Mülteci kampında kalan bir kadın eşi tarafından öldürüldü

27 Haziran 2020 12:30

Stuttgart’ta mülteci kampında yaşayan Alye Shojaye ayrılmak istediği eşi tarafından bıçaklandı, kaldırıldığı hastanede iki gün sonra yaşamını yitirdi. Kadınlar Alya’nın öldürüldüğü yerde mum yaktı.

Ali ÇARMAN // Stuttgart - Almanya

4 çocuğu ve eşiyle birlikte büyük hayallerle Almanya’ya gelen Alye Shojaye, ailesiyle birlikte yaşadığı mülteci kampından eşiyle tartıştı. Eşine boşanmak istediğini söyleyen Alye, kamptan ayrılarak yakınlarının yanına gitmek için yola çıktı. Peşinden gelen ve Alye’yi tren istasyonunda yakalayan eşi tartışmanın devam etmesi üzerine yanında getirdiği bıçağı defalarca Alye’nin vücuduna saplayarak ağır yaraladı. Yakınlarda bulunan birinin polisi aramasıyla fail yakalanırken, Alye kaldırıldığı hastanede verdiği yaşam mücadelesini iki gün sonra kaybetti.

Yaşanan kadın cinayeti üzerine Stuttgart’ta bir araya gelen kadın örgütleri Alya’nın katledildiği yere çiçekler bırakıp, orada mum yaktılar. Alye’nin kızı ve oğlunun da katıldığı eylem sonrası Nordbahnhof durağından Mittnacht Straße’ye kadar kadına karşı şiddeti kınayan sloganlar atarak yürüyüş yapıldı. Mittnacht Straße’de yapılan konuşmalar sonrası eylem sona erdi.

KORKMAKTAN DAHA ÇOK, ÖFKELİYİZ...

Eylemde konuşan Die Linke partisi il yöneticisi Aynur Karakaya, kadın cinayetlerinin politik olduğuna vurgu yaptı: “Defalarca tehdit edilen kadınlar karakola şikayette bulunduğu zaman hiçbir şekilde güvenlikleri sağlanmıyor. Ve en sonunda, ev içi şiddetin son damlasında hayatlarını yitiriyorlar. Ne için? Bazen görmezden gelindikleri için, bazen de susturuldukları için. Kadın cinayetleri politiktir; çünkü ayrılmak istediği eşinden kaçmaya çalışan kadın sürekli şiddet gördüğü eşi tarafından tehdit ediliyordu.

Alya’nın, gördüğü şiddetten kaçabilmesi için, sadece sığınmaevine ihtiyacı vardı ama ne yazık ki sonunda olay yerine gelen polislere bile, “Sizin burada ne işiniz var, neticesinde kendi karımı öldürdüm” diyebilen biriyle evliydi.

Kadın cinayetleri politiktir çünkü gitgide muhafazakar bir toplum haline getiriliyoruz. Muhafazakar bir toplumun içerisinde erkek şiddeti artarken hiçbir şehirde yeteri kadar sığınmaevi yok.

Kadın cinayetleri politiktir çünkü, kadına yönelik şiddetle ilgilenen birimler hâlâ yok ve özel eğitim almadıkları için çoğunlukla bu konuya hakim değiller.

Kadın cinayetleri politiktir çünkü medya, kadına yönelik şiddete karşı herhangi bir çalışma başlatmayan devleti sorgulamak yerine, şiddeti ve cinayeti haklı kılacak sebepleri arıyor.

Kadın cinayetleri politiktir çünkü cinayetler yargı önünde bile meşrulaştırılmaya çalışılıyor.

Erkek şiddeti hızla yayılan ve nefes aldırmayan bir hastalığa dönüşerek toplumsal bir salgın olmuştur.Yarın hangi haberle uyanacağımızı bilmiyoruz. Korkmaktan daha çok öfkeliyiz. Ama sisteme, ataerkiye, devlete karşı... Biliyorum ki yılgınlık çökerse üzerim(iz)e , kadının bir özne olarak toplumda bulanabilmesi bile mümkün olmayacaktır ve hepten kaybedeceğiz.”