Almanya: Temizlik işçileri örgütlülükleriyle yüzde 11’lik ücret zammı kazandı
Temizlik sektöründe örgütlü IG BAU sendikasından Zeynep Biçici, işçilerin sendikada daha aktif rol almasına ve toplu sözleşmelerde daha çok söz sahibi olmasına yönelik yürüttükleri çalışmayı anlatıyor

Almanya’daki temizlik sektöründe örgütlü IG BAU sendikası, işçilerin kendi toplu sözleşmelerinin parçası olup sahiplenmesi için yeni bir strateji uyguladıklarını açıkladı. İşçiler toplu eylemleriyle yüzde 11’lik bir ücret artışı kazandı. 700 binden fazla temizlik işçisini kapsayan bu kazanımı, sendikanın departman başkanı Zeynep Biçici ile konuştuk.

Bir yazınızda 2018’deki toplu sözleşmede tıkanıklık yaşadıktan sonra güç biriktirmeye karar verdiğinizi ve 2 yıldır yeni bir strateji uyguladığınızı aktarıyorsunuz. Bu yeni stratejiniz tam olarak nedir, açıklayabilir misiniz?

2018’deki toplu sözleşmede yaşadığımız tıkanıklıkta, üyelerimizin eyleme hazır olmadığını gördük. Yani, üyeliklerin neredeyse çoğunun kâğıt üzerinde olduğunu, tabanın toplu sözleşmede karar alma mekanizmasına dahil olamadığını fark etmiş olduk. Fakat 2 yıldır sendikanın asıl sahiplerine, yani işçilere ulaşmak için stratejimizi değiştirdik. UniGlobal Sendikası’nın verdiği örgütlenme eğitimi bu stratejiyi kurmamızda ana dayanak oldu. Hala, şimdi adı EPOC* (Avrupa Güç ve Örgütlenme Merkezi) olan bu örgütlenme programının bir parçasıyız.

Temizlik sektöründe küçük, orta çaplı şirketler var ayrıca 5-6 tane büyük şirket var. Büyük şirketler, sektörün neredeyse yarısından fazlasına sahip yani işçilerin çoğu bu şirketlerde çalışıyor. Biz de bu büyük şirketlere yoğunlaştık çünkü bu şirketlerde gücümüzü artırdığımızda, bütün sektördeki işçilerin ücret ve çalışma koşullarının çıtasını yükseltmiş olacaktık. Bu yüzden stratejimizi bu şirketlerin maksimum örgütlenmesi üzerine kurduk. Sektörel anlamda başlattığımız bu örgütlenme kampanyası ile artık ülke genelinde topluca harekete geçen daha aktif üyelerimiz var.

‘TOPLU SÖZLEŞMENİN HER ADIMINA İŞÇİ KATILIMINI ARTIRMAYA ÇALIŞTIK’

Bu süreçteki sendikal çalışmalarda işçilerin katılımı nasıldı?  
Ülke çapında bir sektör planı hazırlayarak kampanyaya başladık. Tüm çalışmamızın temeline işçilerin taleplerini sahiplenmeleri ve tüm sürece dahil olmalarını koyduk. Bunun için, bütün takımımızla, toplu sözleşmenin her bir adımında işçilerin katılımını mümkün olduğunca fazla sağlamaya çalıştık. Belirlediğimiz bütün stratejik şirketlerdeki işçilerin çoğunu etkisi küçükten büyüğe doğru artan eylemlerle harekete geçirdik. Böylece işçiler sendikalarını ve toplu sözleşmelerini sahiplendiler ve güçlerini ve kararlılıklarını gösterebildiler.


SÖZ HEP İŞÇİLERDEYDİ

Eylemlerde sözcüler işçilerdi. Özellikle işçilerin her adıma dahil olması toplu sözleşmelerini sahiplenmeleri ve giderek artan toplu eylemler kampanyamızı başarıya götüren noktalardı. Ayrıca medya ve sosyal medyanın da etkili kullanımı işçilere ulaşmak ve işçilerin taleplerinde kararlı olduğunu göstermek açısından oldukça önemliydi.

İşçileri sendikal çalışmaların ana yürütücüsü yapabilmek için eğitmemiz gerekiyordu. İşçi temsilcileri ve aktivistlere sorunları belirlemek, lider ve aktivistleri bulmak, sorunların çözümüne yönelik çeşitli eylemler planlamak ve örgütsüz işçi arkadaşlarını sendikalı yapmak üzerine çok etkili bir eğitim sağladık.

Takımımızın disiplinli ve güven veren çalışmasıyla, işçiler her an eyleme hazır hale geliyorlar. Hedeflediğimiz işyerlerinde işyeri haritaları sayesinde, sürekli hedefimize odaklıyız ve bunu işçilerle paylaşıyoruz. Böylece, işçiler de henüz üye olmamış iş arkadaşlarını sendikaya katmaya yoğunlaşıyor ve sendikal olarak aktifleşiyorlar. Örgütlü olduğumuz işyerlerinden başka şirketlere geçen işçiler, sendikal bilinci oralara da taşıyor.


TEMİZLİK İŞÇİLERİNİN ÇOĞU KADIN VE GÖÇMEN

Ayrıca, tüm Avrupa’da olduğu gibi, Almanya’da da temizlik işçileri genellikle kadın ve göçmenlerden oluşuyor. IG BAU olarak özellikle onların ihtiyaçlarına yönelik çalışmalarımız var. Kendilerini ifade edebilmeleri, güven duyabilmeleri için dil kursu sağlamak gibi. Kadın ve göçmen işçilerin sendikal alanda aktif yer almasının, örgütlenmede olduğu kadar sendikal demokrasi için de çok önemli bir mesele olduğunu düşünüyoruz. Kendi sorunlarını ve taleplerini dile getirebilmeleri ve savunabilmeleri hem işyerinin hem sendikanın hem de toplumun ilerletici dönüşümü için önemli.

‘TEMİZLİK HAYAT KURTARIR’

Şimdiye kadar ne gibi eylemler yaptınız?

Pandemi döneminin başlamasıyla, temizlik isçilerinin durumunu belirledik. Kampanyanın başlığı “Temizlik hayat kurtarır” oldu. İşçilerin yaptığı işin çok önemli olduğunu, sadece basit temizlik olmadığını vurgulayarak onların emeğinin toplumsal önemini ortaya koyduk. Açık alanda mesafeli bir şekilde her türlü eylemi yapma kararı aldık ve sendika üyesi olan işçileri pasif durumdan aktif duruma getirdik.
Bu dönemde, örgütçülerin işyerlerine girememesi en büyük engeldi ama işyerindeki üyelerimizin aktif katılımı bu engeli aştı. Yapılan tüm bu eylemlerle başka işçileri de bilgilendirmiş olduk. Sosyal medya üzerinden ve kısa mesajlarla WhatsApp, email yoluyla tüm işyerlerindeki eylemlerin fotoğraf ve videolarını, dayanışma mesajlarını, her dilde çıkardığımız bildirilerini yayımladık. Her bölgedeki eylemlerimizde basın açıklaması yaparak görünürlüğümüzü ve gücümüzü artırdık.

ÖRGÜTLÜLÜĞÜN KAZANIMI

Çalışmanızın sonuçları neler?

Hep birlikte yüzde 11’lik ücret artışı kazandı işçiler. Bu, 700 binden fazla temizlik işçisinin kazanımı. Bu sektör ülkenin en düşük ücretli sektörlerinden biri olduğu için çok önemli bir kazanım. İşçilerin topluca hareket ederek aldığı bu kazanım, insanların onurlu bir şekilde çalışabileceği ve daha adil bir toplumun yaratılabileceğine dönük bir adım. Ancak bu burada bitmiş değil tabi ki. Onca yaratılan zenginlikten işçilerin paylarına düşeni almaları için daha da güç biriktirmek gerekiyor. İşçilerin sendikası olarak ana hedefimiz işçilerin bu gücü biriktirmek, toplu sözleşmelerde daha fazla işçinin söz sahibi olmasını sağlamak ve ücret ve koşulları daha da iyileştirmek.


Ekmek ve Gül okurları için 1 Mayıs mesajınız nedir?

Daha fazla dayanışma! Kovid-19 salgının yayıldığı bu uzun aylarda bir şey öğrendiysek o da hiç kimsenin bu krizle tek başına baş edemeyeceğidir. Fakat biz ancak birlikte hareket edersek iyi bir geleceğe giden yolu bulabiliriz. Sağlıklı bir ortamda herkes için iyi çalışma koşulları ile başarılabilir.

Ancak birlikte olursak, toplumda daha fazla bölünmeyi önleyeceğiz. Herkes sadece kendini düşünmüyorsa, birbirimizi savunursak demokrasimizi güçlendiririz ve sosyal barışı sağlayabiliriz. Dayanışma bizim için yabancı bir kelime değil, günlük yaşamdır. Sadece 1 Mayıs da değil, yılın her günüdür.

Dayanışma, çalışma dünyasının geleceğidir, bunu yaşayan ve uygulayan işçiler krizi çok daha iyi atlattılar, daha çok kazandılar ve birçoklarının sendikalarda örgütlendiği yerlerde daha iyi korunuyorlar. Çünkü ancak böylelikle şirketlerde birbirlerini destekleyebilirler, söz sahibi olabilirler ve iyi toplu sözleşmeler için savaşabilirler. Ve ancak birlikte iş dünyasının dönüşümünü çalışanların çıkarları doğrultusunda şekillendirebiliriz.

KADINLAR SENDİKAL ÖRGÜTLENMEDE AKTİF ROL ALMALI

Son olarak şunları eklemek istiyorum:

Kadınların çalışma hayatında mutlaka sendikal örgütlenmede aktif rol almalarının önemine vurgu yapmak istiyorum. Maalesef birçok alanda çok sayıda kadın üyemiz var fakat sendikaların karar alma mekanizmaları dışında durmayı tercih ediyorlar. Bu özellikle yabancı uyruklu işçilerde daha belirgin. Oysa kararları birlikte alarak daha iyi çalışma ve yasam koşulları için mücadele edebiliriz. Sendikalar, işçilerin örgütü olduğu ve tüm kararları kendi talepleri etrafında aldığı mücadele örgütleri olarak hareket etmelidir. Daha fazla üyenin denetleme ve karar alma komisyonlarında/organlarında yer almasıyla, daha katılımcı ve demokratik sendikalar kurmalıyız. Daha etkileyici ve mücadeleci yeni üyeler kazanarak daha iyi toplu sözleşmeler için mücadele edebiliriz.

Mücadeleci kadınların katılımcı üyelikleriyle sendikaların içinde yerlerini almaları, bir bütün olarak sınıf mücadelesinin dengesini ve geleceğini belirleyecektir.    

*EPOC (Avrupa Güç ve Örgütlenme Merkezi): UniGlobal Sendikası tarafından kurulan program, Batı ve Kuzey Avrupa ülkelerindeki sendikaları bir araya getiriyor. Ana hedefi, “savun-büyüt-inşa et” yani var olan sektörel toplu iş sözleşmelerini savunmak, büyütmek ve hükümetler ve patronların saldırılarıyla kaldıran sektörel toplu sözleşmeleri (yeniden) inşa etmek. Buna ek olarak, işçilerin karar alma mekanizmalarına dahil olup kontrol ettiği, işçi sınıfı bilincinin pratikte geliştirildiği katılımcı demokratik sendikacılığı yeniden sınıf mücadelesinin merkezine oturtmak.

'Sınırların ötesinde kadın işçiler nasıl örgütleniyor?' dosyasının tamamına ulaşmak için TIKLAYIN

Fotoğraflar: Zeynep Biçici


İlgili haberler
İrlanda: Market işçileri mücadeleyle ‘garantilenmi...

Bir market işçisi ve Mandate Sendikası işyeri temsilcisi McLoughlin çalışma yasasında değişikliğe se...

Slovenya: 17 yıl sonra ilk defa dükkanlar Pazar gü...

Slovenya'da market, mağaza işçileri baskılara rağmen, yılmadan sürdürdükleri kampanya ile 17 yıl son...

Almanya: Otto işverenlerinin gözü doymuyor!

Almanya’da posta ve online perakende satış sektörünün en büyük şirketlerinden Otto GmbH, korona salg...