2015 TÜİK rakamları gösteriyor ki kreş maliyetinin aylık 600 TL olsa bile erkeğin aylık net ücret gelirinin yüzde 34’ü, kadının net ücret gelirinin ise yüzde 37,1’i kreş ücretine gidiyor. Mesela çocuk, devlete ait ya da işyerine ait kreş ya da anaokullarına gidebilse, bu maliyet yüzde 7,4’e düşüyor.
Ama devlet, kamu kreşleri açmak ya da işyerinde kreş açılmasını sağlamak yerine ‘özel okul teşvikini’ tercih ediyor. Hükümet 2012 yılında çıkardığı genelge ile kreş açmak isteyen kamu kurumlarına kaynak tahsis etmeyeceğini açıklarken, 2015 yılında Bakanlar Kurulu kararları ile kreş ve anaokullarına 2017 yılından geçerli olmak üzere 5 yıllık vergi muafiyeti getirdi. Peki ne değişti? Hiçbir şey! Kreş fiyatları hala el yakıyor, vergi muafiyeti aileleri değil ‘girişimcileri’ sevindiriyor.
Devlet çocuk bakımı ve eğitimi hizmetini kamusal bir hizmet olarak sunarak köklü bir çözüm üretmek yerine, ‘büyükannelere maaş’ gibi yöntemlerle kadınlara yükleyen, kadınları da yarı zamanlı çalışmaya yönelten düzenlemeler yapıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın istatistiklerine göre 2007-2008 yılında 497 olan kamu kreşi sayısı 2015-2016 döneminde 56’ya düşmüş.
Türkiye’de istihdam oranları ve koşulları kriz ülkelerindeki düzleme varırken kadınlara “3 çocuk doğurun” demek, bir de bunu kamudaki kreş sayısını azaltarak ve hizmeti yüksek ücretli özel bakım hizmetlerine devrederek yapmak, ikiyüzlülük değilse ne?
İlgili haberler
Kreş hakkı ve Anayasa değişikliği
Patronların kreş açma zorunluluğu kağıt üstünde. Gözümüzün arkada kalmayacağı kreşler ateş pahası.
24 saat açık, ücretsiz kreş haktır!
Sağlık emekçisi kadınlar 24 saat açık, ücretsiz kreş talep ediyor. Saatlerce nöbet tutan ve çocuklar...
Nerede ücretsiz, nitelikli kamu kreşleri?
Aslında kreş bir haktır. Devlet açmalıdır, denetlemelidir, niteliğini artırmalıdır. Hem bunu yapmıyo...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.