Çocukluğu da gençliği de yoksulluk içinde geçen Edith Piaf, babası tarafından bakılması için geneleve bırakılır. Daha sonra babası onu oradan alarak sokaklarda şarkı söylemeye zorlar. Şarkı söylediği yıllarda yani 16 yaşında bir gence aşık olur ve babasını bırakıp onunla yaşamaya başlar. İki gençte henüz çok küçük ve yoksuldur. Bir çocukları olur ancak daha 2 yaşındayken menenjitten ölür. Çocuğunun ölümü Piaf’ı dağıtır. Kendi deyimiyle o kadar batmıştır ki yukarı çıkmaya kalkışmaz bile. Daha 18 yaşındadır ve erkek arkadaşı onun bedenini satmaya zorlar. 1935 yılında sevgilisinden kurtulmaya çalıştığı dönemde Louis Leplée, Edith’i şarkı söylerken keşfeder. Kaldırım serçesi adıyla bilinen Edith kısa süre de şöhrete kavuşur.
Ancak Louis Leplée öldürülür. Edith suçlanır. Bu dönem onun için çok kötü geçer ve popülaritesi düşer. Yine uzun zorlu senelerin ardından kaybettiği şöhretine kavuşur ve muhteşem sesiyle hiç unutulmayan şarkılara imza atar. Ve hep sevmekten bahseder Edith Piaf, sevginin gücünden...

- Bir kadına öğüt verecek olsaydınız, bu ne olurdu?
- Sev.
- Bir genç kıza?
- Sev.
- Peki bir çocuğa?
- Sev.