Cinsiyetçilik: AKP’nin olağan hali
Yeni eğitim öğretim yılı başlamasına çok az bir zaman kala hafızalarımızda henüz taze olan bazı olaylarla birlikte çocukların nasıl tehditlerle karşı karşıya kaldığını, neler yaşadığını hatırlayalım.

Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılığı, yaşamın her alanında ciddi boyutlarda artarak devam ediyor. Özellikle son yıllarda eğitimde yaşanan dönüşüm, zaten çok da matah olmayan eğitim müfredatının daha fazla cinsiyetçi ve bilimsellikten uzak düzenlemelerle yeniden yapılandırılması, laik eğitime yönelik saldırılar, kadın ve kız çocukları aleyhine yasal düzenlemeler, çocuklara yönelik artan istismara karşın doğru politikalar üretilmeyişi ve yasal düzenlemelerin yapılmayışı ile birlikte ülke, kadın ve çocukların mutlu ve güvende yaşayacağı bir yer olmaktan gittikçe uzaklaşmakta.
Yeni eğitim öğretim yılı başlamasına çok az bir zaman kala hafızalarımızda henüz taze olan bazı olaylarla birlikte çocukların nasıl tehditlerle karşı karşıya kaldığını, neler yaşadığını hatırlayalım...
Geçtiğimiz yıl AKP’nin Meclise sunduğu tecavüze uğrayan çocuğun tecavüzcüyle evlendirilmesi durumunda cezasının ertelenmesini kapsayan yasa tasarısı, kendi tabanı da dahil toplumun geniş bir kesiminde büyük tepki yarattı. Özellikle kadın örgütlerinin tepkisi sonucu AKP, yasa tasarısını geri çekmek zorunda kaldı. Fakat ardından yaptığı düzenlemeyle 12 yaşından büyük çocuklarda ‘rıza’ aranması şartı getirdi. Yani artık 12 yaş üstü çocuk ‘rıza’ gösterebilecek olgunlukta yetişkin kabul ediliyor.



HER YANDA ÇOCUK ÇIĞLIKLARI
2016 yılında Ensar Vakfı’nda 45 erkek çocuğun cinsel istismara uğramasından sonra, Adıyaman’da 30 öğrencinin cinsel istismara uğraması ile çocuk istismarının geldiği
boyut ortaya çıktı. Kasım 2016’da Adana’nın Aladağ ilçesinde bulunan kız öğrenci yurdunda meydana gelen yangında 11’i öğrenci olmak üzere toplam 12 kişi hayatını kaybetti. Mardin’in Derik ilçesine bağlı Göktaş köyünde bulunan ilköğretim okulunda 35 çocuk cinsel istismara uğradı. Okul hademesi Ş.Y.’nin yaşları 6 ila 12 arasında olan kız çocuklarına cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıktı. Batman’da bir imam hatip lisesinde yaşanan cinsel istismar, aynı okulda okuyan bir öğrencinin, intihar girişiminde bulunması üzerine aldığı psikolojik destek sırasında, kendisi gibi dört çocuğun daha istismara maruz kaldığını söylemesiyle ortaya çıktı. Ankara Haymana’da lise müdürü S.K. erkek öğrencilere cinsel istismarda bulundu. İstismara ilişkin 100’e yakın öğrenci BİMER’e başvurdu. İzmir Bayraklı’da 6 çocuk, ilkokulun müdürü Adil Ş. tarafından istismara uğradı. Olay çocukların öğretmenlerinin yaşananların farkına varması ile ortaya çıktı. Aydın’da lise öğrencisi 17 yaşındaki bir çocuk 3 yıl boyunca 200 erkeğin sistematik olarak cinsel istismarına uğradı. Kadın örgütlerinin yaptığı istatistikler ve mahkemelere yansıyan olaylar, 2017 yılının ilk beş ayında 182 çocuğun cinsel istismara uğradığını ortaya koyuyor.



440 BİN ÇOCUK DOĞUM YAPTI
Türkiye’de AKP’nin iktidarda olduğu 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı.15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçti. Tüm bu verilere karşın hükümet, çocuklara yönelik istismarı önleyecek tedbirleri almadı. Bu da yetmezmiş gibi geçtiğimiz ay Milli Eğitim Bakanlığı, Ensar ve Birlik Vakfı ile süresi 5 yıl olan bir protokol imzaladı.

MEB CİNSİYETÇİLİĞİN ARACISI
Karma eğitime yönelik müdahaleler, eğitimin dinselleşmesi ve çocukların geleneksel
rol kalıpları ile yetiştirilmesine yönelik müfredatlar da cinsiyet eşitsizliğini artırırken yanlış politikalar ve söylemler, çocuklara yönelik cinsel istismarın önünü açıyor.
Geleneksel kadınlık rollerini dini kurallar ile meşrulaştırmaya çalışan MEB, eğitimin
en önemli unsuru olan ders kitaplarıyla, aile yaşamını kutsayan ve kadını yok sayan
politikalarla kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerini meşrulaştırıyor. Eğitimde
cinsiyetçi ifadelerin yaygınlaştığı eleştirilerinin yoğunlaştığı bir dönemde Milli Eğitim
Bakanlığı bu ve benzeri kitapların öğrencilere ulaştırılmasına aracı oluyor.



KIZ ÇOCUKLARINA İTAAT ÖĞRETİLİYOR
Kitapları incelediğimizde ise neresinden tutsak elimizde kalıyor, hangisine itiraz edeceğimizi şaşırıyoruz bazen. Örneğin; 2015-16 döneminde karşımıza çıkan bir hikayede başı örtülü anne tavşan “Aman kızım, babana, kocana karşı gelme” şeklinde konuşurken, başka bir kitapta “Kadın kocasına köle olmalıdır, kurban olmalıdır, olmazsa dayağı hak eder” gibi diyaloglar geçiyordu. Böylece örtük (gizli) öğrenme yoluyla kız çocuklarına itaat etmesinin empoze edildiğini görüyoruz. 2017 yılında, Mavideniz Yayınlarının 1. sınıflar için yardımcı kitap olarak kullanılan ‘Etkinliklerle Okuma Yazma’ setinin 12. fasikülünde “Özge küçük gelin oldu” cümlesiyle eşleştirilecek olan bir kız çocuğuna gelinlik giydirilmişti.

KAPIDA BEKLEYEN TEHLİKE: MÜFTÜLÜKLERE NİKAH YETKİSİ
Son dönemde ise tartışmaların gündemine oturan müftülüklere verilecek resmi nikah yetkisi de medeni haklar açısından yapılacak bütüncül değişikliklerin önemli bir adımı. Bu değişiklikler erken yaşta ve zorla evliliklerin önünü açacak. Kadınlar evlilik, miras, boşanma haklarında güvencesiz bırakılacak. Kız çocuklarının yaptıkları doğumların bildirimine ilişkin zorunluluk ortadan kalkarken böylece kız çocuklarını hamile bırakan istismarcılar tespit edilemeyecek ve dava açılamayacak. Yani çocuk istismarının önü açılıyor.
Bu politikalar toplumsal yaşamı özellikle kadın ve çocukların aleyhine değiştiriyor. Yasalarda dini referans açıkça ifade edilmese bile yasal düzenlemeler yapılırken dini hukukla uyumlu olup olmadığını kollayan bir siyaset anlayışı söz konusu. AKP’nin planlı bir şekilde her alanda cinsiyetçi bir yaşam biçimini dayatmaya devam ettiği, edeceği görülüyor. Bu saldırıları durdurmanın tek yolu, yapılan düzenlemelerin, inancı düşüncesi ne olursa olsun kadınların ve çocukların hayatını nasıl kısıtlayacağını anlatarak, en geniş kadın kesimlerini ortak talepler etrafında bir araya getirmektir.
İlgili haberler
Kadınlar, arabalar, ensest

Bir hakimin, kadını ve arabayı bir satış sözleşmesinin çerçevesinde tanımlaması ile bir kadının kızı...

Keramet nikahta değil 1917’de

Tam bir yüzyıl önce Osmanlı’da nikah ve aile ile ilgili ilk hukuki düzenlemeler hayata geçirilirken,...

Sadaka ya da yardım değil, Dayanışma ve mücadele ç...

Kadınlar yoksulluk, şiddet, çaresizlik ve yalnızlık sarmalında boğuşuyor. Tablonun sadece Esenyalı’d...