Bosna’nın son kadın madencisi Hata anlatıyor
Hata, yeryüzünün bağırsaklarına inip, gürültülü makinelerle, ve patlayıcılarla ve kükürt kokusuyla dolu Breza kömür madeninde 33 yılını geçirmiş.. Artık karanlığı da kokuyu da hissetmiyor.

“İlk başta kulaklarınızda çok güçlü bir basınç hissediyorsunuz. Sonrası karanlık, sizi şaşırtan bir karanlık.. Gözlerinizin lambaların loş ışıklarına uyum sağlaması ise birkaç saniye sürüyor. Son olarak bir koku geliyor, bunu tarif etmek ise çok zor.”diyor Hata.

Yaklaşık 17 bin nüfusa sahip, Saraybosna’dan 20 kilometre uzaklıkta olan Breza madeni, Bosna-Hersek hala Avusturya Macaristan İmparatorluğu altındayken, kömür madeninin çevresine inşa edilmiş ve 1907’de Avusturya-Macaristan devleti tarafından açılmış. Döneme ait belgeler, özellikle zorlu çalışma koşullarından bahsediyor ve aynı zamanda gelişmiş yol alt yapısı ile inşa edilmiş binalara değiniyor.

2. Dünya Savaşı sonrası Breza köyü tamamen bir endüstri köyüne dönüşmüş. Ülkenin dört bir yanından çok sayıda mühendis ve işçi köyde yaşamaya başlamış. Restoranların, okulların ve bir sinemanın olduğu bir köy haline gelmiş Breza. Maden şirketi işçileri için apartmanlar yapmış ve her yaz Hırvat sahillerinde tatil yapmaları için onlara para ödemiş.

BREZA MADENİNE GİREN İLK KADIN MADENCİ
1980 yılında Breza köyünde ilk teknik maden koleji açılmış ve maden şirketi, kolejin öğrencilerine eğitimleri bittiğinde iş garantisi ve ekonomik yardımda bulunmayı teklif etmiş. Büyükbabası ve babasının madencilik yaptığı yerde maden işçisi olan Hata, şirketin bu sözleri üzerine maden kolejinde okumak için bir an bile tereddüt etmemiş. 1984’te Breza madenine giren ilk kadın madenci olan Hata’nın sınıfında 23 kız, 19 erkek olmak üzere 42 öğrenci varmış.

Ofisinde lacivert iş önlüğü ile oturan Hata, “İnsanların ‘Bu bir kadın işi değil’ dediğini duyuyorduk.” diyor, ‘Bunca kadınla madende ne yapacağız?’ dediklerini anlatıyor. Sarı saçları zayıf ve kısa, yüzü ise pürüzsüz ve güleç. 51 yaşında olmasına rağmen çok daha genç görünüyor Hata.

Hata, 18 Ekim 1984 tarihinde madende teknisyen olarak çalışmaya başlıyor. Yerin on kilometre altında bir tam gün çalışıyor ve bazen sabah 7’de, bazen de akşam geç vakitte başlayan ilk vardiyasını sürdürüyor. İşyeri ise yer altı tünelleri ve patlayıcılarla dolu tünellerden oluşan bir labirent. İş arkadaşlarının çoğu ise erkek...

“Başlarda, erkekler benim sesimi yani bir kadın sesi duyunca dönüp bakma ihtiyacı hissediyorlardı.. Buna alışkın değillerdi. Ama eşit olduğumuzu kabul ettiler. Kirli, sıçanların etrafımızda dolaştığı yerlerde yemeğimizi birlikte yiyorduk. Yerin altında hepimiz eşitiz.” diyor Hata.


PEKİ GERÇEKTEN TAMAMEN EŞİT MİYİZ?
Hata, kadınların, madenden çıkarken temizlik yapmak gibi belli sorunlarla yine de karşı karşıya kaldığını söylüyor. Beline ulaşmak üzere olan saçlarını taramayı da bırakmış, çünkü işin hızından saçlarıyla uğraşamamış artık. Bir diğer sorun ise sekiz saat boyunca tuvalete hiç gidemiyor olmak. Çünkü maden koridorlarında tuvalet yok. Erkekler bu işi bir şekilde hallediyor, kadınlar ise daha az su içerek tuvalete gitme ihtiyacını erteliyor.

Hata’nın maden yıllarında en göze çarpan dönem Yugoslavya’nın dağılmasından sonraki savaş yılları. Maden, bombaların hedefi olmuş. Breza, Saraybosna elektriğini temin eden komşu enerji santraline kömür tedarik edebilmek için faaliyetine devam etmek zorunda kalmış. Kocası cephede savaşırken oğluna hamile kalan Hata, her gün çalışmaya devam etmek zorunda imiş. “Tabii ki korkuyordum. Ama yapabilecek başka bir şeyim yoktu. Çalışmaya devam etmek zorundaydık. Hayatta kalabilmeyi umuyorduk.”

KAMULAŞTIRILAN MADEN İŞÇİLER İÇİN GÜVENCE OLMUŞ
2009 yılında ülkedeki 6 kömür madeniyle birlikte Breza, kamulaştırıldı. Kamulaştırma, işçiler açısından güvenliğin garantisi olarak görülüyor ve madendeki işin hala kasabadaki birçok işletmeden çok daha iyi olduğu düşünülüyor. Çünkü sosyalist Yugoslavya’nın düşüşünden ve Pazar ekonomisinin Bosna-Hersek’e gelişinden sonra, Breza merkezli devlete ait birçok şirket kapanmıştı. “Breza madeninde en azından her ay maaşınızın ödeneceğini biliyorsunuz. Ve ödenen ücret özel sektörden daha iyi. Primlerinizi ve izin ücretlerinizi alıyorsunuz. Özel şirketlerde ay sonu size ödeme yapılıp yapılmayacağını bilmiyorsunuz. Ve tabii ki her gün kovulma ihtimaliniz de var!” diyor Hata.


MADEN OCAĞINDAKİ SON KADINLAR
Görünen o ki yakın gelecekte bu iş sadece erkeklerin çalışabildiği bir iş olacak. Breza’da hala maden okulu var, üstelik okulda eğitim gören kız öğrenciler de var. Fakat hiçbir kız çocuğu artık madende iş bulamayacak. “Yugoslavya’da ideolojik nedenlerden dolayı maden ocağında kadın işçiler vardı. Bütün günü yer altında geçirmek kadınların işi değil.” diyor Ćamil Zaimović.

Emekliliği gelen madencilerin yerine yalnızca erkekler işe alınıyor. İlk başta fiziksel olarak zorlayıcı görevlerde çalışan işçiler daha sonra teknisyen statüsüne geçmek için çalışmaya devam ediyorlar.

1250 işçisi olan Breza madeninde artık kadın işçi sayısı 10’u bulmuyor. Kadınlar havalandırma, emniyet ve kontrol görevlileri olarak çalışıyorlar. Ayrıca her gün maden ocağına da inmek zorunda kalmıyorlar.

Bazı kadın işçiler, “daha rahat” saatler ve çoğunlukla yerin üstünde yapılan görevlerden dolayı iş değiştirme olanağına sahip olmuş. Bir kazada eli ezilen ve şimdi yönetici sekreteri olan Indira Buluburišić gibi diğer kadınlar ise, idari görevlerde yer almışlardı.

Hata, 2018’in başlarında emekli olacak ve bunu dört gözle bekliyor. “Rahatlamak istiyorum artık, sonunda!” diyor gülerek. “ Hayatımı madenden kazandım, maden sayesinde evimi yaptım ve sonunda emekli olacağım! Çok yorucu bir işti fakat pişman değilim.”

Berivan Balkay Equal Times sitesinden Ekmek ve Gül için kısaltarak çevirdi. Başlıklar Ekmek ve Gül’e aittir.

İlgili haberler
GÜNÜN BELLEĞİ: Barışın inşacısı kadınlar savaşın y...

Barış en çok kadınların dilindedir. Bu topraklarda da sınırların ardında da... Sırbistan, Kosova, Sr...

Kim ne der diye düşünmeyi bıraktım, özgürleştim

Sincan’da usta bir oto lastikçi olan Gülseren namı diğer Gül abla ile tanıştınız mı?

GÜNÜN FİLMİ: Esma’nın Sırrı (Grbavica)

Kadınların çok ağır faturalar ödediği bir savaştı Bosna’da yaşanan. Bu savaştan sonra özellikle kadı...