Sevgili Ekmek ve Gül okurları, hepinize merhaba.

Pandemi sürecinde birbirimizden uzak kaldığımız Balçova’da, 25 Kasım’da Narlıdere-Balçova Ekmek ve Gül Dayanışma Gruplarının çağrısıyla kahvaltıda bir araya gelmiştik. Sadece etkinliğe katılarak değil, müzik organizasyonunda da görev alarak bu etkinlikte yer almak bana büyük mutluluk vermişti. Sonrasında 8 Mart çalışmaları başladı. Kadın sağlık işçileri hastanede yapacakları etkinlik için 3 türkülük bir repertuvarla koro çalışması yapmak için destek istediğinde koşa koşa gittim yanlarına. Hastanede planlanan 8 Mart etkinliği polis ve hastane güvenliğinin engelleriyle karşılaşınca çok şaşırdım. Enstrümanlarla ve solistlerle desteğe gitmiştik. Türkülere de mi tahammül kalmamıştı diye düşündüm. Sendika temsilcilerinin ve sağlık emekçilerinin kararlı tavrına biz de alkışlarımızla güç verdik ve türkülerimizi söyleyip, halay çektik. Tüm sağlık emekçilerinin hakları ve hepimizin sağlık hakkı için yapılan 14 Mart grevlerinde de koştum hastane bahçesine. Ve gündemdeki nafaka hakkının gaspına ilişkin yapılan buluşmada da bir araya geldik. Bir mart sabahı gök adeta turuncu renkteydi. Bu uzun zamandır karanlık olan günlerin sonu, renkli güzel günlerin başlangıcı olur umarım diyerek gittiğim Newroz sonrasında ise geriye kalanlar güzel dostluk, arkadaşlıktı… Eğitim Sen üyesi öğretmenlerin ayrıştırmadan, halkla beraber, el ele omuz omuza halaya durmasının verdiği coşku tarifsizdi. Her ne yaptıysak bugüne kadar mücadelemiz insanca yaşamak içindi…

Fotoğraf: Ekmek ve Gül