Ben emekçi bir ailenin çocuğuyum, ilk ve ortaokulu Yozgat’ta okudum, İstanbul’da bir vakıf üniversitesi olan Acıbadem Üniversitesi Tıbbi Görüntüleme Teknikerliğini bitirdim. Mezun olduğumda iş bulamadığım için Kuşadası’na ailemin yanına geldim, 25 yaşındayım. Üniversite bölümü seçerken radyolojide atamanın çok olduğu yönünde bir bilgim vardı, o yüzden seçtim. Severek, isteyerek, iş kaygısı yaşamadan okudum ama mezun olduğumda tersi olduğunu gördüm. Bin bir hayal ve emekle okuyup bir işe yerleşmemek ciddi bir hayal kırıklığı oldu.

ATANAMAMA, İŞSİZLİK, BAŞKA İŞTE ÇALIŞMA

Mezun olduktan sonra evde KPSS’ye çalıştım ama istediğim puanı alamadım. Bazı devlet hastanelerinde MR cihazları taşerona ait, yani devlet hastanesi içerisinde bile kamusal hizmetleri özelleştirdiler. Atanamasam da devlet kuruluşunda çalışmak istediğim için devlete hizmet veren özel sağlık kuruluşlarına başvurdum. Orada da iş bulmam mümkün olmadı çünkü tecrübeli eleman istediklerini söylediler. Yeni mezunlardan nasıl bir tecrübe beklenir anlamış değilim! Kuşadası’nda özel bir hastanede sekreter olarak işe başladım, tabii o zaman (2 bin lira) asgari ücret alıyordum.

HIZLI MÜDAHALE PARAYLA

2022 yılında işe başladıktan 5 ay sonra burun estetiği ameliyatı olmak için tomografi çekinmiştim, radyoloji doktoru beyin tümörü olduğunu gördü, acil MR çekinmemi söyledi, şoka girmiştim. Beyin cerrahi doktoru hemen ameliyat olmam gerektiğini söyleyip İstanbul’dan başka bir doktora yönlendirdi beni. 4 gün sonra İstanbul’daki doktora 700 lira ödeyerek muayene oldum. Ardından özel bir klinikte 40 bin lira ameliyat ücreti vererek ameliyat oldum. Yani ilk teşhisten 12 gün sonra ameliyatım gerçekleşti. Beynimden alınan tümör patolojiye gitti, 2. evre çıktığı için ameliyat olduğum doktor onkoloji doktoru ile görüşmem gerektiğini söyledi. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde onkoloji doktoruyla muayene ücreti vererek görüştüm ve onkoloji doktoru ilk radyoterapi daha sonra kemoterapi almam gerektiğini söyledi.

KEMOTERAPİ İLACININ GELMESİ 3 AY SÜRDÜ

Radyoterapim 30 gün sürdü, bu süreçte bana 3 aylık rapor yazdılar. Onkoloji doktoru kemoterapi almam için 2 adet kapsül şeklindeki ilaçları benim temin etmemi söyledi. İlacımın biri Ankara’dan ücretsiz olarak geldi, diğer ilacımın yurt dışından avro üzerinden geleceğini söylediler ve ücretini benim ödememi istediler, yurt dışından gelen ilaç için 458 avro yatırdım. İlacın gelmesi 3 ay sürdü ve sürekli Sağlık Bakanlığıyla iletişim içerisinde oldum. Bana belirli bir zaman vermediler sürekli geçiştirip, mağdur bıraktılar.

RAPORLUYKEN İŞTEN ÇIKARILDIM

Kemoterapi sürecim hem benim için hem de ailem için çok zor ve yıpratıcı oldu. Rapor dahilinde iken çalıştığım hastane beni işten çıkarmak için evime zarf gönderdi. Bir yandan sistemdeki bu aksaklıklarla ve maliyetiyle boğuşurken diğer yandan işsiz kalmak beni daha da yıprattı.

SAĞLIKÇILAR BİLE SAĞLIK HİZMETİ ALAMAZ HALDE

26 Kasım’da beyin MR’ım vardı ancak Dokuz Eylül Üniversite Hastanesinde cihaz arızalı olduğu için çekinemedim. Randevum 2 ay sonraya ertelendi. Görüntüleme teknikeri olarak, bu denli önemli bir hastalıkta MR çekinmek için günler, hatta saatler bile önemliyken aylar sonrasına randevu verilmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorum. Ben sağlıkçıyım, hem de bir görüntüleme teknikeriyim, kendi işimin hizmetini alamaz hale gelmişim. Bütün sağlıkçılar bu halde. Süreci, yolu, yöntemi az çok biliyoruz, tanıdıklarımız var yardım alabiliyoruz, sağlıkçı olmayan hastalar ne yapsın?

Sadece bir kişi ve bir hastalık üzerinden bu ülkedeki sağlık sistemi, hastaların karşılaştığı tablo okunabilir. Ben tabi ki de öncelik bende olsun istemiyorum, ameliyat ve önemli rahatsızlıkların ön planda tutulmasını istiyorum ama en çok da nitelikli, zamanında ve parasız bir sağlık hizmeti istiyorum.

Fotoğraf: Freepik