5510 sayılı Kanun’un 14. maddesi, “Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir” der.
Meslek hastalığı konusunda ülkemizde yapılan çok araştırma yok. Biraz internetten araştırınca üniversite, meslek örgütü, sendikaların sitelerinde bu konuyla ilgili yazılar var ama araştırmalar genel olarak Amerika ve Kanada’dan.
Birçok meslek hastalığının ölçülememe ya da görünmeyen riskler dediğimiz sorunlardan dolayı meslek hastalığı olarak görülmemesi, işyeri hekimlerinin patronlardan korkması nedeniyle meslek hastalığı tanımlamalarından çekinmesi, hastanede doktorların oluşan hastalıklara işyerindeki çalışma koşullarının kaynaklık ettiğini görememesi ve incelememesi gibi birçok sorun var. Tabii bu, sadece işin bir yönü. Devletin meslek hastalıklarını İş Kanunu çerçevesinde düzenleyişi, bu hastalıkların ortaya çıkmasını engelleyen bir durum. “Ülkemizde meslek hastalığı ile ilgili kaç tane hastane var” diye merak ettiğimizde karşımıza çıkan tablo da devletin bu konuya bakış açısını gösteriyor: Sadece 3 tane! Onlar da İstanbul, Ankara ve Zonguldak’ta.
Şimdi benim bu kadar şeyi niye anlattığımı merak ediyorsunuz tabii. Sincan’da metal fabrikalarında çalışan kadınların yaşadığı hastalıkları anlatalım biraz da sizlere...
‘BU İŞ YERİNDE TANIMLI MESLEK HASTALIĞI YOK!’
Genel algı kadınların, erkeklerden daha az tehlikeli işlerde çalıştıkları için meslek hastalıklarına yakalanmadığı yönünde. Ama görüştüğümüz metal işçisi kadınlar kadınların anlattıklarına göre durum hiç de öyle değil. Kadın işçilerin üzerindeki iş yükünün sadece fabrikalarda yaptıkları işlerle sınırlı olmaması, bir de evdeki ev işlerini sırtlanmaları, daha az uyku, daha çok koşuşturma içerisinde olmaları gibi nedenlerle kadın işçiler birçok hastalığı daha erken karşılıyor...
Adına ‘meslek hastalığı’ denmeyen, ama aslında yaptığı iş nedeniyle hastalanan metal işçisi kadınlarla tanıştırmak istiyorum sizi.
14 yıldır metal işkolunda çalışan Gülcan onlardan biri. Bacağındaki varislerden şikayetçi olan Gülcan, 14 yıldır 3’lü vardiya sistemiyle çalışıyor, üstelik de ayakta. Yaptığı işi 8 saniyede tamamlaması gerekiyor. Epey hızlı çalışıyor anladığınız üzere.
Yaklaşık 6 yıldır bacağındaki varislerin tedavisiyle uğraşıyor. Spor yapıyor, ilaç kullanıyor. Bir kere ameliyat olmuş, fakat ayakta çalıştığı için sürekli tekrar ediyor hastalığı. Ama işyeri bunu bir meslek hastalığı olarak tanımlamıyor. Normalde çalıştığı yerin değişmesi gerekiyor. Ama bu yapılmıyor. Üstüne işyeri hekimi, “Bu işletmede tanımlı meslek hastalığı yok” diyor.
Gülcan, doktorun verdiği egzersizleri, çalışırken yapmaya çalışıyor ve arada amiri tarafından azarlanıyor “Ne bekliyorsun” diye. O artık çok takmıyor bu azarlamaları, “Sağlığımdan daha önemli değil, geçmiş yıllarımı bana bunlar mı verecek!” diyor.
MONTAJ TABANCASI TUTMAKTAN SİNİRLERİ SIKIŞTI
Deniz ise 5 yıldır metal işçisi. Montaj tabancası tutmaktan el bileklerinde sinir sıkışması olduğunu söylüyor. İşyeri hekimi “Çok zorlamışsın” diyor. Bir ara bileklerini alçıya almışlar, “Hareket etmesin” diye. Dinlenmeden ya da en ilerisi ameliyat olmadan geçmiyor. Şu an yerini değiştirmişler ama işyerinde bu bir meslek hastalığı olarak görülmüyor. Üstelik işyerinde bu tarz yerlerde çalışan tüm kadınlarda bu hastalık görülmesine rağmen.
BİRÇOK KİŞİ AYNI HASTALIĞI YAŞIYOR
Feyza 4 yıldır metalde. İki çocuk annesi Feyza’nın boyun, sırt ve belinde sürekli eğilerek çalışmaktan kaynaklı fıtık oluşmuş durumda. Yılda 2 kere fizik tedavi görüyor. Onunla çalışan bütün kadınlarda bu hastalığın görüldüğünü söyleyen Feyza, “Sağlığımız iyice bozuldu” diyor. Hastalığının işyerinden kaynaklı olduğunu biliyor. Hastaneye ilk gittiğinde çalıştığı yerin adını söyleyince doktorun hastalığını hemen anladığını belirterek, “Birçok kişi aynı hastalıktan oraya gitmiş. Yani bunlar meslek hastalıkları işte ama ya önemsenmiyoruz ya da herkes patronun adamı olmuş” diye konuşuyor.
FİZİK TEDAVİ GÖRMEYEN KADIN YOK
Konuştuğumuz kadın işçiler gece vardiyası ve ev işlerinden kaynaklı olarak yeterince dinlenemediklerini, bu nedenle rahatsızlıklarının daha hızlı ilerlediğini belirtiyor. Çalıştıkları işyerinde nerdeyse fizik tedavi görmeyen kadın kalmadığını; hepsinde bel, boyun, sırt ağrıları olduğunu, eklem yerlerinde sinir sıkışması, menisküs, varis, fıtık olduğunu anlatıyorlar. Sürekli aynı uzvun (el, omuz) kullanıldığı yerlerde iltihaplanmalar, kronik baş ağrısı, sürekli ışık olan yerde çalışmaktan gözlerde bozulmalar, boyun düzleşmesi gibi hastalıklar sık görülüyor.
İlgili haberler
Dosya: 1 Mayıs’a Giderken Kadınlar ve Çalışma Yaşa...
Türkiye’de meslek hastalıkları deyince durum özetle böyle! Tespit edilebilen meslek hastalıkları buz...
Çalışan kadınların karşılaştığı ‘görünmez’ riskler...
Temizlik, hasta-yaşlı bakımı, hizmet sektörü gibi alanlarda çalışan kadınlar meslek hastalıklarını e...
Meslek hastalıkları, patron ve mahkemeye karşı Ayş...
Katlanması güç bedensel ağrılar kadar, sakat bırakan çalışma koşullarını hazırlayanlar değil; kendis...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.