
Sermayenin bugünkü ihtiyaçlarıyla birlikte Orta Vadeli Program (OVP) ve 12. Kalkınma Planı’nda kendine yer bulan esnek çalışmaya yönelik adımlar hızla atılıyor. Bakım yükünün kamusal olarak çözülmesinden ziyade kadınların esnek çalışmasıyla çözülmesine yönelik projelerden öğrencilerin ve kadınların kamu alanında esnek bir şekilde istihdam edilmesine kadar birçok adım önümüzdeki süreçte hem özel sektörde hem de kamuda kadın istihdamıyla birlikte topluca bir istihdamın güvencesizleştirileceği bir döneme doğru bizi götürüyor. Bir müjde gibi sunulan tüm bu formların, projelerin gerçekliğini ise esnek çalışan kadınlar mektupları ile anlatıyorlar. Esnek çalışmanın “güvencesi” sadece lafta, esnek çalışan kadınların gerçekliği ise bambaşka.
YENİ NESİL ÇALIŞMA PROJESİ
Üniversite öğrencilerine ve çalışmayan kadınlara “cep harçlığı” çıkarma imkanı vereceği söylenen yeni bir proje duyuruldu. Bu proje “yeni nesil çalışma projesi” olarak adlandırılıyor. Projeye göre üniversite öğrencileri yarı zamanlı bir şekilde 10 ay boyunca kamuda istihdam edilecek, kadınlar da uzaktan çalışma sistemiyle evden çalışacaklar. “Cep harçlıkları” ise 12-15 bin lira arasında olacak.
BU PROJE NE ANLAMA GELİYOR?
Bu proje kamu sektöründe esnekleşme, iş güvencesinin kaybı anlamına gelmekle birlikte çalışma süresi, ücret, tazminat gibi çeşitli hak gasplarının da doğrudan kamu içinde de yaşanması demek oluyor. Kadınlar açısından “home office” ismiyle güzelleme yapılan uzaktan çalışma, mesai kavramının yok olduğu 7/24 iş ve ev içi angaryanın altında kadınların ezildiği bir sistemi işaret ediyor. Daha önce dergimize uzaktan çalışan kadınların yazdıkları, esnek çalışmanın çalışanlar için bir esneklik değil, patronların çalışanı istediği biçimde sömürmesini sağlayan bir esneklik olduğunu anlatıyordu.
NEDEN ÜCRET DEĞİL DE CEP HARÇLIĞI?
Bugün açısından Türkiye’de kayıtlı ve tam zamanlı bir işçiye verilebilecek en düşük ücret yani asgari ücret 22 bin 104 lira. Bu ücretin altında işçi çalıştırmak yasal değil. Ancak esnek çalışma biçimleri, patronlar açısından bu ücretin de altında istediği biçimde işçi çalıştırabileceği yani yasayı esnetebileceği bir alan sağlıyor. Bu durum devlet açısından kamu tarafından üretilen ve kamu için harcanması gereken kaynakların saklanması anlamına geliyor. Kamu için çalışan işçi ve emekçiler “cep harçlığı” kisvesi altında asgari ücretin neredeyse yarısına çalışıp emeklerinin karşılıklarını alamazken devlet işçisinden tasarruf ettiklerini, sermayesini genişletmek isteyen patronlara peşkeş çekiyor. Yani bu çok masum görünen “cep harçlığı” işçi ve emekçilerin hem bugünkü ücretlerine hem de “yaşanılabilir bir ücret” mücadelelerine ağır bir darbe indiriyor. Bu şekilde istihdam edilenlerin “işçi” statüsünde olup olmayacağı, sendikalaşma hakkının olup olmayacağı ise belirsiz.
BAKIM HİZMETLERİ ÖZELLEŞİRKEN ESNEKLEŞİYOR
İstihdamda esnekleşmeye yönelik adımlar kadınlar açısından “aile-iş yaşamı uyumu” adı altında atılırken “aile yaşamı” olarak ifade edilen ancak bakım yüküne işaret eden noktalara dair de politikalarını hızla sürdürüyor iktidar.
İktidar kadınların yıllardır talep ettiği ücretsiz, erişilebilir, nitelikli kreş talebini sadece sözde tutarak özel kurumları desteklerken okul öncesi eğitimi de katkı payı adı altında ücretli hale getirdi. İktidarın bu durumda attığı adım ise kadınların çalışan olarak sayıldığı, kendi evlerinde ücret karşılığında çocuk bakabildiği bir sistem: Bakanlığın “daha az maliyetli” dediği “komşu annelik sistemi.” Sistem, çocuklar açısından olumsuz etkileri, istismara açık olması bir yana komşu annelik yapacak kadınlar açısından da hayırlara vesile değil.
Projeye göre belli bir eğitimden geçerek sertifika alan kadınlar, bir nevi esnaf gibi kendi evlerini kreş gibi minik işletmelere dönüştürecekler. Maksimum beş çocuğun bakımını üstlenebilen kadınlar, büyük ölçüde güvenceden yoksun biçimde iki buçuk yıllığına asgari ücretin biraz üzerine çalışacak. Kadınların bir günde ne kadar çalışacağı, çocukların ihtiyaçları için kendi cebinden ne kadar harcayacağı gibi çeşitli noktalar ise bahsedilen proje açısından oldukça belirsiz. Belirgin olan şey ise devletin kendi bakım hizmetleri sorumluluğunu kadınların üzerine atarken bir de bu alanda esnek çalışmayı yaygınlaştırmaya dönük küçümsenemeyecek bir adım atıyor oluşu. Bunun çocukları istismara nasıl açtığı, buraların denetlenemez oluşu ise işin başka bir yanı.
İki iş, yarım sigorta
Adile DOĞAN // İstanbul
Sevda, haftanın altı günü iki ayrı işte çalışıyor. Öğlene kadar bir otelin temizlik işlerinde, öğleden sonra ise bir dershanede yine temizlik yapıyor. İş yerlerinin mesafeleri de birbirine oldukça uzak. Yol parası ödememek için yürüyerek gidiyor her iki işe de. Toplam aldığı para ise 12 bin lira.
Sevda’nın üç çocuğu var. Evi kira ve eşi artık tek başına yetişemiyor. Sevda hayatı boyunca hiç çalışmamış. Bugünlerde çalışırken oldukça zorlanıyor. Sigortası yarı zamanlı olarak yatıyor ve yaptığı iş epey zor. Eli sudan çıkmadan saatlerce her işi tek başına yapıyor. Yarı zamanlı çalışıyor gibi görünse de çalıştığı süre tam zamanlıya denk. Ama kazandığı para asgari ücretin yarısı sadece. Bu işler tercihi mi peki? Hayır. Hem yaşı itibariyle iş bulamıyor, hem de öğlen arasında çocuğunu okuldan alıp eve bırakabildiği için şimdilik bunu yapmak zorunda kalıyor.
‘Emeklilik gerçek olsaydı...’
Tekstil işçisi Büşra // Denizli
Fason üretim yapan bir fabrikada makinede çalışıyorum. Yıllardır bu işi yapıyorum ve emekliliğin hayalini bile kuramıyorum. Zaten emekli olmam da hadi oldum diyelim, emeklilerinde hali ortada. Toplumun her kademesinde, her iş kolunda durumlar pek iç açıcı değil. Sigortalı çalışmıyorum. Maaşımdan kendim sigorta yatırmak istersem yatırabilirim ancak. Sigortamı da yatırsam çocuklarımın ihtiyaçlarına yetişemem. Hayatta kalmaya çalışıyoruz. Bazen dinlenmeye vakit olmadan yaşıyoruz. Ama emeklilik bir hayal değil, gerçek olsaydı çocuklarımızla kaygı duymadan yaşamak tek isteğimiz olurdu.
Kadro ve sendika şart!
Temizlik personeli bir kadın // Ankara
Okul müdürümüzün yönlendirmesi ile İşgücü Uyum Programı işi için İŞKUR'a başvurdum. Bir okulda temizlik personeli olarak çalışmaya başladım. Herkes kısmi zamanlı bir işin kadınlar için “iyi” olacağını söylüyor. Ama onu gelin, bir de bize sorun.
Okulda personel az olduğu için iş yükü çok fazla oldu. Kişi başına on sınıf düşüyor. Üç gün çalışıp iki gün işsiziz. Arkadaşlarımla dönüşümlü olarak çalışıyoruz. Onun gelmediği diğer iş gününde onun sorumlu olduğu sınıf ve yerleri ben temizlemek zorundayım. O zaman daha çok temizlik yapıyorum.
‘EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALMAK İSTİYORUZ’
Normalde bizim mesai saatimiz saat beşte biterken daha geç saatlerde okuldan çıkıyoruz. Çıkışımız saat altıyı buluyor. İşimiz daha yorucu oluyor. Bunu okul yönetimi ile konuştuğumuzda “İşiniz saat kaçta biterse o zaman çıkabilirsiniz” denildi. Tam olarak çalışma haklarımızı bilmediğimiz için uymak zorundayız. Belki sendikamız olsaydı haklarımızı daha iyi bilirdik. Bizi savunan birilerinin olduğunu bilmek güzel olurdu.
Çok çalışıyoruz ama emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Bu koşullarda çalışmak çok zor ama çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılayabilmek için mecbur çalışmaya devam ediyorum. Bazı arkadaşlarımız bu zor koşullara dayanamayıp işten çıktılar.
Emeğimizin karşılığını almak istiyoruz. Daha güzel bir maaş almak ve daha iyi şartlarda çalışmak isteriz. Okullarda temizlik personeli açığı çok fazla. Birçok okul da bundan şikayetçi. Personellere bu kadar iş yüklenmesi yüzünden işten çıkışlar çok oluyor. Okullara daha fazla eleman alınmasını isterdik. Okulda çalışan personellerin kadrolu olması daha güzel olurdu, hem o zaman daha güzel bir maaşımız da olur.
İlgili haberler
‘Geçim olmadan çocuk nasıl olacak?’
‘Aldığımız ücret zaten asgarinin bir tık üstü, onda da cumartesi günü de çalışmaya geliyoruz. Madem...
Esnek ve güvencesiz çalışmanın anatomisi: İŞKUR-TY...
Bir yatılı okulda temizlik işçisi olarak çalışıyor Gül. İktidarın lütuf gibi gösterdiği TYP ve İŞKUR...
Tasarruf bahane, kamuda esnek çalışmayla hak gaspl...
Tasarruf, OVP, kalkınma planları... Kamu emekçisi kadınlar iktidarın geleneğini sürdürdüğü; 80'lerde...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.