Çözüm belli, inanç zayıf ama vazgeçecek miyiz?
‘Ek zam talep ettik diye aylardır yönetim adeta ‘ava’ çıktı, bu iş kimin başının altından çıktı diye.’

Yaklaşık 6 yıldır bir metal fabrikasında çalışıyorum. Evliyim, iki çocuğumla birlikte gecekonduda yaşıyoruz. Yıllardır karı koca üç vardiya çalışıyoruz ama evimize doğal gaz bile döşeyemiyoruz.

Evimiz kışları çok soğuk oluyor. İşe giderken sıcak bir evden çıkmak nasıl bir duygu bilmem. Artan kira fiyatları yüzünden başka eve de çıkamıyoruz. İş yerinde de koşullarımız pek farklı değil. Normalde asgari ücretin üstünde çalışıyoruz ama bu şartlarda 20 bin liranın altında çalışmak yetmiyor. Ek zam talep ettik fakat tehdit ve bakısıyla işçileri susturdular. Bizim fabrikaya İŞKUR üzerinden çok eleman alınıyor. Alınan işçileri en az 6 ay sigortasız ve asgari ücretin altında çalıştırıyorlar. İşçiler ‘belki kadrolu oluruz’ diyerek bu koşullara ses çıkartmıyor. Ama 6 ayını dolduranlardan sadece 1 kişiyi kadroya alıyorlar. Onu da ya içeride ilişkisi olan ya da sendikaya yakın birisini seçiyorlar. Onun dışında herkes işten atılıyor. Yakın zamanda direnişe çıkan Mata işçileri işten atılmıştı. En çok onlar bu fabrikaya geliyor. Erkek işçiler duruyor ama kadınların hiçbiri bu koşullarda çalışamıyor. Eskiden böyle bir şey yoktu çalıştığımız fabrika kısmen güvenceli sayılırdı. Ama şimdi işten çıkartılmanın çok kolay olduğu bir hal aldı. Bütün amirlerle iyi geçinmek, onlar ne derse yapmak zorundayız. Ek zam talep ettik diye aylardır yönetim adeta “ava” çıktı, bu iş kimin başının altından çıktı diye.

En çok kadın işçiler baskı altında. İki kişi yan yana geldiği an hemen uyarılar yapılıyor, tutanak tutuluyor. Üç tutanağın varsa kesinlikle savunma istemeden işten çıkarılıyorsun. Temsilcimize söylediğimizde “Siz de hata yapmayın” diyor. Sendikamız güçlü bir sendika olmasına rağmen hep patronun dediği oluyor. Sözleşme dönemlerinde bile doğru dürüst bilgilendirilmiyoruz. Ama bir şey fark ediyorum, baskı arttıkça işçiler daha fazla öfkeleniyor ve bir şeyler yapmak istiyor. “Zaten geçinemiyoruz, artık ne kaybedebiliriz ki” diyorlar. Bu kadar çok çalışıp, çocuğunun istediğini bile yerine getiremeyince insanın onuru da sarsılıyor.

Ailemle korkunç bir evde yaşıyorum ama sırtımdan zengin olan patronumu düşünüyorum. Onca yıl çalışıp en doğal hakkım olan “barınma” sorunumu bile çözemiyorum. Bir süre sonra insan kendini de sorguluyor ‘ben niye yetersizim? Daha ne yapabilirim?’ diye. Aslında en büyük eksikliğimiz, biz işçilerin birlik olmaması. Birlik olsak birçok şeyi değiştiririz. Arkadaşlarımızla konuşurken “Bu defa kime güveneceğiz” diyorlar ve haklılar. Sendikaya da güven yok çünkü. Peki biz ne yapacağız? Ne dersem diyeyim çözüm belli ama inanç zayıf.

Görsel: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Kadın işçiler Türk Metal’e sesleniyor: ‘TİS görüşm...

Salcomp Xiaomi fabrikasında TİS sürecindeyiz. Türk Metal’e sesleniyoruz: Biz işçilerin taleplerine k...

Metal işçisi kadınlar MESS’te var olmak istiyor: B...

Binlerce metal işçisi kadını ilgilendiren MESS’te kadın işçilerin süt izninden, kreş hakkına, işyeri...

Türk Metal’e soruyoruz: Bu 1 Mayıs’ta ne yapacaksı...

Salcomp işçileri: 1 Mayıs seçim dolayısıyla da önemli ve bütün işçilerin birlik beraberlik içerisind...