Çok izlenen kanalların birinde; bir yarışma programına gözüm takıldı. Bir grup okul öncesi yaş çocuğu ve yarışmacı olarak da ünlüler (tam ne iş yaptıklarını bilmediğim futbolcu, şarkıcı, iş insanı ya da manken) arasında eğlence-yarışma tadında bir program. Sunucu çocuklarla gayet güzel bir iletişim dili kullanıyor ve çocukları soracağı sorulara hazırlamak için sohbet ediyor. Yarışmacılardan, çocuklara soracağı sorulara ne cevap vereceklerini tahmin etmelerini istiyor. Kısaca yarışma bu...
Yazma nedenim yarışmayı anlatmak değil tabi ki.
Sunucu; küçük kız çocuğunu soruya hazırlamak için soruyor: “Sence develer pantolon giyer mi” diye. Çocuk da “Hayır develer pantolon giymez ama sadece erkekler giyer” diye cevap veriyor. Gayet sevimli bir şekilde verilen bu cevap bana, 3 ya da 4 yaşında bir çocuğun, cinsiyetlere toplumsal olarak yüklenen bu rolleri böyle ifade etmesi bana cinsel eğitimin ne kadar önemli bir olduğunu bir kere daha düşündürdü.
Üç yaşından önce cinsiyet algısının gelişmediği farklı kuramcılar tarafından kabul edilir. Ancak bu yaşa kadar çocuklar anne babalarını, yakın çevrelerini gözler, rol model alır. Televizyon dizileri, çizgi filmler, çocuk hikaye ve masallarının, eğitim kurumlarının, çocukların eğitiminde, bakımında görev alan diğer insanların da çocuk üzerinde etkileri düşünüldüğünde cinsel gelişime paralel sağlıklı bir cinsel eğitimin önemi, buna karşın zorluğu ortaya çıkmaktadır.
Kadın mücadelesi şiddete, istismara, her türlü cinsiyet ayrımcılığına karşı sürerken, bu mücadelenin bir yanını da cinsiyetler arası eşitsizliği üreten, geliştiren, pekiştiren TV programları, eğitim müfredatları ve yasalarla mücadele oluşturuyor. Mücadele bu iki yan birleştirildiği oranda başarıya ulaşacaktır. Başta Eğitim Sen olmak üzere emek örgütlerinin, bu konuda üstlerine düşen sorumluluğu yerine getireceği inancı ile çocuklarımıza güzel bir dünya kurana kadar mücadeleye devam.