Grev, direniş ve dayanışma: Barutçu Tekstil ı̇şçilerinin mücadelesi
Barutçu Tekstil işçisi kadınların grevinde öğrendi Emel mücadeleyi, dayanışmayı, kendini var etmeyi... Şimdi ise tüm işçi kadınlara sesleniyor: ‘Örgütlü olduğumuzda her şeyi başarabiliriz.’

Bursa’nın sanayi bölgelerinden birinde, 2022 yılında Barutçu Tekstil fabrikasının önünde kadın işçilerin sesi yankılanıyordu. Ücretlerini, haklarını ve insanca çalışma koşullarını talep eden kadınlar greve çıkmıştı. Kimi yıllardır aynı fabrikada çalışan, kimi daha yeni işe girmiş olan bu kadınları ortaklaştıran şey, emeklerinin karşılığını alamamanın, haksızlığa uğramanın getirdiği öfke ve dayanışmanın gücünü hissetmenin verdiği kararlılıktı.
Grev sürecine katılan işçi kadınlardan biriyle, mücadeleye nasıl dahil olduklarını, örgütlü mücadelenin hayatlarında nasıl bir dönüşüm yarattığını ve sonrasında neler yaptıklarını konuştuk. Onların sesi, sadece kendi hakları için değil; aynı zamanda tüm kadın işçiler için bir çağrı niteliğinde.

‘ÜRETEN BİZİZ, DEĞİŞTİRECEK OLAN DA BİZİZ’
Emel, grevin ona kazandırdıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Üretenler ve artı değer yaratanlar biziz. Gücümüzü bir araya getirdiğimizde çalışma koşullarımızı; ekonomik ve bireysel anlamda şartları değiştirebildiğimizi gördük. Bu direnişte örgütlü hareket etmenin işçilere büyük kazanımlar sağladığını öğrendim.”
Grev sadece fabrikadaki haklarını kazanma mücadelesi değil, aynı zamanda işçi kadınların toplumdaki yerini de sorguladıkları bir süreç olmuştu. Emel, bu mücadelenin kendisi için bir zorunluluk haline geldiğini vurguluyor: “İşçiler, kendilerine dayatılanları kabul etmek yerine, şartları kendi lehlerine çevirebilmek için örgütlenmeli ve bu mücadeleyi kalıcı hale getirmeli. Mücadele devam ettikçe kazanımlar da kalıcı olur.”
Grev sonrası sendikada örgütlenme uzmanı olarak görev alan Emel, işçi kahvelerinde ve sanayi bölgelerinde deneyimlerini paylaşarak diğer işçileri örgütlü mücadeleye çağırdı: “Bana verilen bu görevi, yaşadıklarımı anlatarak ve işçileri bilinçlendirerek yerine getiriyorum.”
KENDİNİ VAR ETMENİN YOLU
Mücadelenin işçi kadınlar için sadece ekonomik değil, toplumsal anlamda da büyük bir değişim yarattığını anlatıyor Emel: “Kimliksel, bedensel ve düşünsel açıdan büyük bir aydınlanma yaşadım. Kadınların da eşit yurttaş olduğunu, toplumda bir birey olarak var olması gerektiğini öğrendim. İş yerinde erkeklerle aynı işi yapıyoruz ama aldığımız ücretler eşit değil. Kadınların işletmede kendilerini var edebilmesinin yolu, örgütlü mücadeleden geçiyor.”
Ancak işçi kadınlar, bu süreçte sadece patronlara değil, çevresel baskılara da direnmek zorunda kalıyor. Emel, bu baskıları şöyle anlatıyor: “‘Sen kadınsın, patron ve vekillere karşı nasıl direnebilirsin?’, ‘Senin direniş çadırlarında ne işin var?’, ‘Kadın başına tacize ve takibe uğrayabilirsin’ diyenler oldu. Ama ben üretenin biz olduğumuzu, emeğimizi sömüren sisteme karşı ancak örgütlü mücadeleyle kazanım elde edebileceğimizi anlatarak bu söylemlerin karşısında durdum. Direnişimiz kazanımla sonuçlanınca onlar da anladı: Örgütlü olduğumuzda her şeyi başarabiliriz.”
‘İŞÇİ KADINLAR KORKULARINI AŞMALI’
Emel, elde edilen ekonomik kazanımların kalıcı olabilmesi için mücadelenin politik bir zemine oturtulması gerektiğini söylüyor: “Sınıfın örgütlü gücünü, sınıf adına politika geliştiren bir siyasi partiyle birleştirmek gerekiyor.”
Son olarak, Antep işçilerinin mücadelesine dikkat çekiyor: “Antep işçisi, yıllardır örgütsüz olmasına rağmen fabrikalar arasında kolektif hareket edebilme kabiliyetine sahip. Örgütlü işçi hareketini politikleştirmek, sınıf mücadelesini büyütmek için çok önemli.”
Emel’in sözleri, sadece Barutçu Tekstil işçileri için değil, tüm işçi kadınlar için bir çağrı niteliğinde: “İşçi kadınlar korkularını aşmalı, bir araya gelmeli ve mücadeleye sahip çıkmalı. Asıl emekçi kadınların bizler olduğumuzu göstermek için fabrikalarda, işletmelerde, sokaklarda yaşadığımız sömürüyü ve baskıyı birbirimizle paylaşmalı ve alanları doldurmalıyız.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Kol kırılsın yen içinde kalsın, kimse de bilmesin!

Yargı Reformu Strateji Belgesi açıklanırken Cumhurbaşkanı kendi ağzıyla ilan etti boşanmalarda arabu...

Ayda bir gün de olsa bir mola

‘İlaç gibi gelmişti bize bu buluşmalar. Bir sonraki buluşmayı iple çekiyoruz hepimiz. Daha nice kita...

Öğrenci kantine gidemiyor, öğretmen yemeğini evden...

Çalıştığım okulda çocuklar bir çikolata alabilmek için paralarını birleştirirken biz öğretmenler yem...