
19 yaşında iki öğrenci genç kadın Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'in 4 Ekim 2024’te İstanbul’da vahşice katledilmesi büyük yankı uyandırmıştı. Dergimizin ekim sayısı Ayşenur ve İkbal’in katledilmesinin birinci yılında yayımlanıyor. İkbal ve Ayşenur’un katledilmesinin ardından üniversite öğrencileri, binlerce öğrenci üniversite kampüslerinde eylem yaptı, belki de uzun zamandır slogan sesi duyulmamış kent meydanlarını doldurdular. Kadına yönelik şiddetin önlenmemesine, kadın cinayetlerine önlem alınmak bir kenara önünü açan politikaların uygulanmasına tepki gösterdiler. Güvenli yaşam alanları için, kadına yönelik şiddetle mücadele için sokağa çıktılar öfkeleriyle. Kimi üniversitelerde kadın kulüpleri kuruldu, kiminde cinsel tacizi önleme birimleri daha çok tartışılır oldu kiminde yurtların güvenliğinin nasıl sağlanıp sağlanmadığı daha çok tepki toplar oldu. Üzerinden bir yıl geçti, bu eylemleri örgütleyen, bu eylemlere katılan kadın toplulukları kimi üniversitelerde üniversite yönetimlerince kapatılmaya başlandı, bu eylemlere katılan kimi öğrencilere üniversite yönetimlerince soruşturmalar açıldı. Neden? Öğrencilerin yan yana gelebileceği, tepki gösterebileceği, talepleri için mücadele edebileceği alanlar baskılansın, ortadan kalksın diye… Bugün kadınların yan yana gelişinden, itirazından, haykırışından korkuluyor. Tıpkı kapağımızda da resmedildiği gibi: bir yanda buyurgan, ekose takımlı bir el ve baskısının sopası, diğer yanda hayatın yüklerini sırtlarken öfkesiyle, emeğiyle ve cesaretiyle karşı duran kadınlar var.
**
İçinden geçtiğimiz dönemde tüm politikaların üzerine çöken, hepimizin hayatına doğrudan müdahale eden bir başka başlık var: orta vadeli program (OVP). Bu sayıdaki dosyamızda aynı zamanda OVP’yi kadınlar açısından masaya yatırıyoruz. Orta vadeli program, sermayenin krizi çözmek için emeğe, kadınlara ve gençlere fatura çıkarmasının adı. “Tasarruf” adı altında eğitimden sağlığa kamusal hizmetler budanırken bizden daha çok çalışmamız, daha az ücretle yaşamamız, daha güvencesiz koşullara razı olmamız isteniyor.
**
Dünyada ise savaş tamtamları çalıyor. İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü soykırım, emperyalizmin Ortadoğu’da kurmaya çalıştığı yeni düzenin parçası. Milyarlarca dolar silahlara harcanırken, bizlere “kemer sıkma” politikaları dayatılıyor. OVP’nin “tasarruf” söylemleriyle savaş bütçelerinin aynı dönemde büyümesi tesadüf değil. Sermaye ve devletler için kaynak var, işçi ve emekçiler içinse yoksulluk, güvencesizlik ve şiddet...
**
Bizler,
Orta vadeli programlarla işsizliğe, esnek çalışamaya, güvencesizliğe mahkum edilen bizler
“Aile yılı” politikalarıyla bakım yükümüzün binlerce ton artacağını daha şimdiden yaşadığımız bizler
Milyonlarca lira silahlara harcanırken çocuklarımızın bir öğün yemeğini patatesle geçiştirdiğimiz bizler
Fetvalarla, medeni haklara, laikliğe saldırılarla hayatlarımızı zapturapt altına alınma çalışılan bizler
Biz çalışırken ek iş arayan işçi ve emekçi kadınlar, evde tüm yükü sırtlanan kadınlar, emekli aylığıyla geçinemeyen kadınlar, okuyabilmek için türlü türlü işlerde çalışmak zorunda kalan kadınlar.
Ama bizler yıllardır, yüz yıllardır haklarımız için, emeğimiz için, ekmek ve gül için ellerimizi birleştiriyoruz. Türkiye’de ve dünyada sermaye karanlığına karşı yaşasın ekmek, barış, özgürlük!
Bugün kadınların yan yana gelişinden korkuluyor. Tıpkı kapağımızda da resmedildiği gibi: bir yanda buyurgan bir el, diğer yanda hayatın yüklerini sırtlarken öfkesiyle karşı duran kadınlar var.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN