Kadınların yaz tatili: Rota yeniden oluşturuluyor
Nereye gitsek bu yıl Bodrum’a, Antalya’ya mı yoksa İngiltere’ye mi? Ne güzel olurdu değil mi? Ama daha yaşadığımız il sınırları içinde bile hayalini kuramıyoruz. Memlekete gidip gelmek bile borçla…

Okullar kapandı, yaz aylarının gelmesiyle de tatil planları başladı. Oh gelsin tatil planları. Nereye gitsek bu yıl Bodrum’a, Antalya’ya mı yoksa İngiltere’ye mi? Ne güzel olurdu değil mi? Ama daha yaşadığımız il sınırları içinde bile hayalini kuramıyoruz. Ulaşımın ücretsiz olduğu bayramlarda seyranlarda denize inebiliyoruz. Memlekete gidip gelmek bile borç harç sebebi.

İŞÇİ KADINLARIN DERDİ: YILLIK İZİN

Tekstil işçisi Nurcan:

25 yıllık çalışma hayatımda 2-3 günlük kaçışlar dışında hiç tatil yapmadım. Yevmiyeyle çalışan bir işçi olarak işe gitmediğimde yevmiye alamıyorum. Bu da evimizin ihtiyaçlarını karşılarken zorluyor.
Yıllardır küçük atölyelerde çalıştım. İşyerim eve yakın, çocuklarım evde yalnız. Başlarına bir şey gelirse hemen yetişeyim diye tercih ettim yakın atölyede çalışmayı. Büyük bir işyerinde çalışmış olsaydım senelik iznim olurdu. Maaşımdan kesilmediği için sorun yaşamazdım.
Tatil yapmak istersem en az iki yıl önceden plan yapmam gerekiyor. Mutfaktan, yemekten, içmekten kısıyoruz. Kısacak başka bir şeyimiz kalmadı. Uygun olsun diye bir yıl önceden kalacağımız yeri tutuyoruz.
Parça başı iş aldık bu bayramda çalıştık eşimle. Borcumuz var. Çocuklar gezmek istedi ama götüremedik bir yerlere.
Çok param olsaydı yurt dışına gitmek isterdim. Her ülkeyi gezmek isterdim. Bunların hayalini kurmak bile zor bizim için.

BAYRAMLIK ALAMAZKEN TATİLE NASIL GİDEYİM?
İstanbul’dan tekstil işçisi Saliha:


30 yıldır çalışıyorum. Hayatım boyunca 5-6 kez denize gidebildim, tatil benim için bundan ibaret. Çalışmadığım bayramlarda yol parası ve harçlığı denkleştirirsem köye gittim, benim tatilim bu.

Borçlarım olmasa ne pahasına olursa olsun yıllık iznimi kullanırdım. Üç yaşındaki çocuğumun bana ihtiyacı var. Onunla vakit geçirmek istiyorum. O beni çok özlüyor bende onu.
Hem doğası olan hem de plajı olan bir yerde tatil yapmak isterdim. 15 gün güzel anılar biriktirebilmek isterim. Fotoğraflar çekip çocuğuma anılar bırakmak isterim. Dinlenmek için bile vaktimiz yok
Mutfağa 15 günde bir sebze, meyve giriyor. Bir ay içerisinde çocuk 3-4 defa isterse ben bir defa alabiliyorum istediğini. Kıyma alıyorum çocuk için, eşimle biz etli yemek yemiyoruz, çünkü yetişmiyor.
Neden hiçbir şey alamıyor, giyinemiyoruz? Ben neden bayramda güzel şeyler alıp giyinemiyorum? Atölyedeki parçalardan kendime tişört diktim bayramda giyinebilmek için.

MEMLEKETLERİMİZE DAHİ GİDEMEZ OLDUK

Bursa’da gıda fabrikasında çalışan bir kadın işçi:

Çalışan kadınların tatil yapması hayal, hele hizmet sektöründe çalışıyorsan bayramda izin dahi kullanamıyorsun. İnsanları öyle bir duruma getirdiler ki kendi memleketlerine gitmeyi bile tatil ya da lüks bir hayat sanıyorlar. Öyle bir duruma geldik ki emeğimizin karşılığı olan ücreti elimize alamaz olduk. Bizleri kredilere, faizlere köle yaptılar. Memleketim Giresun’a otobüsle gidiş parası 500 lira, memleketlerimize dahi gidemez olduk maalesef…

TATİL İÇİN HEM ÖNERİ HEM UYARI
Tatil yapmak için gereken maddi kaynaklara sahip olmamak, öğrencileri tatil yapma konusunda fedakârlık yapmaya zorluyor.
Bir öğrenci olarak tatil için fedakârlık yaptığım en büyük şey sosyal hayatım. Temel ihtiyaçlarımı karşılayarak yaşamak, tatil yapmak için para biriktirebilmemin tek yolu. Yine de tatil yaparken tatilin büyüsüne kapılmak yerine, hesapları dengelemek ve günlük hayatın gereksinimlerine odaklanmak zorunda kalıyorum. Yani, tatil yaparken de sadece temel ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum. Seyahat ederken en büyük bütçeyi konaklama için ayırmak gerekiyor ama tatil yapmak isteyen arkadaşlara çok güzel bir uygulama önerim var: Couchsurfing. Seyahat etmek isteyenler, Couchsurfing üzerinden yerel ev sahipleriyle iletişim kurarak ücretsiz bir şekilde evlerinde misafir olabiliyor. Profil incelemesi, referanslar ve güvenliği de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bunun dışında, verebileceğim en iyi tüyo gezerken sandviç, konserve gibi daha düşük ücretle alabileceğimiz, besin değeri yüksek gıdalar tüketmek. Hatta benim bir mottom var: “Everywhere is cheap when you eat sandwiches!” (Sandviç yediğinde her yer ucuzdur) 

Edanur ŞİRİN//Bursa



HAKLARIMIZ VAR: YILLIK İZİN HAKKIMIZ!
Av. Sevil ARACI

Yıllık izin hakkı yasalarda nasıl yer alıyor? Bu hakkımızı kullanırken bilmemiz gerekenler neler? Dilerseniz bu soruların yanıtlarına bakalım.
Yıllık izin hakkı, işçi hakları ve çalışma koşullarının düzenlenmesine bağlı olarak ortaya çıkmış, işçilerin örgütlü mücadelesinin sonucunda kazanılmış bir hak. Yasalarımızda yıllık izin Anayasal bir hak olup detayları ise 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir.
Anayasa’nın 50’nci maddesinde, “(…) Dinlenmek, çalışanların hakkıdır. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları Kanunla düzenlenir” şeklinde izin hakkı genel olarak tanımlanmıştır.
KAÇ GÜN İZİN?
4857 Sayılı İş Kanunu‘nda ise yıllık izin detayları düzenlenmiştir:
“Madde 53-İş yerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez. Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlara bu Kanun’un yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri uygulanmaz.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beşinci yıl dâhil) olanlara on dört günden,
b) Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara yirmi günden,
c) On beş yıl (on beşinci yıl dâhil) ve daha fazla olanlara yirmi altı günden, az olamaz. Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri dörder gün artırılarak uygulanır.
Ancak 18 ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.
Yıllık izin süreleri, iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.”
İŞVEREN YILLIK İZNİ BÖLEMEZ
İş Kanunu’nun 56’ncı maddesinde yıllık izinlerin ne şekilde kullanılabileceğine ilişkin detaylar yer alıyor.
■ Buna göre yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünemez. Yıllık iznin sürekli bir şekilde verilmesi zorunludur. Ancak, 53’üncü maddede öngörülen izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere bölümler hâlinde kullanılabilir.
■ İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez.
■ Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz.
■ Yıllık ücretli izinleri iş yerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır. İşveren, iş yerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır.
Anayasa’nın 50’nci ve İş Kanunu’nun 53’üncü maddeleri uyarınca kullanılmayan izinler hiçbir şekilde silinemez ve tamamı bir sonraki döneme aktarılır.
İş Kanunu 59’uncu maddesine göre “İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zaman aşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar.”


BİR RÜYANIN ÖTESİNDE: SOVYETLER’DE TATİL HAKKI
1936’da kabul edilen SSCB Anayasası ile işçilerin “tatil ve dinlenme hakkını” güvence altına almıştı. Dünyada 8 saatlik çalışma saati uygulamasını getiren ilk ülke olan SSCB, bu hakkı 7 saat çalışma sınırıyla iş başı yapan her işçiye tanıyor, bu hakkın süresi de yapılan işin zorluğuna ve tehlikesine göre belirleniyordu. Emek Yasası’nda bir çalışma yılı (11 ay) çalışan işçiler için net 28 ücretli yıllık izin günü hakkı tanınmaktaydı. Mesleklerin zorluk ve tehlike seviyelerine göre yapılan değerlendirmelerle bu süre 3 veya 7 gün arasında ek izin hakkı ilave de edilebiliyordu. Bu yıllık iznin en büyük özelliği de bildiğimiz anlamda, yurttaşlarına tatil yapma imkanlarını sağlamasıydı.
Sovyetlerin pek çok noktasında sanatoryum adı verilen sağlık öncelikli dinlenme merkezleri, işçilerin psikolojik ve fiziksel olarak kendilerini yenilemelerini ve böylece işbaşı yapmalarını amaçlıyordu. Fiziksel egzersizlerin sıkça yapıldığı merkezlerde çalışanlar kaldıkları süre boyunca doktorlar tarafından hazırlanan besleyici bir diyet programı uygulamaktaydı. İşçiler bu sağlık merkezlerinde termal sularda yüzebiliyor, detoks çamurlarla masaj yaptırabiliyorlardı.
Sovyetler’de çocuklar için daha farklı ve zengin tatil alternatifleri de mevcuttu. Piyonerler Birliği SSCB’de kitlesel bir çocuk örgütünün ismiydi. Çocuklar, belirlenen izcilik yöntemleri temelinde eğitiliyordu.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül Temmuz dergisi

İlgili haberler
Ağaçlar yapraklarını dökse de yine elbet yeşermiyo...

Bahçemizdeki ağaç mevsimler geçse de yapraklarını dökse de yine elbet yeşermiyor mu? Yeşeriyor.

Reçete ‘rasyonaliteye dönüş’ değil birlikte mücade...

Yeni asgari ücretin belirlenmesi, geçim derdi bir yana seçimden bu yana yıpranmışlığımızı, aramızda...

Aynalı modern camların ardındaki sömürü

Binanın aynalı camları, modern görünümünün arkasında sömürü gizli. Çay molası 10 dakika, yemek molas...