Mutfağın mantığını değiştiren hayal
Bugün Frankfurt mutfağını, kadını tek başına fabrika bandı çalışanı gibi kurguluyor diye eleştirebiliriz elbette. Ama mutfağı tasarlayan Margarete’in başka hayalleri de vardı…

Mütemadiyen kiracılık yapmış annemle babamın bir evden en büyük beklentileri, evin rutubetsiz, güneş gören, sağlıklı ama ucuz olmasıydı. Annemin, babamın pek de umurunda olmayan bir beklentisi daha vardı; mutfak dolabı. Annemin, neden filmlerdeki gibi pembe panjurlu bir ev değil de mutfak dolaplı bir ev hayal ettiğini büyüyünce anladım. Sonuçta pembe panjura mı koyacağız kap kacağı, nohutu soğanı allaşkına?..

Neyse efenim, bu yazıda, her gün defalarca tavaf ettiğimiz, evin binbir sürprizli köşesi mutfağa odaklanacak, “Frankfurt mutfağı”nın ve onu tasarlayan Margarete Schütte-Lihotzky’nin hikayesini okuyacaksınız.

ZAMANIN RUHU!
20. yüzyıla gelindiğinde endüstrinin ve teknolojinin gelişimi hızlanıyor, ekonomik koşullar değişiyor, sanat, edebiyat, dans gibi alanlarda zamanın ruhuna artık uymayan akımların yerini modernizm alıyordu. Mimari de, sanayinin gelişimiyle şehirlerin büyümesi, elektriğin evlere girmesi, bina yapımında beton ve çeliğin kullanımı ve özellikle savaşlarla konutsuz kalan insanlara daha ucuz çözüm bulunması gibi ihtiyaçlarla modernizmden etkilenmişti. Yalınlık ve kullanışlılık, abartılı süsün yerini almıştı.

Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedeni Almanya’nın da, savaşta tahrip olan kentlerdeki konut sıkıntısını acil çözmesi gerekiyordu. Modernist mimarlar öncülüğünde, Frankfurt’ta çalışmalara başlandı. Bu mimarlardan Ernst May’in başlattığı ‘Neue Frankfurt’ (Yeni Frankfurt) akımıyla işlevsel, teknoloji ve tasarımın hâkim olduğu, elektrikli ev aletlerinin sıklıkla kullanıldığı, standart ölçülerdeki apartman blokları ve yarı müstakil Römerstadt Konutları inşa edildi. Bu konutların en dikkat çeken yanı mutfak tasarımıydı.


NİYET NEYDİ AKIBET NE OLDU?
1920’lerde geliştirilen Frankfurt mutfağından önce, mutfaklar yemek yapma ve yeme amaçlarının dışında, banyo yapılan ve hatta uyunan yerler olarak kullanılıyordu. Su kuyudan alınıyor, ısınma ocakla sağlanıyordu. Kap kacak ya duvardaki rafta ya da orta yerde öylece duran bir dolapta tutuluyordu.

1910’larda ortaya çıkan, kısaca endüstriyel üretimde verimliliği artırma diyebileceğimiz Taylorizm akımından etkilenen Amerikalı ev ekonomisti Christine Frederick, yemek hazırlamada en az sürede ama verimli emek harcama metotlarını araştırıyordu. Onun yazıları Avusturyalı mimar Margarete Schütte-Lihotzky’a fikir vermişti: “Kadınların mutfakta harcadığı zaman ve çabanın en aza indirilmesi...”

Römerstadt Konutları’nın genelinde olduğu gibi, düzenleme ve teknolojinin kullanımıyla mutfak işlerinin daha pratik olması planlanmıştı. Bir aileye yetecek ortalama 88 m2’lik evlerde mutfak alanı da küçültülmüştü. Bu küçültme oradan oraya koşturma, ağır yük taşıma gibi işleri de azaltıyordu. Her şeyin yeri belliydi: Ocak, mutfak, tencere tava dolapları, kesme ve çöp yeri, yıkama yeri, hatta bir de katlanan ütü masası... Dönen bir tabure işi yaparken oturmayı sağlıyor, bakliyatlar itinayla saklanıyordu. Tüm evin olduğu gibi, “hijyen ve işlev” mottosuyla tasarlanan mutfağın da yıldızı elektrikti, her şey onunla çalışacak şekilde tasarlanmıştı.

Bugün dünya genelinde çok farklı mutfak çeşitleri görmek mümkün, fakat Frankfurt mutfağı bugünün en yaygın kullanılan modüler mutfağın bir başlangıcı.


KOLEKTİF MUTFAKLAR HAYALİ
Bugün Frankfurt mutfağını, kadını tek başına fabrika bandı çalışanı gibi kurguluyor diye eleştirebiliriz elbette. Ancak, kadını mutfaktan çıkaramasa da temizlik ve kullanışlılık açısından emekçilerin yaşam kalitesini düşünerek tasarladığını bilmek gerekiyor. Üstelik, gelecekte insanların “büyük konutlar veya ev topluluklarında daha fazla birlikte yaşayacaklarını” düşünen Margarete’a kalsa, bu mutfaklardan her eve birer tane koymak yerine, temiz, düzgün, konforlu ve güzel tasarımlı, insanların işi de aşı da paylaştıkları toplu yemekhaneler tasarlamak isterdi. Nitekim gittiği Sovyetler Birliği’nde yaptığı da buydu. Hatta "Ev işinin tümüyle rasyonel hale getirilmesi meyvesini ancak bir sonraki jenerasyonda verecektir" sözleriyle kadının mutfak işlerinden kazanacağı vakti başka bir hayatı kurmakta harcaması için bir niyet taşıdığı bile söylenebilir.

Ama bir yandan işçilerin konut sorununun çözülmesini isterken, diğer yandan kârından en azını bile paylaşmaya yanaşmayan patronların burjuva devletinde bu olanaklı değildi. Hâlâ da değil!


MARGARETE SCHÜTTE-LİHOTZKY; SOSYALİST BİR MİMAR
Avusturya’nın ilk kadın mimarı Margarete Schütte-Lihotzky, bir sosyalistti. Kadın olduğu için alınmadığı Viyana Uygulamalı Sanat Okulu’na, ancak ressam Gustav Klimt’in yazdığı mektup sayesinde girebildi. İşçi sınıfı için ucuz ama konforlu sosyal konutlar tasarlayan hocalarından etkilendi. Asıl ünü, 1926’da Frankfurt mutfağıyla geldi. “Yeni Frankfurt” tasarım ekibindeki tek kadındı. 1930’da bu ekiple beraber Sovyetler Birliği’nde konut projeleri gerçekleştirdi. Margarete çocuk odaklı tasarımdan sorumluydu ve çocuk bakım merkezleri dizayn etmişti. Kafasında sürekli tasarımlar vardı; Kreşler, modüler çocuk mobilyaları, bakım merkezleri...

Avusturya Komünist Parti (KPÖ) üyesi olan Margarete, Sovyetlerden ayrılınca Nazi ülkesine dönemedi. Çeşitli ülkelerden sonra yolu, 1938’de İstanbul’a da düştü. Mimar Sinan Üniversitesi’nde çalıştı, köy okulları için tasarımlar yaptı. Hatta burada diğer Nazi sürgünleriyle KPÖ grubu kurdu. 1940’ta Nazilere karşı direniş için Viyana’ya döndüğünde yakalanıp hapse atıldı ve 1945’te savaş sona erdiğinde çıkabildi. Savaştan sonra Avusturya Demokratik Kadın Ligi’nin (BDFÖ) ilk başkanı oldu, barış hareketi için sergiler düzenledi. Politik görüşlerinden dolayı ülkesinde iş bulamayınca uluslararası çalışmalara katıldı. Bulgaristan, Küba ve Doğu Berlin’de kreş tasarımları yaptı, kadın ve barış hareketi içinde yer aldı. Ancak 80 yaşına geldiğinde, ülkesinde onur ödülleri, fahri doktoralar verilmeye başlandı. Eserleri ilk kez 1993’te Viyana Uygulamalı Sanat Müzesi’nde sergilendi. Savaş dönemine dair anılarını 1985’te (97 yaşında) “Direniş Hatıraları: Bir Mimarın Mücadeleci Hayatı 1938-1945” ismiyle kitaplaştıran Margarete, 103 yaşında Viyana’da yaşama veda etti.

Not: Eski mutfak tipi ve Frankfurt mutfağı gösteren bu videoyu izleyebilirsiniz: https://youtu.be/41pyty0-lgs

Kaynaklar:
https://www.citylab.com/design/2019/05/modern-kitchen-history-design-ideas-domestic-architecture/586345/ The Frankfurt Kitchen Changed How We Cook—and Live. Sarah Archer. citylab.com
http://www.adjournal.net/articles/62/628.pdf Savaş Sonrası Modernizm: Römerstadt Konutları ve Frankfurt Mutfağı. Nilay Özsavaş Uluçay. adjournal.net
http://www.schuette-lihotzky.at/msl.htm Margarete Schütte- Lihotzky Raum. schuette-lihotzky.at
http://www.fembio.org/biographie.php/frau/biographie/margarete-schuette-lihotzky/ Margarete Schütte- Lihotzky. fembio.org
http://www.arkitera.com/haber/31379/margarete-schutte-lihotzky
İlgili haberler
İspanya’da ev işçisi kadınlar haklarının peşinde

İspanya’da ev işlerinde çalışan yaklaşık 601 bin işçinin 528 bini kadın. Ev işçisi olarak çalışan ka...

İsimleri erkeklerin gölgesinde kalan kadınlar...

Bu filmlerin ortak noktası ne mi? Tabii ki ‘tarihte yer alan kadınların, kadın olarak verdikleri kim...

Bu saldırı furyasının arkasında ne var?

Esas hedefi kadınların özgür bir biçimde yaşama, var olma talebi ve mücadelesi olan bu zihniyet, yıl...