Eğitimin niteliğinin düştüğü, kamusal eğitimin neredeyse bittiği, MESEM adı altında çocuk işçiliğin devlet eliyle meşrulaştırıldığı, öğrencilerin okulda aç gezdikleri, eğitimcilerin ekonomik sorunlarla boğuştuğu bir dönemde sorunlara çözüm bulmak yerine Milli Eğitim Bakanlığı müfredat ve eğitim süreleri alanında değişiklik yapmaya hazırlanıyor. Zorunlu eğitimin kısaltılması tartışma konusu. Lise öğretiminin iki yıl olması ve açık liselere özendirme en çok karşılaştığımız sorunlar. Aslında bu süreç muhataplarının görüşleri sorulmadan, eğitim sendikaları, öğrenci, veli dernekleri ve bilimsel gerçekler yok sayılarak tartışılıyor. Oysa bu değişiklikleri deneyimleyecek olan öğrencilerin, eğitimcilerin ve velilerin bu konuda ne düşündüğü önemli.
‘Bizim çocukların hakkını yiyecekler’
Meslek lisesinde veliler ile eğitim süresinin kısaltılması üzerine konuşma fırsatı bulduk. Bir velinin bu konuda görüşleri şöyle: “Ben erkenden evlendim, kocam da küçüktü, doğru düzgün işi yoktu. Kızım okusun istiyorum. MESEM diyorlar ya ‘Hem okuyup hem çalışacağım’ diyor çocuk. O daha çocuk, ne çalışması.” Bir başka veli de çocuğunu zorluklarla büyüttüğünü söyleyerek çocukların yaşadığı eşitsizliğe dikkat çekiyor: “Bizim çocukların haklarını yiyecekler. İki yıl nedir! Zaten üniversite sınavında eşitsiz şartlarda yarışıyor çocuklar. 12. sınıfta yaşıtları ders çalışıyor, meslek lisesindekiler stajda. Sonra da bu çocuklardan sınav kazanmaları bekleniyor. İki yılda üniversite nasıl kazanılacak?”
Yönetenler tehlikeli sularda yüzüyor
Kadınlar kız çocukları açısından eğitim süresinin kısaltılmasının erken evlenmelerine yol açacağını ifade ediyor. Öğretmen olan bir başka veli her şeyden kısıp çocuğunu özel okula verdiğini söylüyor: “İnanın ona da güç yetmiyor. Oradan buradan kısıyorum.” Eğitim süresinin kısaltılması tartışmasına ise şu sözlerle tepki gösteriyor: “Üniversiteye herkes giremiyor. Bu gençler sokaklarda boş boş gezip ne olacak sonra? Çetelere, başka işlere bulaşıyorlar. Çok tehlikeli sularda yüzüyor bu karar vericiler.”
Bize ‘Haydi çocuklar işe, oradan da kocaya’ diyorlar
Eğitim süresine ilişkin tartışmaları öğretmen arkadaşlarımızla da konuşuyoruz. Meslek lisesindekilerin üniversite okuyamadığını düşünen, “Bari vaktinde iş bulur” diyen eğitimciler de var. Ancak birçok eğitimci, eğitimin bir meslek kazandırmanın ötesinde çocukların gelişimleri açısından önemli olduğunu vurguluyorlar. Bir öğretmen arkadaşımızın bu konuda sözleri şöyle: “Sömürü çarklarını küçük yaşta eğip bükecekleri, itaatkar gençler üstünden sürdürmek istiyorlar.” Bir başka eğitimci de “Çocukların tam kendilerini gerçekleştirmek için beceriler geliştirdikleri bir dönemde eğitim yerine fabrikalara, atölyelere, güzellik merkezlerine ucuz işgücü olarak gitsinler diye okul sürelerini kısaltmak istiyorlar” diyor.
Bu değişimden asıl etkilenecek olan ise çocuklar. Kız öğrencilerin bir kısmı “ne iyi daha az ders” derken bir kısmı da “Biz iki yılda ne öğreneceğiz?” diyor. Bir öğrencinin sözleri şöyle: “Bize ‘Haydi çocuklar işe, oradan da kocaya’ demek istiyorlar. Kesinlikle karşıyız sürenin kısaltılmasına. Biz okulda sadece eğitim almıyoruz, ayrıca sosyalleşiyoruz. Süre ile uğraşacaklarına spor, müzik, sanat etkinlikleri yapacağımız alanlar yapsınlar.”
Fotoğraf: DHA
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















