayandığına dair yaklaşımı da pekiştiriyor. Buraya kadar saydığım ve kadının bir başka seçeneği olan, “kendi soyadını kullanma seçeneğini” seçmesi, bu yolda mücadele etmesi gerekliliği, tüm bu durumlardan da görüldüğü gibi kadın-erkek arasındaki eşitsizliğin hukuk tarafından yeniden üretilmesine karşı çıkmaktır bir anlamda.

Medeni durum değişikliği ile birlikte meydana gelen soyadı değişikliği kısaca, kadınların her alanda eşitsizliğe uğramasına neden oluyor.

‘EŞİN NE ZAMAN SENİN SOYADINI ALACAK?’

Tüm bunları öğrendiğimde evlenince bu eşitsizliğe neden direnmem gerektiğini de öğrenmiş oldum. Evlendikten hemen sonra dava açtım. Tabii ki bu süreç içerisinde birçok şeyle karşılaştım: “Ne gerek var buna?”, “Zaten iki soyadı kullanıyorsun, ya çocuğunuz olunca sizin boşandığınızı düşünürlerse ve bu yüzden sıkıntı çıkarsa?”, “Resmi kurumlarda bir işin olduğunda evli olduğunuzu kanıtlamanız gerekirse ne yapacaksın?” gibi daha aklıma gelmeyen türlü sorularla karşılaştım. Ancak bunu neden yapmam gerektiğini yukarıda size anlattığım gibi kendime ve bu senaryoları dile getiren herkese anlattım. Mahkeme salonuna kadar sürdü bu durum. Mahkeme salonunda da çiçekler karşılamadı beni. Malum, yasal düzenleme aleyhimize olduğundan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ile Yargıtay’ın kararlarını emsal göstererek talepte bulunduğumdan ve yürürlükteki hakim görüş öyle istediğinden, bu talebim hakkında “eşimin rızası”, kendi soyadımı kullanabilmem için, “gerekliydi”. Öyle ki mahkemenin hakimi “eşimin beyanını alıp” kendi soyadımı tek başına kullanabileceğime karar verdikten sonra bile alaycı bir tavırla bana eşimin ne zaman benim soyadımı alacağını sorarak, konuyla alay etti.

Şunu da belirtmeden geçmeyeyim, bugün bir kadının bu davayı açmasında sadece mahkemenin posta masrafları ve harçları için 2023 güncellemesi ile bin 200 lira civarı bir para harcaması gerekliliği de hayatın gerçekliği olarak ortada.

SOYADIMIZI KENDİMİZ BELİRLEYECEĞİZ

Bugün kadın düşmanı politikaların arşa çıkacağı bir Meclis karşımızda olacak belki de. Yasal düzenleme Meclise geldiğinde, Cumhur İttifakı bileşenlerinin eşitliğe karşı tutum almalarını görmek biz kadınlar için sürpriz olmayacaktır. Keza ülkemizde son yıllarda yüksek mahkeme kararlarını tanımamak, artık “normal ve olağan” bir tutum olmasıyla biliniyor. Ancak biz kadınlar, bugüne kadar olduğu gibi tüm gerici ve baskıcı rejimlere inat eşit, özgür bir yaşam için hakkımız olan her şeyi alacağız. Bu konuda mücadelemizi yükseltecek ve eşitliğe dayalı hakkımızı alacağız. Soyadımızı da biz kadınlar, kendimiz belirleyeceğiz.

Fotoğraf: Unsplash

İlgili haberler
Mücadelemiz birbirimizde saklı

Yaşanan moral bozuklukları, hayal kırıklıklarını geride bırakıp, üzerimizdeki ölü toprağını atıp ken...

Umudu dürt, umutsuzluğu yatıştır*

Evet, değişim sandıkla olmadı, ama öbür sandığı bekleyecek bir beş yılımız daha var mı? Emeğinin kar...

‘Bize oy vermezsen yardımı unut’ siyaseti

Nuran, Zeynep, Ayten... Sadece bir mahalleden yüzlerce kadından üçü... 22 yıllık iktidarı sürecinde...