Çocuğunuz için pratik beslenme tarifleri: Bir gün salçalı, bir gün yoğurtlu makarna
‘İnternetten pratik tarif bulayım derken ütopik bir dünyaya düşmüş gibi hissettim. Kuzu incikler, ilik suları, köfteler, kıymalar...’

Artık yemek yapmak ve tarif bulmak çok kolaylaştı. Giriyorsun internete, aratıyorsun. Hop, yüzlerce yemek tarifi karşında. Sağ olsun influencerların bir kısmı da yemek tarifleri ile ünlü oluyor. Böyle olunca yemek kitabı aç, malzemeye göre bak, yemek tarifini bul, tek tek oku gibi dertler kalmadı. Açıyorsun telefon ekranını. Videosu var, yazılı hali var, hatta kısaltılmış hali var. Bir de evde olan malzemelere göre yemek tarifi veren siteler var. Açıp bakıyorsun dolaba neler var diye, ekliyorsun siteye. Menü hazır.

Böyle kolaylıklar varken beslenme çantası için önerilere bir bakayım dedim. Bir de artık çoğu yemek tarifi pratik oluyor ya. Şipşak yap, çantaya at, çocuk okulda yesin. Bildiğim birkaç influencer hesabına baktım. En pratik şey tosttur diye düşündüm. Sayfada aşağı doğru iniyorum, bir yandan da görselde tost gördüysem tıklıyorum. İlk tarifte tam buğday ekmeğinin içine peynir, domates, salatalık, marul koyulmuş. Evde beyaz ekmek var, domates ve salatalığın mevsimi geçti, peynir de köyden gelecekti. Onu koysam peynirli tost olur. “E, bunu ben de yapıyordum” diye geçiriyorum içimden.

İŞTE ARADIĞIM!

Tostta yüzüm gülmeyince görseller arasında geziyorum. Haftalık beslenme çantası önerisi vermiş biri. Aha! Aradığım şey bu! Böylelikle her gün ne yapacağım derdi de kalmaz.

Pazartesi kıymalı makarna var. Kıyma en son ne zaman yedik hatırlayamadım ama ben onu salçalı yaparım, içine de biraz sebze koyarım. Aynısı sayılır.

Salı günü kuzu incikli nohut ve ilik sulu pilav var. Nohut ve pilavı yapmak kolay. Neredeyse haftada üç gün yediğimiz şey. Ama kuzu inciğini daha aklımdan geçirirken cüzdanımdan paralar uçtu gitti. İlik suyunun kavanozlanmış hali arada marketlerde indirime giriyor. Pek tadı tuzu yok da bulursam onu koyarım artık.

Çarşamba ilik sulu mantı ve yoğurt var. Yoğurdu haftalık yapmaya çalışıyorum param süte yeterse. Mantıyı da marketten alırım, dondurulmuş olanlardan. İlik suyu da nasip kısmet artık. Hoş market mantılarının içinde de soya mıdır, kıyma mıdır ne olduğu belirsiz.

Perşembe menüsünde de ilik suyu var. Çocuğa haftada üç gün ilik suyu alıp içirebilsem hastalık mastalık kalmaz da... İlik sulu ekşili köfte ve havuç salatası var. Tamam havuç salatasını yaparım. Yanına da ekmek, yoğurt falan koyarım. Ekşili köfteyi de ikramiye yattığında kıyma alabilirsem bir akşam yemeğine yaparım artık.

Neyse ki cuma günü yeşil fasulye ve cacık varmış. Ben yazın alamadım yeşil fasulyeyi, şimdi nasıl alayım? “Cuma günü de evde ne kaldıysa onu götürüversin bari” dedim kendi kendime.

ALTERNATİFİ KENDİNDEN BETER

Tam sayfayı kaydırırken açıklama kısmına ilişti gözüm. Hani “bu yoksa, şunu koyun” diye bir alternatif sunmuşlardır bize. Yemekler öğlene kadar bekleyeceği için çelik termos almışlar. Tabi sağlıklı bir şey sonuçta ama termosun tanesi benim günlük yevmiye kadar olunca plastik kaplara koyup yolluyorum mecbur. “Yemeğin yanına meyve suyu koymayın, yemeğin yanında içecek zararlı” diyor. Zaten pazardan bir iki meyveyi ancak alıyorum, onun da suyunu sıkmak yerine yediriyorum. Marketten meyve suyu da almıyorum. Toptan alsan bile çok uyguna gelmiyor artık. “Okul izin veriyorsa kuruyemiş koyun” demiş. Kuruyemişi kim buldu da biz beslenmeye koyalım? En son uyarıda da “Çocuklar asla soya içeren ürünler tüketmesin” deniliyor. Benim market mantısı da yalan oluyor böylece. Yerine bir tost daha yaparım olur biter.

HANGİ DÜNYADA YAŞIYORUZ?

İnternetten pratik tarif bulayım derken ütopik bir dünyaya düşmüş gibi hissettim. Kuzu incikler, ilik suları, köfteler, kıymalar... Ben de isterim bunların beslenme düzenimizde olmasını. Ama gerçeklik böyle değil. Her gün gelen zamlarla, iktidarın ekonomi politikaları ile değil çocuğun beslenme çantasını sağlıklı yiyecekle doldurmak; evde düzgün şekilde karnını doyuramıyoruz. Kendimizden kısıp onlara vermeye çalışsak da yeterli değil. Çünkü maaş daha yattığı gibi gidiyor. Her gün bir şeye zam geliyor. E şimdi okullar açıldı, alınması gerekenler bitmiyor. Bir ay geçti hala eksiği var okul malzemelerinde. Değil market, pazar bile ateş pahası.

Peki bu tarifleri hazırlayanlar nerede yaşıyor? Kendi kurdukları ütopyada mı? Yoksa gerçek hayatları mı böyle?

PATOS TOKLUĞU

Hoş, menünün altına not düşmüş kadın: “Bir gün önceden hazırladığım yemeği sabah ısıtıp koyuyorum termosa” diyor. Ben daha günün menüsünü yapamıyorum, öğün atlıyorum ki yemek malzemesi eksilmesin. Onların pratikleri ile uyuşmuyor bizim hayatlarımız, eyvallah. Ama para kazandıkları takipçilerin çoğunluğu benim gibi yaşamıyor mu? Biz de isteriz proteini, karbonhidratı, yağı, vitamini tam olsun ki bir gelişim problemi yaşamasın çocuk. Tok hissetsin çocuk diye ekmeğin arasına patates kızartması koyuyorum mecbur.

Anlayacağınız benim pratik yemek tarifleri bulma merakım, yaşadığım hayatı bir kere daha çarptı yüzüme. Dayanamadım, hıncımı bir yerden almam lazımdı. Hemen yorum yazdım. “Biz daha bunları kendimiz yiyemiyoruz” diye. Ama yetmedi bu bana. Yarın çocuğun öğle yemeğini götürünce bizim sınıftaki diğer velilere anlatayım da biraz gülelim. Biz de haftalık menü yaparız bundan sonra. Bir gün yoğurtlu makarna, bir gün salçalı…

Fotoğraflar: Freepik

İlgili haberler
Erdoğan’ın ‘şifa tarifi’, bizim kuru ekmeğimiz…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halka 4020 liralık ‘şifa tabağı’ önerdi önermesine de değil 4020 lirayı, ka...

Fabrikadan muhteşem yemekler sunar: Açın kulakları...

HT Solar işçileri toplaşıp Ekmek ve Gül’e yazdı. Fabrikada eksilen yemekler, önlerine gelen ilginç y...

İki yıldır büyüyen mücadele: Bir Öğün Ücretsiz Sağ...

İstanbul'da küçükçekmece ve Esenyalı'da, Kocaeli'de Tavaşantepe'de okullarda çocukların bir öğün ücr...