Tek adama oy yok çünkü…
İstanbul’un emekçi semti Esenyalı’dan daha önceden AKP’ye oy veren kadınlar neden bu seçimlerde tek adama oy vermeyeceklerini anlatıyorlar…
12 SAAT ÇALIŞIYORUZ AMA DOĞALGAZI AÇIP ISINAMIYORUZ
Hayatım boyunca hiçbir eyleme katılmadım. Memleket meseleleri beni ilgilendirmez diye bakardım. Fabrikaya girer çalışır, akşam evime dönerdim. Öyle durumumuz çok iyi olduğundan falan değil “Ne yapalım biz işçiyiz, bu da kaderimiz yani” deyip geçerdim.
Fabrika ortamımız genelde çok kötü, işimiz ağırdı. Ama son yıllarda daha da kötüye gitti. Hem iş çok yoğun hem de eleman eksiği var. Bir işçi iki ayrı bantta çalıştırılıyor. Fazla mesailer ile birlikte günde 12 saatten fazla çalıştığımız oluyor. Biz evde 4 kişi çalışıyoruz, hepimizin hemen hemen koşulları aynı. Ama yine de geçinemiyoruz. Çalışıyoruz ama ağız tadıyla doğal gazı açıp ısınamıyoruz. Bir hafta sonu dışarı çıkıp bir çay dahi içemez hale geldik. Eskiden yazın bir hafta da olsa küçük bir tatil yapardık şimdi hepimiz senelik iznimizde ek işler yapıyoruz.
Fabrikada eskiden benim yanımda birisi AKP’yi eleştirdiğinde kavga ederdim, toz kondurmazdım. Çok savunduklarımın bize yapmadıkları kalmadı. Cumhurbaşkanı hep “aile şöyle önemli böyle önemli” diye nutuk atıyor ama bir de gelsin o aile içine bir baksın nasıl bir sefalet içindeyiz.
Benim en büyük kırgınlığım işsizlik ödeneğimizi patronlara verdiği an başladı. Ve artık sorgulamaya başladım. Sarayın günlük elektrik harcamalarına eskiden “Yakışır Reise” diyordum. Şimdi zehir zıkkım olsun diyorum. Günde 12 saatten fazla çalışıyoruz ama karnımızı zor doyuruyoruz. Eğer ben bu kadar çalışıp çocuğuma harçlık bile veremiyorsam, işten atılmam patronun iki dudağı arasındaysa bunun tek nedeni bu hükümet. Biz ailece hep AKP’yi tutardık şimdi bir karar aldık, akrabalarıma da aldığımız kararı söylüyorum: İşçilerin alın terinin hakkı için AKP’ye oy vermeyeceğiz.

 Metal İşçisi bir kadın


CANIMIZA KASTEDENLER SERBEST BIRAKILIYOR
Başımdan neler neler geçti ama bir gün yaşadıklarımın sorumlusunun bu sistem olduğunu aklımdan bile geçirmedim. Bazen kader bazen de benim şansıma kötü bir koca denk geldi diye düşünürdüm. Ta ki en son şiddete uğradığımda kocamdan kaçıp kurtulmak için harekete geçtiğim zaman gerçekler yüzüme çarptı. Defalarca şiddet gördüm ama ilk kez Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin desteğiyle darp raporu aldım, şikayet ettim, uzaklaştırma kararı çıktı. Akşam dayandı kapıya, hakaret, tehdit… Hemen polisi aradım. Ama polis geç geldi ve geldiğinde de o gitmişti. Hiçbir şey yapmadılar. Ben o geceyi korku içinde geçirdim.
Hayatım bir ay içinde kabusa döndü. Kapıdan adımımı dışarı attığımda hemen benim peşime düşüp takip ediyordu. Yakaladığı yerde darp edip kaçıyordu. Polise gidiyorum, savcıya gidiyorum, sonuç yok. Tek dedikleri şey “Sığınma evine git.” Benim bir işim var, bir çocuğum var, bir düzenim var. Ben suç işlemiyorum ama bana karşı suç işleyen kişi ısrarla ifadeye çağrılmıyor. Sadece ilk şikayetim sırasında ifade vermişti.
Boşanmaya da yanaşmadı ve artık canıma kastettiğinde mecburen aileme sığındım. Aileme de musallat oldu. Onlara zarar gelmesin diye mecburen sığınma evine gittim. Sığınma evinde 9 ay kaldım, oradaki tüm kadınlara erkekler şiddet uygulamış ama devlet hiçbir şey yapmamıştı. Hatta bir tane kadını kocası bir hafta içinde iki defa bıçaklamış ama adam ifadesi alındıktan sonra bırakılmıştı. Aynı adam bir ay sonra kadını kaçırıp işkence edip tekrar yaralamış. Bu defa tutuklanmış ama ilk duruşmada hakim tarafından salıverilmiş. Sonra yine kadına saldırınca o da korkudan sığınma evine gelmiş.
Eğer kadınlar bunları yaşıyorsa sebebi bu sistemdir ve sistemin başındaki AKP'dir. Ben hep oyumu AKP’ye verdim. Ama bir daha asla oy vermeyeceğim. Tüm şiddet gören kadınlar huzur bulsun diye AKP’nin tam karşısında duranlara oyumu vereceğim. Arkama korkuyla bakmadan yürümek için, şiddet uygulayanların daha ciddi cezalar alması için AKP'ye oy yok.

 Şiddet mağduru bir kadın


EVLERİMİZ BİZE MEZAR OLDU
Depremin olduğu gece misafirlerimiz vardı. Çok güzel bir akşam geçirdik. Misafirlerimiz “Yarın pazartesi iş güç var” diyerek kalktılar. Yatmadan yemek pişirdim, çocukların okul formasını hazırladım. Ben bunları yaparken ev ahalisi çoktan uyumuştu bile. Sonra o karanlık saatler...Deprem anı yaşananlar kabustu. Binalar başımıza çöktü, 9 saat enkazın altında kaldık. O anlar hafızamdan silinmiyor. Dokuz saat boyunca ne gelen olmuş ne de giden. Beni enkazdan komşular çıkartmış. Ama bu defa da yarama müdahale edecek kişiler yoktu. Zar zor hastaneye götürüldüm. Binamızda yaşayan 25 kişi hayatını kaybetti. Ben ve ailem büyük bir şans eseri kurtarıldık. Komşularım, akrabalarım da yaşayabilirlerdi. Ama ne ekip vardı ne de yardıma gelen insanlar, tam iki gün boyunca enkaz altında bağıra bağıra öldüler.
Koca iki gün tek bir yardım gelmez mi? Komşularımla aile gibiydik ama artık hiçbiri yok. Neden? Bize buraları mezar eden bu devlet yüzünden. Bugüne kadar hep AKP’ye oy kullandım, üstelik canı gönülden verdim. Hayatını kaybeden komşularımdan bazılarıyla “Neden AKP'ye oy vermiyorsunuz?” diye kavga ettim. Şimdi AKP’ye oy verdiğim için komşularımdan özür dilerim. İmar affı diyerek yıkılması gereken evlerimizde yaşamaya devam ettik ve maalesef bedelini çok acı ödedik. Artık ne hakkımı helal ediyorum ne de oy vereceğim. Daha iyi günlerimiz olsun diye artık AKP’nin gitmesi lazım.

 Hatay’dan gelen depremzede bir kadın


Fotoğraf: Ekmek ve Gül